Cüneyt Sadıç

Cüneyt Sadıç

csadic@destinationsforever.com

Tüm Yazıları

Hz. Muhammed’in “Konstantiniyye muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır ve onu feth eden ordu ne güzel ordudur...” ve “Ümmetimden Kayser’in şehrine gaza eden ilk savaşçılar için bağışlanmak vardır...” hadislerini sahabe ve tabiin hedef kabul edip, Mekke-Medine ile Şam’dan yola çıkar. Büyük bir azimle binlerce kilometreyi yaya ya da at sırtında aşarak, feth için gelir Şehr-i Konstantiniyye... Takvimlerin Hicri 48, Miladi 668 yılını gösterdiği bu ilk seferi, 674’te ikinci ve 715’te üçüncüsü takip eder.

Haberin Devamı

İSTANBUL’DA  SAHABE’NİN  İZİNDE
Sahabi kimdir, tabiin kime denir?

Kelime anlamı arkadaş ya da dost olan sahabi’nin İslamiyet’teki anlamı Hz. Muhammed’i görmüş, sohbetinde bulunmuş ve Müslüman olarak vefat etmiş çocuk ya da yetişkin kimsedir. Saahabe ise çoğuludur. Tabiin ise Hz. Muhammed’i göremeyen ancak sahâbeyi müslüman olarak gören ve müslüman olarak ölen ikinci nesli ifade eder.

İstanbul’daki Sahabe mezarları

Bugün İstanbul’da sahâbe kabir ve makamlarına bakıldığında yedisi Eyüp’te, 19’u sur içinde, üçü de Karaköy’de olmak üzere 29 kabir ve makam bulunmakta. En bilineniyse, hiç kuşkusuz halk arasında bilindiği şekliyle Eyüp Sultan’a ait olan.

Ama ne yazık ki, bu kabir ve makamlarla ilgili kesin bilgiler mevcut değil. Dolayısıyla kaçının gerçekte ‘sahabe türbesi’ olduğu da bilinmemekte.

Bu türbeleri; sahabe olduğu kesin olarak bilinmekle beraber İstanbul’a hiç gelmemiş, sahabeden sonraki dönemlerde yaşamış, ismi kabul edilen dini kaynakların hiçbirinde geçmeyen, sahabe olup olmadığı ve hayatı hakkında hiçbir bilgi bulunmayan, sonradan sahabe kabrine dönüştürülmüş ya da görülen bir rüyaya dayanarak ihdâs edilmiş olanlar şeklinde altı grupta toplamak mümkün.

Örneğin; Eyüp ve Karacaahmet’te türbeleri olan Hz. Ebu Derda ilk İstanbul kuşatmasından 17 yıl önce vefat etmiştir. Yazılı kaynakların yetersiz kaldığı durumlarda inanış ve rivayetlerinde zaman zaman dikkate alındığından yola çıkarsak, eskiden bir ihtimal bugün bize ulaşamamış kaynaklar mevcut olabilir...

İSTANBUL’DA  SAHABE’NİN  İZİNDE

Edirnekapı’dan Eyüb’e Sahabe

Haberin Devamı

İSTANBUL’DA  SAHABE’NİN  İZİNDE

Haydi gelin mahaller arasında kaybolmuş ama günümüze kadar varlıklarını korumuş, pek çoğunun yerini bulundukları mahalle sakinlerinin dahi bilmediği bu kabir ve makamları keşfe çıkalım. Edirnekapı’dan başlayın adımlamaya, şehr-i İstanbul’un dar sokaklarını. Kısa bir yürüyüş sizi Kariye’nin bahçesine girişte hemen solda bulunan Hz. Said el-Hudri’nin kabrine ulaştıracak. Sonrasındaysa soldan aşağıya devam edip, Paşa Hamamı Caddesi’ne döndüğünüzde önce solunuzda Hz. Hüsam’ın kabrini, az ileride sağınızdaki Hasan Hüseyin merdivenlerinde ise Hz. Hasan ve Hz Hüseyin’in türbelerini bulacaksınız. Merdivenlerin sonunda, sola dönün, sizi Hoca Kasım Günani Camii karşılayacak, kapısından girince soldaysa Hz. Cafer el-Ensari. Hemen ilerisinde bir diğer sahabi kabri daha mevcut, Hz. Abdullah el-Ensari.

Ramazan sonrası gidecekler; hemen karşı köşedeki Derviş Baba kahvesinde soluklanıp, bir kahve içimi dinlenebilirler.

Hz. Şu’be’nin kabrine ulaşmak için geriye dönüp Molla Aşığa çıkan merdivenlerden yukarı çıkın, Hatice Sultan Camii’ni geçtikten sonra Şişhane Caddesi’nden aşağıya yürürken kabri sağda göreceksiniz.

Haberin Devamı

Program yer alan diğer türbeler

Sonraki durağınız Eğri Kapı. Kapıdan çıkar çıkmaz sağda göreceğiniz iki kabir; Hz. Hafir ve Hz. Amir’e ait. Tekrar içeri girip aşağı inmeye devam edin. Kandilli Türbe sokağın sonunda Hz. Abdullah el-Hudri’nin Türbesi’ni bulacaksınız. 6-7 dakikalık bir yürüyüş mesafesindeki Ebuzer Gıfari’nin Camii bahçesinde Hz. Ebu Zer’in kabri var. Kundakçı Sokağı’nın sonundan sol, sonrasında hemen sağ yaparsanız, caminin içinde bir sonraki ziyaret noktamız olan Hz. Cabir’in kabri var.

Ramazan sonrası gideceklere, yolu takip edip sahile indiklerinde hemen sağdaki Çanak Mangalda Kurufasülye’de İstanbul’daki en leziz kurufasülye için bir mola vermelerini not düşüp, biz kabir ziyaretlerimize devam edelim.

Sahilden Eyüb’e doğru yürümeye devam ederseniz sizi önce Hz. Muhamed el-Ensari türbesi karşılayacak, sonrasında yine yolun solunda surun iç tarafında yan yana yer alan Hz. Ebu Şeybe el-Hudri, Hz. Hamdullah el-Ensari ve Hz. Ahmed el-Ensari türbeleriyle hemen surun önünde bulunan Hz. Ka’b türbesi var.

Programımızda yer alan son iki türbeye ulaşmak için yaklaşık 15 dakika Eyüp yönünde yürümeniz gerekecek. Cezr-i Kasım Çeşmesi Caddesi’nden içeri girip sağa dönerseniz, ileride sağda Hz. Ebud-Derda’nın istirahat ettiği türbe yer almakta. Ve günün son ziyareti, en bilinen sahabi olan Hz. Hâlid bin Zeyd Eyyub el-Ensari yani Eyüb Sultan’ın kabri.