Yıl sonu raporu-2
2018 değerlendirmemize geçen hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz. İşte bir yıl böyle geçti…
En çok konuşulan sergiler: Akaretler Sıraevler’deki Füreya sergisi ve Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Ai Weiwei sergisinden sonra yılın en çok ses getireni Pilevneli Gallery’deki Refik Anadol sergisiydi. Murat Pilevneli, 2018’in sonlarına doğru Pilevneli Gallery’ye Mecidiyeköy’de eski likör fabrikasında açtığı ikinci şubesiyle de adından söz ettirdi.
Yılın filmi: ‘Ayla’, gişede çok başarılı oldu ama sinema eleştirmenleri de basın da Ayla’ya hak ettiği değeri ve yeri vermedi. Daha çok yapımcı Mustafa Uslu ve yönetmen Can Ulkay’ın senarist Yiğit Güralp’le arasındaki gerilime odaklanıldı. Film, çok iddialı pazarlandı, Türkiye’nin yabancı film kategorisinde en iyi film Oscar aday adayı oldu, ama adaylar arasına girmeyi başaramadı. “In the Fade Of” (Solgun) adlı yeni filmiyle Cannes Film Festivali’nde ana yarışmada yer aldı, Michael Haneke, François Ozon gibi usta yönetmenlerin filmleriyle yarıştı Fatih Akın. “Solgun”, Fatih Akın’a olmasa da başrolü verdiği Diane Kruger’a En İyi Kadın Oyuncu ödülünü getirdi. Daha sonra ise Altın Küre’de En iyi Yabancı Film ödülünü aldı.
Yılın konseri: Efsane müzik grubu Oasis’in kurucusu ve solisti Liam Gallagher, BKM organizasyonuyla ilk kez İstanbul’daydı. KüçükÇiftlik Park’taki konser harikaydı.
Çağdaş sanat gündemi: ‘Okullar Okulu’ temalı İstanbul Tasarım Bienali ve çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul eylülde aynı tarihlerde gerçekleşti. Yapıtlar kadar partiler de konuşuldu.
Beyoğlu’nun geri dönüşü: İstanbul Modern’in Meşrutiyet Caddesi’ndeki geçici mekanına taşınmasıyla, İKSV ve Soho House’a komşu gelmesiyle bölgeye eski günlerdeki hareketlilik de geldi.
En büyük yenilik: Yeni havalimanının adı da, kendisi de büyük heyecanla beklendi. İstanbul Havalimanı’nın ilk bölümü açıldı, ziyaret edenler havalimanından ne kadar etkilendiklerini birbirlerine anlatıp durdu.
Yılın çifti: Hiç tartışmasız Defne Samyeli-Cem Yılmaz’dı. Birbirlerine çok yakıştılar.
Uluslararası ödüller: Hüseyin Çağlayan’ın ne kadar özel bir yetenek olduğunu hepimiz zaten biliyorduk. Ama London Design Festival kapsamında verilen London Design Medal’e layık görülmesi bir kez daha kanıtladı, Hüseyin Çağlayan’a dünya çapında ne kadar değer verildiğini. Londra Tasarım Madalyası çok önemli bir ödül. Daha önce ödüle layık görülenler arasında Marc Newson, Thomas Heatherwick ve David Adjaye gibi değerli isimler var. İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölüm Başkan Vekili Prof. Dr. Ali Nesin, matematik bilimine olağanüstü katkılarda bulunan bilim insanlarına verilen, matematik eğitiminin Nobel’i Leelavati Ödülü’ne layık görüldü.
Çok sevdiğimiz isimler kendi kendilerine gitmeyi tercih etti: Hepimizin hayalindeki işi yapan efsane Anthony Bourdain, demokratik lüksün öncüsü moda tasarımcısı Kate Spade ve 8 İstanbul, Bird, Flamingo, Fenix gibi birçok sevdiğimiz mekanı yaratan Aliye Turagay’ı kaybettik.
Acı kayıplar: Bazıları için Güngör Hoca, bazıları için Güngör Bey, bazıları için Ali Rıza Kardüz’dü. Bazıları için ekonomiye Ayşe Hanım Teyze kavramını sokan ekonomi yazarıydı, bazıları içinse Türkiye’de daha restoran eleştirmenliği yokken Ali Rıza Kardüz imzasıyla restoranları değerlendiren, gustosuna güvenilen yegane isimdi Güngör Uras. Benim için Güngör Ağabeydi ve çok değerliydi. Aydın Boysan ve Münir Özkul da 2018’de kaybettiklerimiz arasındaydı. Gastronomi dünyasının en büyük kaybı ise tam 32 Michelin yıldızı olan Fransız şef Joel Robuchon oldu.
Yılın en beklenmedik spor başarısı: Efsane tenisçi Rafael Nadal’ın bile elendiği turnuva Wimbledon’da gençler kategorisinde çiftlerde Türkiye’den bir tenisçinin Yankı Erel’in şampiyon olması gurur vericiydi.
Yılın en korkunç kazası: 11 kişinin hayatını kaybettiği uçak kazası hepimizi derinden sarstı. Boğaz’da korkunç bir tanker kazası yaşandı, Boğaz’ın en güzel yalılarından biri olan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı büyük hasar aldı. Neyse ki can kaybı yaşanmadı.
Uber taksi savaşı: Çılgınca devam ediyor. Hâlâ kazanan yok.
Hayvan hakları gündemi: Tanem Sivar-Edhem Dirvana’nın sevgili köpekleri Django ve Pamuk’un başına gelenleri hepimiz dehşetle okuduk. Tanem ve Edhem öncülüğünde hayvan haklarına sahip çıktık.
