Yazarlar Çocuklar ve kediler

Çocuklar ve kediler

29.06.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çocuklar ve kediler

Çocuklar ve kediler

Yalvaç Ural


GEÇTİĞİMİZ hafta içinde bir gün, bizim Marsık yeni edindiği arkadaşıyla birlikte, birdenbire ortadan kayboluverdi. Daha önce de böyle şeyler yapmıştı. Ama bu kez, biraz farklıydı. Gideli dört gece olmasına karşın, en küçük bir haber bile alamamıştık kendisinden. Üstelik, açlığa da pek dayanıklı değildi. Kolay kolay her şeyi yemez, kendi battaniyesinden başka bir yerde de uyumazdı.
Kesinlikle başına bir iş gelmişti. Yoksa şimdiye kadar çoktan dönerdi.
Herkese haber verdik. Komşularımız, kaybolan köpek ve kedileriyle ilgili, marketlerinin girişindeki panoya el ilanları asmışlardı. Bize de bunu önerdiler. Bu ilanlar, Marsık kaybolana değin hiç dikkatimi çekmemişti. Ama ne yalan söyleyeyim, böyle bir duyuru yazmak bana biraz "komik" geldi. İnsan bazı şeyleri, kendi başına gelince fark edebiliyor. Şimdi, kaybolan ya da çalınan köpeklerinin resimlerini sayfamızda basmamı isteyen okurlarımı daha iyi anlıyorum.
Her ne kadar, "O evine değil, bize bağlı bir kedidir" diyorsak da, beşinci geceye girerken, onun kayboluşuyla ilgili, her türlü kötü öyküyü kafamızda yazmaya başladık.
Evde kimse kimseyle konuşmuyordu. Sonunda kafamdakileri silebilmek için, çantamdan baskıya hazırladığımız yeni bir kitabın maketini çıkardım. Bu kez sinirlerim daha çok bozuldu. Çünkü farkında olmadan çantama koyduğum maket, "Şaşılası Ama Gerçek Kedi Öyküleri" adlı bir kitapmış. Hemen hızla kitabı okumaya koyuldum. İlk öykü, "Mutlu Son" adını taşıyordu: Linda Hanım ve oğulları, l986 yılında Viskonsin'den Arizona'ya taşındıklarında kedilerini de yanlarında götürüyorlar. Bir yıl sonra, parasal durumları bozuluyor ve Viskonsin'deki evlerine geri dönüyorlar. Bir mama parası bile, onların için çok önemli olduğundan üç yaşındaki kedileri Sem'i Arizona'da bir tanıdıklarına bırakıyorlar. Ama sahiplerine inanılmaz bir sevgiyle bağlı olan kedi Sem, l986 yılında Arizona'dan yola çıkıyor ve l400 mil yol kat ederek l99l yılında Viskonsin'deki evine geri dönüyor. Bunu bir insana oranlarsak, yani yirmi sekiz yıl sonra...
Bu öyküyü okur okumaz, hemen bizimkinin eski evimize doğru yola çıktığını düşünmeye başladım. Ama daha, "Hangi yoldan gidiyordur acaba?" diye düşünmeme gerek kalmadan, bizim Marsık Hanım, üstü başı çamur içinde komşumun duvarından bahçeye atlayıverdi. Tabii hemen koşarak mama tasının yanına gitti. İki gündür hala uyuyor.
Bu arada ben de, "Kedi Öyküleri" kitabını bitirdim. Ve hayvanların bizleri, bizim onları sevdiğimizden daha çok sevdiklerini görmek inanılmaz üzdü beni. Ama asıl üzüntüm, sokaktaki kimsesiz çocukları, bizim kediler ve köpekler kadar bile sevmeyişimiz. Çünkü onların ne bir bekleyenleri, ne de geri döndüklerinde bulacakları battaniyeleri var.
Yazara Email Y.Ural@milliyet.com.tr