Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ülkedeki en büyük kamu kuruluşu. Hem personel sayısı, hem de gelir ve gider yapısıyla devasa. Vatandaşa sosyal güvenlik ve sağlık hizmeti SGK aracılığıyla sunuluyor.
Kesinleşmiş rakamlara göre, SGK 2013’te 163 milyar TL gelir elde etmesine karşılık (prim gelirleri, diğer gelirler), 182.6 milyar TL harcama yapmış. Gelir gider farkı 19.6 milyar TL olmuş. Açıkta 2011’de bir azalma oldu ancak sonra tekrar yükselişe geçti.
Bu azalmanın temel sebebi, 2011 yılında sigorta prim borçlarına getirilen yapılandırma ve yıllar itibariyle kayıtdışı istihdamın azalıyor olmasıydı.

Haberin Devamı

Prim 150 milyar TL’yi aşar
Meclis’te yasalaşmayı bekleyen, bugüne kadar ki en kapsamlı prim yapılandırmasıyla, SGK’nın kasasına yaklaşık olarak 40 milyar TL’ye yakın ödenmemiş primin gireceği hesap ediliyor.
Eğer bu rakamlar tutarsa, SGK gelir gider dengesi son derece olumlu yönde etkilenecek. 2014 bütçesinde öngörülen prim gelir rakamı 131 milyar TL iken bu rakam 150 milyar TL’yi aşacak.
2011 yılında da bugünküne benzer ancak daha dar kapsamlı bir yapılandırma olmuş ve prim gelirleri bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 35 artış göstermişti.
2014’te uygulamaya girecek yeni yapılandırma ile bu oranın da üzerine çıkılacağı görülüyor. Bu sosyal güvenlik sistemimizin finansmanı açısından son derece olumlu. Ancak prim geliri artışını sürekli yapılandırmalara endekslemek işin kolayına kaçmak anlamına geliyor.
Bu nedenle, sigorta primlerinin özellikle esnaf ve işverenler açısından daha makul seviyelere çekilmesi, ödeme kabiliyetinin artmasına, dolayısıyla af ya da yapılandırma benzeri uygulamaların ortadan kalkmasına neden olacak.

SGK ilaççılarla pazarlığa oturup fiyatı düşürebilir

Güncel ilaç listesi hazır...
SGK’nın gelir gider yapısı içerisinde en dikkat çekici alan sağlık harcamaları. 2006 yılına göre, 2013 yılında ilaç harcamaları 2 kat, tedavi harcamaları ise yaklaşık 4 kat artış göstermiş.
Sağlık harcamaları artmakla beraber, kamu idaresinin özellikle ilaçta maliyetleri düşürme yönündeki etkinliği de artıyor. Global bütçe uygulaması, benzer ülkelerdeki ilaçların en düşük rakamlı olanlarının kıstas alınması, firmalardan iskonto talep edilmesi vb. uygulamalar ilaçta daha büyük artışların ortaya çıkmasını engelliyor.
SGK hangi ilaçları ödeyeceğini ve fiyatlarının ne olacağını kendi bünyesindeki Geri Ödeme Komisyonu ve Fiyatlandırma Komisyonu vasıtasıyla belirliyor.
İlaç firmaları ürünlerini geri ödeme yani devletin ödeme kapsamına aldırmak için mücadele veriyorlar. Hatta şu sıralar yeni bir ilaç listesi 1.5 yılın ardından güncellenerek Resmi Gazete’de yayınlanmayı bekliyor.

Haberin Devamı

Alternatif ödeme yolda...
Torba Yasa Tasarısı içerisinde kendine yer bulan önemli bir düzenleme var. İlaç firmalarını çok yakından etkileyecek bu düzenleme çok gündeme gelmedi. Tasarının 46. maddesine göre, bundan böyle ilacını, tıbbi cihazlarını devlete satmak isteyen firmalardan yıllık ücret ve/veya başvuru ücreti alınacak.
Bu yeni durumun kamuya ek kaynak yaratılmasıyla ilgili olduğu söylenebilir.
Yine aynı maddenin son fıkrasında, ilaç bulunurluğu sağlanması ve maliyetlerin kontrol altına alınması amacıyla firmalarla özgün sözleşmeler yapılabileceği belirtiliyor.
Düzenlemeyle SGK halen uyguladığı geri ödeme sisteminin dışında “alternatif ödeme yöntemlerine” geçebilecek, firma bazında masaya oturup pazarlık yapabilecek.

Haberin Devamı

SGK ilaççılarla pazarlığa oturup fiyatı düşürebilir

Kârları azalabilir
Yeni dönemde özellikle bütçeye yük getiren ilaçlarla ilgili olarak, firmalarla direkt olarak sözleşme masasına oturup karşılıklı 1, 2 ya da 3 yıllık farklı kıstaslar yapılması bundan sonra mümkün olabilecek. Piyasada bulunamayan ve pahalı olduğu bilinen kanser ilaçlarının daha kolay temin edilmesi ve ilaç sıkıntısının ortadan kaldırılması hedefleniyor.
Yeni düzenlemenin temel amacının ilaç maliyetlerini baskılamak olacağı söylenebilir. Devlet ilaçta daha düşük maliyetlere katlanmak istiyor. En büyük alıcı olmanın getirdiği avantajla ilaç fiyatlarını baskılamak ve doğrudan fiyatlara müdahale etmek maliyetler açısından en kolay yol olarak görülmekte. Ancak firmaların maliyet baskısı altında giderek kârlılıklarının azalması ve bunun neticesinde zamanla piyasadan çekilmeleri tehlikesi de mevcut.
Nitekim yerli ilaç sanayisinin küçüldüğünü görüyoruz. Çok dikkat etmek, dengeleri çok iyi ayarlamak gerekiyor.