Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Yaklaşık iki haftadır Kazakistan’daki siyasi gelişmeleri izliyoruz. Bu hafta sürece biraz farklı bir perspektiften bakmak istedik. Malum kripto para piyasası uzun süredir sallanıyor. Bitcoin ve alt coinlerde hem düşüşler var hem de büyük bir belirsizlik hakim. Elbette bu düşüşün başlıca sebebi ABD Merkez Bankası FED’in kararları ama Kazakistan’da yaşanan olaylar da kısa süreli kripto piyasasını etkiledi.

İkisi arasında nasıl bir bağlantı var diye düşünebilirsiniz. Şöyle özetleyelim: Kazakistan kripto para madenciliğinde dünyada ikinci sırada. Bugün kripto paraların yaklaşık yüzde 20’si Kazakistan’da çıkarılıyor. Kripto para madenciliği yapmak için elektrik, bilgiyasar, internet ve güçlü ekran kartlarına ihtiyaç var. Kazakistan’daki protestolar sürerken ülkede elektrik ve internet kesintileri yaşanınca madencilik sekteye uğradı. Kazakistan’ın kripto madenciliğindeki yerini uluslararası piyasalar uzmanı Şant Manukyan ile konuştum.

Haberin Devamı

Dünyada ikinci

Kazakistan 2019’da kripto para madenciliğinde dünyada 5. sıradaydı. 2021’de listede ikinciliğe yükseldi. Manukyan bu durumu şöyle anlatıyor:
"Çin katı şekilde kendi sınırları içerisinde kripto para madenciliğini tamamen yasakladı. (Bunun başlıca sebebi kendi dijital merkez bankası parasını çıkarmış olmasıydı). Dolayısıyla bu kararla beraber ülkeden çıkmaya başlayan madenciler çeşitli bölgelere gittiler. Bu bölgelerin başında daha liberal yapısından dolayı ABD geliyor. Bir diğer lokasyon da hem enerji fiyatları sebebiyle hem de coğrafi olarak Çin’den taşınması kolay olduğu için Kazakistan oldu.”

Kazakistan’ın iklimi de madencilik açısından avantajlı. Şant Manukyan, “Futbol sahası büyüklüğünde, 24 saat boyunca işlem halinde olan bir bilgisayar sisteminden bahsediyorsunuz. Soğutma maliyeti düşük olan bölgeler çekici oluyor. Önemli olan binanın sıcaklığının daha doğal bir şekilde kontrol altında tutulması.Bu anlamda kripto para madencilik aktiviteleri Rusya’da da soğuk bölgelerde daha fazla yapılıyor” diyor.

Kazakistan’da elektrik hatlarındaki sorun kömürle çalışan santrallerinden kaynaklı başlasa da, sosyal huzursuzlukla birlikte bu sorunun katmerlendiğini hatırlatalım.

Haberin Devamı

Kripto madenciliği  ve Kazakistan

Olayların etkisi ne?

Kazakistan’daki protestolar ve internet kesintilerinin kripto para piyasasına doğrudan ne kadar etki ettiği ölçülemiyor. Zira piyasadaki düşüşün pek çok sebebi var. Manukyan “Kazakistan’da madenciliğin etkilendiğini bilgisayar gücündeki düşüşten anlayabiliyoruz. Evet sert bir düşüş oldu ama Çin’in karar aldığı dönemdeki kadar büyük değildi” diyor. Kripto para piyasasındaki satışların Kazakistan etkisiyle geldiğini söylemenin zor olduğunu belirten Manukyan, “Şahsi tahminim, çok büyük fiyat hareketi yaratmamıştır. FED rahatsızlığı, bunun ivmesi ve Kazakistan’daki olaylar eklenince, bu durum bazı yatırımcıları satışa zorlamıştır.

Madenciler bu iş karşılığında bitcoin kazanıyor. Kazakistan’da bankacılık sistemi kapatıldı. Dolayısıyla madencilerin bir kısmı, finansal önlem anlamında elinde tuttuğu bitcoinleri piyasada satıyor olabilir" ifadelerini kullandı. Peki kripto para piyasası ne zaman normale dönebilir? Bu sorunun cevabı ise Manukyan’a göre “FED’e yönelik beklentinin netleşmesiyle mümkün.”

Haberin Devamı

Dünyada kripto para madenciliği:

(Cambridge Bitcoin Elektrik Tüketim İndeksi verileri)

Kripto madenciliği  ve Kazakistan

 

NASA ve İlahiyat

Kripto madenciliği  ve Kazakistan

İngiliz “The Times” gazetesi, geçtiğimiz günlerde Cambridge Üniversitesi’nde görevli ilahiyatçı Dr. Andrew Davison ve onun dahil olduğu bir NASA projesiyle ilgili haber yayınladı.

Habere göre NASA, ABD’deki Princeton Üniversitesi’nin İlahiyat Araştırma Merkezi’ne sponsor oldu ve orada yapılan alışmaya 1.1 milyon dolar hibe verdi. Ancak o haber “NASA 24 ilahiyatçıyı işe alacağını duyurdu” şeklinde yayıldı. Konuyu biraz araştırdığınızda durumun tam olarak öyle olmadığını anlıyoruz. Zaten NASA’nın sitesinde bir iş ilanı da, kurumun işe aldığı bir ilahiyatçı da yok. Ayrıca NASA’nın Princeton Üniversitesi ile yaptığı o işbirliği de 4 yıl önce bitmiş.

Fon sonlansa da biliminsanları çalışmalarına devam ediyor, hatta bu çalışma yıl içinde kitap olacak. Bu projenin ayrıntılarını, o ekibin içinde yer alan Cambridge Üniversitesi İlahiyat ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Andrew Davison’a sordum. Davison çalışmayı “Bir gün evrende başka bir hayat olduğu ortaya çıkarsa, insanlar bunu anlamlandırmak için dini geleneklerine dönecek. İşte bu çalışma, dinlerin böyle bir ihtimale hazır olması için 5-6 yıl önce başlatılmıştı. Eğer böyle bir keşif yapılırsa, bunun dini açıdan izah edilebilmesi için yürütüldü” diye anlatıyor.

Ateizm uzmanı da vardı

Aslında Princeton Universitesi’ndeki bu çalışmanın odağı Hristiyanlık üzerineydi. Yani ekipte o dönem İslamiyet ya da Yahudilik üzerine çalışan bir uzman yoktu. Dr. Davison araştırma grubuna daha sonra ateizm üzerine çalışan bir kişinin katıldığını, bir yıl sonra da İslamiyet hatta Hinduizm üzerine çalışan isimlerin eklendiğini anlattı.

Peki nasıl bir sonuca varıldı? Dr. Davison, Şöyle anlatıyor:

“Örneğin ben Hristiyanlığın temel inançlarına dönük, dinin bilimle ilişkisinin sistematik boyutunu ele alıyorum. Yaradılış, Hz. İsa’nın doğumu gibi konulara yoğunlaşıyorum.

Şöyle düşünün, bir sabah kalkıyorsunuz ve gazetede ‘evrenin bir yerinde yeni bir hayat olduğuna’ dair haber çıkıyor. Bu hayatımızı nasıl değiştirecek? İşte ben böyle bir şeyin Hristiyan inanışında neleri değiştireceğini, ya da nelerin bu din perspektifinden bakıldığında sorgulanacağını araştırıyorum. Bunun Hıristiyanlığı tehdit eden bir boyutu olup olmadığını ortaya koyuyorum. İnsanlar başka bir hayatının varlığından mutsuz olmuyor ya da bunu dinlerine tehdit olarak görmüyor.”