Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Seçim sonrasında ekonomi yönetiminin iş başında kalması ve piyasaların rahatlaması önemli. Fakat en az bunun kadar önemli bir başka şey de çalışma yaşamı alanının yönetimi ve bu yönetimin kimde kalacağıydı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, beklentilerin aksine yerinde kaldı.
Hükümetin kurulmasında, Bakanlar Kurulu’nun oluşumunda, mevcut ekonomik ve sosyal dengelerin korunması arzusu önemliydi. İşte bu nedenle ekonomi yönetimi değişmediği gibi, çalışma yaşamının yönetimi de değişmedi.
Çalışma yaşamı içerisinde barındırdığı toplumsal dinamikler nedeniyle farklı ve etkili bir alandır. İşçi ve işveren tarafları gerek örgütlü, yani sendikal yapılarıyla, gerekse temsil ettikleri kitleler sebebiyle ekonomik ve toplumsal yaşamın dengelerini belirleme kuvvetine sahiptir. İşte taraflar arasında hassas bir dengenin sağlanması ve bu yolla “sosyal diyalog mekanizmasının” işletilmesi çalışma yaşamını yönetme arzusunda olanların bir numaralı görevidir. Bakan Çelik, taraflarla diyalog kurulmasında etkili olmuş bir isimdir.

Kara delikler...
Çalışma Bakanının, sosyal diyaloğa önem vermesi kadar hayata geçirilmesine katkıda bulunduğu mevzuatın da, görevde kalmasına etken olduğunu söylememiz gerekir. Sosyal güvenlik reformu ve reformun yasal uzantısı olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası bugüne kadar yapılamayanları yapan önemli bir yasa. Tüm vatandaşların ilk kez sosyal güvenlik ve sağlık bakımından kapsama alındığı, farklı sosyal güvenlik sistemlerinin birleştirildiği (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) bir yapıya geçildi. Sosyal güvenlikte kara delik olarak adlandırılan gelir gider dengesizliğinin giderek olumlu bir yönelişe geçtiği dönem açılmış oldu.
Bakan Faruk Çelik döneminde tarihimizdeki en büyük maden faciası yaşandı. Bu konu tartışılabilir, eksiklik ya da ihmaller tabii ki konusu. Denetimle görevli olanların görevlerini yerine getirmediği açıktır. Ne var ki, diğer bir önemli noktada da çağ dışı üretim koşullarında hizmet veren işletmelere ruhsat verilmesidir. Nitekim bu durum faciadan çok önce Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanmış kapsamlı maden raporunda da belirtilmişti.

Reformlar şart!
Yeni dönemde Çalışma Bakanlığı’nın dikkate alması gereken önemli konular var. İşsizlik sorununa, özellikle genç işsizliğine çare olacak yapısal reformlara şiddetle ihtiyaç duyuluyor. Günümüzde işsizliğin en yoğun hale geldiği kesim üniversite mezunu gençler. Etkin bir eğitim-işgücü projeksiyonu acilen yapılmalı.
Kamu personel sistemimizin de reformlara ihtiyacı var. Kamu personel sisteminin yeterlilik liyakat esasına dayanan yeniden yapılanmaya, kamu kurumları arasındaki adaletsiz ücret yapılarının performans kriterlerine dayanarak değiştirilmeye ihtiyacı var.
Çalışma yaşamı alanı ve bu alanın yönetimi ateşten gömlek giymeye benzer. Vatandaşları doğumlarından ölümlerine kadar ilgilendiren çalışma ve sosyal güvenlik sahasında herkesi memnun etmek kolay değil. Ancak yine tekrar edelim, sorunların çözümünde “sosyal diyalog” olmazsa olmaz koşul.