Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Taraftarın takımına olan sevgisini çok iyi anlıyorum.
Ben de tuttuğum takımın ligin hep zirvesinde kalmasını, Avrupa’da başarılı olmasını ve iyi oyuncularıyla adından söz ettirmesini istiyorum.
Bu duygularım futbol için de geçerli; diğer spor dalları için de...
Örneğin İzmir’in futbola endeksli bir spor anlayışından uzaklaşması gerektiğini her fırsatta dile getiriyorum.
Keşke baskette, voleybolda adından söz ettiren bir kent olsa İzmir...
Bir fanatik için takımının yenilmesi zor bir durum.
Ama dünyanın sonu mu?
Bir fanatik için mutlu olmak galibiyetten mi geçiyor?
Ya da bir fanatik için takım dışında başka bir hayat yok mudur?
Fırsat buldukça maçlara gidiyorum.
Sadece taraftarı olduğum takımların değil, güzel oyun seyredebileceğim her karşılaşmaya gitmeye çalışıyorum.
Bu sene ya Karşıyaka’nın ya da Altay’ın mutlaka Süper Lig’e çıkmasını arzu ediyorum.
Keşke ikisi birden çıksa diye hayal kuruyorum.
Ankara’nın bile dört takımla temsil edildiği bir ligde İzmir’den neden iki takım olmasın?
Baskette geçmişte yakalanan başarılar neden tekrarlanmasın.
Pınar Karşıyaka en sıkıntılı dönemlerinde bile şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olmadı mı?
Voleybolda Arkas’ın başarı dizisi, bu sene de devam etmez mi?
İlk kurulduğu günler sayılı seyirciye oynayan Arkas, bugün dolu tribünlere oynuyor.
Sırf kentin voleybola olan bakışını ve sevgisini değiştirdiği için Arkas’ı kutlamak gerekmiyor mu?
* * *
Türkiye’de ne yazık ki uçlarda yaşıyoruz.
Taraftarın ruh hali bir mağlubiyetle çöküyor, bir galibiyetle coşuyor.
Ben ikisinin de yanlış olduğunu düşünüyorum.
Kaybetmenin de güzel yanları olabileceğini, sonuçta bunun bir spordan ibaret olduğunu birilerinin çıkıp anlatması gerektiğine inanıyorum.
Ve...
Taraftarın da bunu anlamasını...
Çaba gösterirsin, mücadele edersin, bütün varlığını ortaya koyarsın ama yenemezsin.
Bazen şans senin yanında olmaz, bazen de gününde değilsindir.
Kabul ediyorum.
Bir fanatiğin mağlubiyeti kabullenmesi zordur ama galip gelip gelmemek dünyanın sonu da değildir.
* * *

Pazar günü Karşıyaka camiasını yasa boğan bir gelişme oldu.
Karşıyaka seyircisi vefalıdır, takımının yanındadır.
Türkiye’de birçok takımın taraftarından da daha farklı özellikleri vardır.
1912’de kurulan ve şanlı bir maziye sahip Karşıyaka’nın başı zaman zaman hiç istemediği olaylarla karşı karşıya kalır.
Aidiyet duygusu camialar için çok önemlidir ama bu ruh hali kontrol edilemez bir fanatizmle dışa vurulursa ortaya hiç de hoş olmayan görüntüler çıkabilir.
Banvitspor - Pınar Karşıyaka maçına giderken mola verdikleri Balıkesir girişindeki dinlenme tesisinde taraftarlar kendi aralarında birbirine giriyor.
Hayatını kaybeden Özgür Soylu’nun suçu orada olmak...
Fotoğraflara baktım; dinlenme tesisi sanki savaştan çıkmış.
Pompalı tüfekle cevabı yazmak bile istemiyorum.
Sevincini bile silahla kutlayan bir toplum travmalar yaşıyor demektir.
* * *

Tekrar ediyorum.
Kazanmak kadar yenilmek de normaldir.
Yeter ki, bu oyunun spor olduğunu anlayabilelim.
Bakın Göztepe ve Karşıyaka yıllarca büyük bir rekabetin içinde oldular.
O günleri hangimiz unutabilir, o günleri özlemedik mi?
İşte o iki takımın taraftarları Karşıyaka - Diyarbakır maçında aynı tribünleri paylaştılar ve Özgür’ün hatırına birlikte tezahürat yaptılar.
Bunun için ille de Özgür’lerin aramızdan ayrılması mı gerekir?