Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Salı gecesi NTV’de Ergenekon’un küresel boyutunu tartıştık. Yanıtını aradığımız soru şuydu: “Bu dava, ‘Batıcılar’ın ‘Avrasyacılar’ı tasfiyesi mi?”
Tartışmadan sonra bu soruyu anlamlı kılan 3 gelişme oldu:
1) “Avrasya” televizyonu, Ergenekon soruşturmasında basıldı.
2) Doğu Perinçek savunmasında Türk yargısını “ABD’nin infaz memuru” olmakla suçladı.
3) Bir süre önce gözaltına alınan MGK Genel Sekreteri, emekli Org. Tuncer Kılınç, Star Haber’de NATO’yu, ABD’yi ve AB’yi eleştiren açıklamalar yaptı.
* * *
Ergenekon’u, “hamiler savaşı”nın bir manivelasından ibaret saymak, içerde olup biteni gözden kaçırmak olur. Ama davanın önemli bir boyutunun da bu olduğunu görmek lazım.
İşin ilginci, hemen her konuda zıt görüşlerde cepheleşenler bu konuda ağız birliği etmiş durumdalar.
Ergenekon sanıklarının çoğu, “Biz ABD’yi, AB’yi eleştirdiğimiz, Rusya gibi seçenekler önerdiğimiz için yargılanıyoruz” diyorlar.
Hatta Kemal Gürüz gibi, “Valla ben onlardan değilim; ben Amerikancıyım” diyerek sıyrılmaya çalışanlar da var.
* * *
Öte yandan, Ergenekon’un tasfiyesini destekleyenler de operasyona benzer teşhis koyuyorlar.
Örneğin Zaman yazarı Prof. İhsan Dağı, Org. Kılınç’ın Türkiye için Rusya ve İran seçeneğini işaret eden konuşmasını hatırlatarak, “50 yıldır Batı güvenlik sisteminde bulunan bir ordunun, NATO, ABD ve AB ile işbirliğine karşı, ‘Rusçu’ bir kliğin eline geçmesine seyirci kalınır mı?” diye soruyor.
“ABD/NATO’nun bu tasfiyeye en azından sessiz kalarak örtülü onay verdiğini, TSK’nın da soruşturmaya izin vererek kendini Batı ittifakı içinde yeniden konumlandırdığını” öne sürüyor.
* * *
İnsanın aklına, ABD ile ilişkileri bozulup yüzünü Rusya’ya döndüğü anda devrilen Menderes, İnönü, Ecevit geliyor.
Org. Kılınç da, 7 yıl önce herkesi hayrete düşüren o çıkışının bedelini ödüyor olabilir mi?
“Rusya yalnızdır. Türkiye’nin, İran’ı da alarak bir arayış içinde olması gerekir” sözleri kişisel fikri miydi, ordunun resmi görüşü mü?
Muhtemelen ikisi de değil...
TSK’yı biraz tanıyanlar, komutanların üstlerinden bağımsız konuşmayacaklarını bilirler.
Nitekim Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu da dün Fikret Bila’ya “AB üyeliğine karşı değiliz” diyordu.
Kaldı ki, Org. Kılınç da çok tartışılan o cümlenin içine “Amerika’yı göz ardı etmeksizin...” notunu yerleştirmişti.
Muhtemelen o konuşma, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışan ABD ve AB’ye en üst makamdan verilmek istenen “Çok üstüme gelme” mesajıydı.
* * *
Ancak Irak işgali, çuval krizi, Kıbrıs koşulları, soykırım tasarıları diye uzayıp giden bir listenin, ordu içinde ciddi bir Batı tepkisi yarattığını da gözden kaçırmamak lazım.
Nitekim, görev döneminde hiç ABD’yi ziyaret etmemesi, Amerikalı meslektaşları tarafından eleştirilen Org. Kıvrıkoğlu, yine Fikret Bila’ya “ABD Meclisi, Ermeni soykırımı tasarısını kabul edince gezimi iptal ettim” diyor.
O yüzden, Ergenekon’un fonunda bu gerginliğin izlerini aramak hepten dayanaksız bir yaklaşım değil.
ABD, dün NATO eliyle kurduğu ve yıllarca kirli işlerde kullandığı örgütün bugün gömülmesine sessizce nezaret ediyor belki de...
Dün, Amerikan askeri yardım kuruluşu JUSMAT’ın dolarlarıyla silahlanıp illegal operasyonlara girişenlerin, bugün ABD karşısında antiemperyalist kesilmesi ibret verici değil mi?