Yeni bir hayat kurdu

Bu hafta Kutluğ Ataman ile buluşuyorum. Siz onu usta yönetmen ve sanatçı olarak tanıyorsunuz. Türkiye’de çağdaş sanatın önünü açmış, uluslararası başarıyı yakalamış sayılı isimden biri. Dünyanın en önemli sanat ödüllerinden Carnegie Prize’ı kazanmış, Turner Prize’a aday olmuş, eserleri aynı anda Tate’ten Serpentine’a Londra’da önemli sanat merkezlerinde sergilenmiş.

Çağdaş sanatla ilişkisi biraz daha mesafeli olanlar bile İstanbul Bienali’nde sergilenen “Tanı: Homoseksüelite” adlı asker raporunu ya da İstanbul Modern’deki “İçimdeki Düşman” sergisindeki dansöz videosunu hatırlayacaklardır. Tabii son olarak da 2015’te Venedik Bienali’nde sergilenen Sakıp Sabancı’nın hayatına dokunmuş tam 30 bin kişinin vesikalık fotoğrafından oluşturduğu, bir uçan halıyı andıran video enstalasyonunu...

Ataman kısa bir süre önce filmlerini sansürsüz yayınlayabilmek için WitchTV adlı YouTube kanalını kurdu. Hemen akabinde ise Erzincan’daki Erginoğlu & Çalışlar imzalı evi, iki uluslararası mimari ödül kazandı. 2006 yılından bu yana World Architecture Community tarafından düzenlenen WA Awards kapsamında “Palanga / KA Evi” adıyla yarışan proje, “inşa edilmiş proje” kategorisinde hem siteye üye olanların oylamasında hem de jüri oylamasında ödül kazanan projelerden biri oldu.

Aile topraklarında

Filmlerinden ve eserlerinden sonra şimdi yeni bir ilgi alanı var Kutluğ Ataman’ın. Erzincan’da babaannesinin babası Mehmet Ali Bey’den kalan topraklarda Palanga’yı kurdu. Tamamen çiftçilik ve hayvancılık yapmak üzere. Dünyanın sayılı şefleriyle yarışabilecek kadar iyi bir şef olduğunu yemeklerinin tadına bakmadan anlamanız mümkün değil ama benim gibi şanslıysanız ve yemeklerinden tatma fırsatınız olduysa mutfakta harikalar yaratan birinin bu işi de ne kadar özenle yapacağını az çok tahmin ediyorsunuz.

İşte sırf bunun için İstanbul, Los Angeles ve Londra’dan sonra Erzincan’a yerleşmiş.

Bir yandan butik üretim yapan Palanga’yı büyütüyor, bir yandan çiftlikte 15 bin metrekarelik ormanlık bir alanı, yaralanmış vahşi kanatlı hayvanların doğaya kazandırılması amacıyla Palanga Kuş Korusu’na dönüştürmüş.

Enstalasyonu sergileniyor

Aynı zamanda atölyesinde sanat çalışmalarına devam ediyor, film yazıyor ve bunları yaparken de Erzincan’ın gönüllü turizm elçisi gibi çalışıyor. Erzincan’da kayak ve raftingin ne kadar iyi olduğunu anlatıyor. Zaten ödüllü evin fotoğraflarını görünce hemen Erzincan’a ışınlanmak istiyorsunuz.

Bu arada çekimlerine dünyanın dört bir yanında devam ettiği “Forbidden Planet” (Yasak Gezegen) adlı filminin seslerinden derlediği “Hypothalamus” adlı ses enstalasyonu San Francisco’da sergileniyor. 26 Ağustos’a kadar Jessica Silverman Gallery’de. Galerinin internet sitesinden ücretsiz indirmek mümkün.

Kutluğ Ataman’ın yaptıklarını dinlerken elde değil, aynı anda nasıl bu kadar çok yönlü olabildiğini düşünüyorum. Görüşlerine katılırsınız katılmazsınız o ayrı ama ürettikleri karşısında kayıtsız kalmak mümkün değil. İşte tam da bu yüzden şimdi Erzincan’dan çıkacak yeni eserlerini sabırsızlıkla bekliyoruz.