Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ada Emniyet operasyonuyla Ankara'da 13 barı haraca bağlayan çete açığa çıkarıldı. Çete lideri olarak aranan isim, eski DYP milletvekili Sedat Bucak'ın yeğeni... Yakalanan 19 zanlının çoğu da Bucak'ın akrabaları... Operasyonda Bucak'ın koruması ve danışmanı da yakalandı.Bucak'ın daha önceki korumalarının Topal cinayetine adlarının karıştığını hatırlatalım.Soruşturma kapsamında adliyede ifade veren Sedat Bucak'ı biz "Susurluk kazasından sağ kurtulan tek isim" olarak hatırlıyoruz.Çok önemli bir tanıktı, ama kazadan sonra "olayı hatırlayamadığı" gerekçesiyle hiç konuşmamıştı. Susurluk davasında "suç örgütüne üye olmak" suçundan 1 yıl hapse mahkûm olmuş, cezası ertelenmişti. Bucak da Demokrat Parti'nin Şanlıurfa 1. sıradan milletvekili adayı olmuştu."Dokunulmazlık zırhı"na bir ay kala, bir "aksilik" oldu:Önceki gün Yargıtay, yerel mahkemenin verdiği erteleme kararını bozdu. Böylece Bucak'ın milletvekili adaylığı tehlikeye girdi. Seçilse bile milletvekili mazbatası alması zor görünüyor.Görüyorsunuz değil mi:Susurluk yaşıyor!* * *Devam edelim:Bucak'ın yakalanan korumasının üzerinden "Jandarma İstihbarat Teşkilatı" (JİT) kimliği çıktı. Kimden aldığı sorulduğunda Tuğgeneral Veli Küçük'ün adını verdi.Malum Veli Küçük de Susurluk skandalının kilit isimlerinden biri... "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kullandığı cep telefonu da onun adına kayıtlıydı.Küçük, adı faili meçhul cinayetlerle özdeşleşen JİTEM'in kurucusu olarak tanınıyordu. Abdullah Çatlı ölmeden önce son telefon görüşmelerinden birini onunla yapmıştı.Son olarak Danıştay saldırısını düzenleyen Alparslan Arslan'la aynı karede görüntülenmişti.Hrant Dink'in avukatı ise Küçük'ün telefonla Dink'i tehdit ettiğini açıklamıştı.Farkındasınız değil mi:Susurluk yaşıyor!* * *Son olarak İbrahim Şahin'i hatırlatalım:Emniyet Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili'ydi.Susurluk kazası sonrası açılan ilk büyük davanın kilit ismiydi."Çete kurmak ve yönetmek" suçundan 6 yıl hapse mahkûm oldu.Bu aşamada bir trafik kazası geçirdi. Bir süre hastanede tedavi gördü. Sonra "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları arasında cezaevine gönderildi.Avukatları "Hafıza sorunu yaşıyor. Cezaevinde kalamaz" diye itiraz ettiler.Adli Tıp Kurumu rapor verdi.Ceza ertelendi.Şahin, bilincini yitirdiği gerekçesiyle tahliye edildi. "Hafıza sorunu", 6'şar ay arayla, raporlarla belgelendi.Sonunda avukatları Cumhurbaşkanı Sezer'e başvurdular:"Kendisi iyileşemiyor. Raporlar ekte. Affedin" dediler.Sezer ikna oldu ve Şahin'in 486 günlük hapis cezasını affetti.Veee sürpriz:Şahin, geçen ay MHP'den milletvekili aday adayı oldu.Ya "Bir daha iyileşemez" raporunu yalanlarcasına aniden iyileşmişti ya da "Mebusa hafıza gerekmez" demişti.Ancak Bucak'ı bağrına basan Mehmet Ağar'ın yaptığını, Devlet Bahçeli, İbrahim Şahin'e yapmadı; adaylığını onaylamadı.Şahin, Meclis'e uçamadı.Onları bilmem; ama biz, hafızamızı kaybetmedik. Hatırlıyoruz, görüyoruz, izliyoruz bunları...Ve haykırıyoruz:Susurluk yaşıyor! can.dundar@e-kolay.net Geçenlerde Ankara'da bir bar işletmecisi "Bir çete şantajla benden para istiyor" diye polise başvurdu.