Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

De­dem­le (an­ne­min ba­ba­sı) soh­bet et­me­ye ba­yı­lır­dım. Her sö­zü ba­na ki­tap gi­bi ge­lir­di.
Da­ha doğ­ru­su ko­ca­man bir cilt ki­ta­bı oku­muş ka­dar ken­di­mi iyi his­se­der­dim.
İler­le­yen ya­şı­na rağ­men müt­hiş bir ha­fı­za­sı var­dı.
Çok es­ki İz­mir­li ol­duk­la­rın­dan; so­kak so­kak kim­ler otu­rur, kim­le­rin dük­kan­la­rı var, hep­si­ni isim isim bi­lir­di.
İz­mir gi­bi bü­yük bir ken­tin ar­şi­vi san­ki de­de­min bey­nin­de sa­nır­dım.
Bir isim söy­ler­dim; ai­le bo­yu an­la­tır­dı.
Ger­çek öy­kü­le­riy­le...
Ço­ğu­na da ta­nık­lık ede­rek...
İna­nı­yo­rum ki, sa­de­ce be­nim ai­le bü­yük­le­rim de­ğil, siz­le­rin ta­nı­dık­la­rı, ya­kın­la­rı da ben­zer özel­lik­le­re sa­hip­ler...
Ama göz­den ka­çır­ma­ya­lım ki; Os­man­lı’yı ya­şa­mış, Cum­hu­ri­yet’in ku­ru­lu­şu­na ta­nık­lık et­miş ve ye­ni Tür­ki­ye’nin o zor gün­le­ri­ni biz­zat ya­şa­mış ne­sil­ler ar­tık çok yaş­lan­dı­lar.
Sa­yı­la­rı çok azal­dı.
Bir ül­ke­nin de, bir ken­tin de ha­fı­za­sı me­kan­la­rı ka­dar in­san­la­rıy­la olu­şu­yor.
Fır­sat ol­duk­ça bu­nu ha­tır­la­tı­yo­rum.
Ku­rum­la­rı­mız, ai­le­le­ri­miz bu bi­ri­kim­le­ri bi­rik­tir­me­li­dir.
Bun­la­rı da ka­mu­oyuy­la, il­gi­li ku­rum­lar­la pay­laş­ma­lı­dır.
Ör­ne­ğin Ah­met Pi­riş­ti­na Kent Ar­şi­vi Mü­ze­si’nin sü­rat­le bu ya­zı­lı ve söz­lü ta­rih ko­nu­sun­da pro­je­ler ge­liş­tir­me­si ge­re­kir.
Bu­nu da özel sek­tör­le sos­yal so­rum­lu­luk pro­je­le­ri kap­sa­mın­da ko­lay­lık­la ge­liş­ti­re­bi­lir.
Bir­çok şir­ke­tin ku­ru­luş öy­kü­le­ri ol­duk­ça il­ginç ve el­le­rin­de zen­gin ar­şiv­ler bu­lu­nu­yor.
Bu öy­kü­le­rin de­tay­la­rı he­pi­mi­zi il­gi­len­di­ri­yor.
Ta­ri­he ta­nık­lık et­miş in­san­la­rın bu bi­ri­kim­le­ri mut­la­ka kent­le­rin ha­fı­za ka­yıt­la­rı­na gir­me­li­dir.
Ba­zen ba­kı­yo­rum da, öy­le­si­ne ge­rek­siz tar­tış­ma­la­rın pe­şin­den gi­di­yo­ruz ki...
Oy­sa ge­le­ce­ği ku­ran­la­rın geç­mi­şi çok iyi bil­me­le­ri ge­re­kir.
Şah­sen ben öy­le ya­pı­yo­rum.
Ve...
Ge­liş­miş bü­tün top­lum­la­rın da böy­le ya­pa­rak bir nok­ta­ya gel­di­ği­ni gö­rü­yo­rum.
*  *   *
De­de­min her sö­zü ba­na ki­tap gi­bi ge­lir­di de­dim ya...
Hiç unut­ma­dı­ğım bir sö­zü­nü de siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum.
De­dem be­ni sık­kın, faz­la­sıy­la cid­di, bi­raz da ka­ram­sar gör­dü­ğün­de şöy­le der­di.
“De­niz... Ço­cuk­lu­ğu­nu ce­bin­de ta­şı­ma­yı unut­ma...”
Yıl­lar geç­tik­çe bu sö­zün de­ğe­ri­ni da­ha iyi an­lı­yo­rum.
Şim­di ca­nı­mı sı­kan bir şey ol­du­ğun­da he­men kü­çük bir ço­cu­ğun en mu­zır ha­li ak­lı­ma ge­li­yor.
Ken­di ço­cuk­lu­ğum...
Kız­gın­lı­ğı­nı unu­tan, he­men fark­lı bir ko­nu­ya ge­çen, çıl­gın­ca eğ­le­nen, ba­zen boş­ve­ren, ha­ya­tın ta­dı­nı çı­ka­ran ha­lim...
Bi­li­yo­rum ha­yat ço­cuk­lu­ğum­da­ki gi­bi de­ğil...
Ama o ka­dar da sı­kı­cı de­ğil...
İn­san ha­ya­tı­nı ken­di­ne gö­re şe­kil­len­di­re­bil­me­li...
Ça­lış­ma­yı da, eğ­len­me­yi de bil­me­li...
El­bet­te ço­cuk­lu­ğu­nu da unut­ma­ma­lı...
Ha­yal­ler kur­ma­lı...
Gü­zel şey­ler dü­şün­me­li...
*  *   *
İn­san­la­rın ha­fı­za­sı, kent­le­rin ha­fı­za­sı, ül­ke­le­rin ha­fı­za­sı bi­rik­tir­di­ği ka­dar var­dır.
Bi­rik­ti­ri­len sa­de­ce ser­ma­ye ol­ma­ma­lı...