Yazarlar Cunda'da Papalina yenir...

Cunda'da Papalina yenir...

21.07.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Cunda'da Papalina yenir...

Cundada Papalina yenir...

Orhan Tokatlı


KUZEY Ege'de AYVALIK deyince üzerinde bir nebze durmak gerekiyor... Bergama'dan sonra antik kalıntıları nedeniyle kıyı bandında küçük adacıklarıyla turizmde önemli bir konuma sahip olan bu şirin ilçenin öncelikle kültür ve sanat yönünden işlenmesi, değerlendirilmesi yerel yöneticileri harekete geçirmiş bulunuyor... Gürer Aykal'la Suna Kan'ın birlikte verdikleri konserlerin tadı hala unutulamıyor...
Belediye eski Başkanı Ali Güreli bu konuda geniş kapsamlı plan ve programın uygulanmasına geçeceği bir dönemde seçimleri kaybederek yarıştan çekiliyor, yerine gelen başkan ise yeşillendirmeyi önemsiyor, huzur evi ile birlikte tüm çalışmasını bu yolda geliştirmeyi yeğliyor...
Güreli, kıyıda bulunan yerleşim birimlerinde her yıl üç beş sanatçının katılımıyla kalıcı olmayan etkinliklerle sürdürülen festivallerin hiçbir biçimde geçerli olamayacağını savunuyor... Başkan, Ayvalık'a kuzeyden girildiğinde İzmir çıkış yoluna kadar İnönü caddesinin sağında deniz kenarına uzantısı olan tarihi yağ imal ve depolarının yollarla desteklenerek sanat ve kültüre dayalı merkezlere dönüştürülmesi, turizme hizmet verecek birimlerin de buralara yerleştirilmesiyle ilçenin renkleneceğini, gerçek bir potansiyel yaratabileceğini vurguluyor...
* * *
ASLINDA Ayvalık'ta sanat ve kültür bir arada yaşıyor... Her yer SİT alanı... Kazmanın vurulduğu her yerden değerler fışkırıyor... Turizm eski Bakanlarından Nihat Kürşat'ın yeğeni Fatma Kürşat'ın sahibi olduğu Galeri'de ressam Süleyman Saim Tekcan'ın eserlerini seyreden sanatseverler karşılarında Ayvalık'la bütünleşmiş, gazeteci yazar, kitapevi sahibi Ahmet Yorulmaz'ı elinde "Savaş'ın çocukları" isimli son kitabını dostlarına dağıtırken görüyorlar... Efendiliği ve dürüstlüğü ile muhitinde saygıyla, sevgiyle kucaklanan Yorulmaz, 1948 yılında Ayvalık'ta ölen bir Girit göçmeninin bıraktığı üç not defterini ayıklayarak oluşturduğu kitabı Türk - Yunan dostluğunun olamayacağı şu söyleşiyle noktalanıyor:
"İstanbul'da Girit bizim canımız, feda olsun kanımız" diye bağırırlarken
O tarihde yanında çalıştığım matbaacı VLADİ MİROS, bir plak gibi şunu yineleyip duruyordu bana:
Hasanaki inanma sakın, girit gitti gider... Sizinkiler bizim kiliseyle politikacılarımızı tanımıyorlar. Bunların ikisinin yapamayacakları yoktur. Dünya alemi kandıracaklar, sizi buradan çıkaracaklardır. Bak zamanı gelecek Vladimiros usta söylemişti, diyeceksin...
* * *
AYVALIK deyince "CUNDA'nın sahil şeridine serpiştirilmiş balık ve deniz ürünlerini özellikle PAPALİNA'yı otlarla bezeyerek sunan ARTUR Restaurant'ın şefi Ayhan anımsanmadan geçilmiyor... Yazlıkların çoğunda politikacılar, sanatçılar ve yüksek düzeydeki bürokratlar oturuyorlar...
Yıllarca UNESCO'da görev yapan gazeteci yazar, İsmail Cem döneminde TRT'de de görev üstlenen Hıfzı Topuz bitkilerle örtülü orman evini andıran yazlığında art arda kitaplar yayınlamayı sürdürüyor...
Topuz son olarak 1970'lerde yayınladığı
"BASIN TARİHİ" kitabını genişleterek, geliştirerek "CUNDA" kaydını koyup dostlarına ulaştırıyor...
Basın tarihi ile ilgili başlangıçtan bu yana, davalar, hapisler, saldırılar, faili meçhul cinayetler ve holdingler konusunda bilgi edinmek isteyenlere küçük bir ansiklopedi niteliği taşıyan kitap, iletişim fakültelerine, basınla ilgili tüm kuruluşlara kaynak olarak tavsiye ediliyor...
Belediye Başkanı'nın gözardı etmesine rağmen Cunda adasında gece yaşamı coşkulu bir biçimde devam ediyor...