Eskidji’nin patronu Dikran Masis ne diyor.
“İzmir’e tek bir çivi çakmam...”
Masis’in iddiası belediyenin sığınak raporu için dört ay bekletmesi...
Masis devam ediyor.
“Adana Yüreğir’de de iş yaptım. Ruhsatımı 45 dakikada aldım. İzmir’de bir ruhsat için 4 ay bekledim. İzmir’e başka yatırımlar da düşünüyordum. Bana soran arkadaşlarıma da, ‘Aman ha! İzmir’den kaçın’ diyorum. Ben Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ile de iş yaptığımdan bütün Türkiye’yi gördüm. Tekirdağ bile son dönemde İzmir’i geçti. İzmir’de her şey var ama geri gidiyor. İzmir’i ve insanlarını çok seviyorum ancak bu yananlara isyan ediyorum.”
Haklı mı?
Bilmiyorum...
Yazıyı yazdığım saatlere kadar belediyeden ya da yetkililerden herhangi bir açıklama gelmemişti.
Ben de özellikle arayıp konunun ayrıntılarını öğrenmek istedim.
Çünkü ben kimin haklı olduğuyla değil, İzmir’in algılanış biçimiyle daha fazla ilgileniyorum.
Yasal engeller varsa elbette belediye bir takım adımların atılmasına izin vermeyecektir.
Ama belediye kentin yönetiminde koordinasyon görevi üstlendiği için bu konuları da kamuoyuyla paylaşmak zorundadır.
Örneğin Masis’in bu sözleri üzerine gecikmeden bir açıklama yapmak mecburiyetindeydi.
Bu refleksi göstermeli diye düşünüyorum.
Dikran Masis ismi son yıllarda gayrimenkul sektörünün en fazla konuşulan kişilerinden oldu.
Eskidji ile önemli projelere imza attı.
İstanbul’un önemli işadamlarından biri ve uluslar arası bağlantıları güçlü olan bir isim.
O yüzden Masis’in bu sözlerini önemsiyorum.
Keşke “Aman ha! İzmir’den kaçın” cümlesi yerine “Türkiye’nin yeni fırsatları İzmir’de...” dedirtebilseydik.
* * *
Hep söylüyorum.
Bir kenti marka yapmak istiyorsak, işe algılama yönetimiyle başlamalıyız.
Yatırımcılar, sanatçılar, gençler, geleceği planlayanlar (futuristler) İzmir ile ilgili ne düşünüyorlar?
Burası hayallerini süsleyen bir şehir mi, yoksa değil mi?
Bir girişimci İstanbul yerine İzmir’i neden tercih etsin?
Bir öğrenci neden İzmir’de okumak istesin? Yabancı yatırımcıların en rahat hareket edebilecekleri şehir İzmir mi?
Bir emekli için Kordon’da yürümek, Karşıyaka sahilinde gezmek, Çeşme’ye gitmek dışında daha cazip şeyler yok mudur?
Örneğin İzmir’e hobiler şehri diyebilir miyiz?
Hep eskiyi mi anlatacağız, yoksa geleceğin planlarını mı yapacağız?
* * *
Evet...
Bu soruları çoğaltmak mümkün...
Algılama yönetimi sadece belediyenin işi değil elbette.
Bu kenti yönetenlerin tamamı algılamayı iyi yöneten insanlardan olmalı.
Dikran Masis’in sözleri bu kente yatırımların önünü keser mi?
Elbette kesmez...
Ama bu negatif yaklaşımlar arttıkça, bu sözler tersine dönmezse kentin algılanması bozulur.
İmajı güçlendirmek yıllar alır, algıyı bozmak ise çok kısa... Yine de Masis’in bu sözleri bir kızgınlık halinde söylediğini düşünüyor ve İzmir’e haksızlık yapmamasını diliyorum.