Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çanakkalede Mustafa Kemalin göğsündeki saate saplanan şarapnel parçası böyledir mesela...İsmet İnönünün arabasına sıkılan kurşunun şans eseri Başbakanı ıskalaması bir başkasıdır.O şarapnel parçası ya da o kurşun birkaç santim yana rastlasa Türkiye bugün başka bir noktada olabilirdi.Adnan Menderesin uçak kazası da bunlardandır.1959da Londraya giderken Başbakan, uçağın kuyruğunda değil de, önlerde oturuyor olsa, tarih başka türlü yazılabilirdi.Barış Duranla birlikte hazırladığımız, bu gece CNN Türkte izleyeceğiniz "O Gün" belgeselinde kazanın tanıklarını dinleyecek, görüntülerini izleyecek, ayrıntılarını öğreneceksiniz.Ancak burada işin başka bir yönüne dikkat çekmek istiyorum:Kaza, Bayar ile Menderes arasında yıllardan beri içten içe süren bir anlaşmazlığın su yüzüne çıkmasına neden olmuştur.***Cumhurbaşkanı Celal Bayar kazadan sonra, Başbakanı Menderese özel doktoru olan, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanı Tuğgeneral Recai Ergüderi göndermişti.Tuğg. Ergüder, daha sonra yayımladığı anılarında, hastanede Menderesi hemen Türkiyeye dönmeyip yurtdışında 3 - 4 ay dinlenmeye iknaya çalıştığını anlatır. Menderes bu öneriyi duyar duymaz yaverini çağırıp "Yarınki ilk uçakla Türkiyeye dönüyoruz" demiştir.Ergüder, işin içyüzünü şöyle özetler: "Eğer kazada Menderesi kaybetseydik Bayar, başbakanlığa gelecekti. Bunu ben, o günlerde bizzat kendisinden dinledim".***Nedense dönemi inceleyenler bu konu üzerinde fazla durmamışlardır.Menderes, kaza sonrası, aleyhine bir hazırlık yapıldığı endişesiyle hemen Türkiyeye dönmüş, dönüşünde de çetin rakibi İnönünün kendisini karşılamaya gidip samimiyetle "Geçmiş olsun" demesi ve bir süre hükümete yönelik eleştirileri kesmesi, ülkede bir "bahar havası" yaratmıştır.İşte bu noktada Adnan Menderesin oğlu Aydın Menderesin bu gece belgeselde izleyeceğiniz saptamaları önemlidir.Aydın Menderes, o günlerde Bayarın, babasını "dinlenmeye çekip" yeni bir başbakan arayışına girdiğini doğrularken bunun nedenini şöyle özetliyor:"Bayar CHP ile ilişkileri hep gerilim noktasında tutuyordu".Anlaşılan, İnönünün yumuşak tavrını DPyi eritmeye yönelik bir komplo olarak değerlendiren Bayar, bükülmeden politikaları sürdürmekten yanaydı.Menderes ise kazayla artan karizmasını kullanarak belki de her şeye yeniden başlamayı umuyordu.Aydın Menderes tarihten şu dersi çıkarıyor:"Ya Bayar kendine emanetçi bir başbakan bulmalıydı ya da tersine Menderes, Bayarın yerine geçecek yeni bir cumhurbaşkanı..."Galiba 27 Mayısa 5 kala, Ankarada ikisi de aranmıştır.***Menderes uçak kazasında ölen 14 kişinin arasında olsa veya "Dinlenmelisiniz" önerisine uyup koltuğu Bayara bıraksa Türkiyenin tarihi değişir miydi?Ya da tersine, yurda dönünce Bayara rest çekip İnönü ile yakınlaşsa, bu işbirliği 27 Mayısı engelleyebilir miydi?Türkiye, askeri müdahalelerle kesilmeyen bir demokrasiyi başarabilir miydi?Elbette tarih "şöyle olsaydı"ları, tesadüfleri, komplo teorilerini sevmez; ama daha geçenlerde, tam da Irak krizi kapıya dayandığında, savaşa direnen bir Başbakana "7 ay yataktan çıkmamalısınız" raporu verilip koalisyon dağıtılıyorsa, birilerinin tarihten şüphelenmesini yadırgamamak gerekir. can.dundar@e-kolay.net Bazen küçük tesadüfler tarihi değiştirir.