Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÖYLE anlaşılıyor ki; merkezin sağı pek durulacak gibi gözükmüyor. Bu çalkantı hiç kuşkusuz 29 Mart seçimlerinin sonuçlarıyla başladı.
İktidarda olan partilerin genellikle yerel seçimlerde daha fazla başarı gösterdiği Türkiye’de, bu sefer AKP’nin oylarında bir gerileme yaşandı.
Merkezin solunda oturan CHP’nin oyları göreceli olarak arttı.
MHP, alınmaz denilen yerleri AKP’den aldı. İstanbul ve Ankara’da AKP’nin büyükşehir adayları seçimleri kazandı ama çok da yıprandılar.
Bugün bir seçim olsa bu sonuçlar da alınmayabilir.
İşte siyasi ortamın böyle bir iklime girmesi yeni alternatiflerin konuşuluyor olmasını sağladı.
CHP, bu süreci lehine çevirebilmek için tüzük kurultayı yaptı; önümüzdeki günlerde partinin üst yönetiminde önemli değişikliklerin yapılması bekleniyor.
MHP’de bir hareketlilik var.
Ama en önemlisi Demokrat Parti’de yaşananlar.
Süleyman Soylu, “Bir önceki seçimden daha düşük oy alırsam, bırakırım” demişti.
Yüzde 5.4’lük oy yüzde 3’e gerileyince ayrılma kararı aldı.
Ama sonrasında da yine Büyük Kongre’de aday oldu.
Sonuçta...
Büyük bir değişim yaşandı ve Hüsamettin Cindoruk Demokrat Parti’nin Genel Başkanı oldu.
Cindoruk, yeni bir isim değil elbette ama söylenenler, stratejiler, hedefler Demokrat Parti için yeni...
Ve farklı...
O yüzden DP’deki gelişmeleri, değişimleri yakından takip etmek gerekiyor.
Denilebilir ki; Türkiye’nin birçok yerinde teşkilatlar ayrılıyor, istifa ediyor.
İlk istifa İzmir’den geldi örneğin...
Soylu’ya Kongre’de destek veren Yıldırım Ulupınar ayrıldı. Ardından Balıkesir ve Manisa il başkanları da görevlerini bıraktılar.
Peki bu bir çözülme midir?
Madalyonun hangi tarafından baktığınıza bağlı...
Ben çözülme değil, bir toparlanma olarak bakıyorum.
Demokrat Parti’de bir kadro değişikliğinden daha çok anlayış değişikliği yaşanacaktır.
Siyasetin yapılış biçimi, gelecekle ilgili beklentiler yeniden gözden geçirilecektir.
Örneğin Yıldırım Ulupınar’ı yıllardır tanırım.
Deneyimli bir politikacıdır, siyasetin doğal akışının gereğini yapmıştır. Ama DP çatısı altından ayrılacağını pek sanmıyorum.
Diğer teşkilatlar için bu söylediklerim geçerli.
Kadroların değişimi normaldir.
Taşlar merkezin tam ortasında oynamaktadır.
Bu da demokrasi adına olumsuz değil; güzel gelişmelerdir.


Bir yıldız daha kaydı
BİR baba dostunu daha; Ünal Korukçu’yu kaybettik.
Ünal Korukçu, 10 yılı aşkın bir süre İş Bankası Genel Müdürlüğü yaptı. Türkiye’nin bu en büyük bankalardan biri olan İş Bankası onun zamanında önemli atılımlar yaptı. Korukçu, tüm genel müdürlüğü süresince ağırlığı ile Ankara koridorlarının bilinen etkin simalarındandı.
Medya, ışıklarını ondan hiç esirgemedi.
80’li, 90’lı yıllarda siyasetle ilgili sayısız teklif aldı.
Kabul etseydi; sıfatlarının başına bakanlığı da rahatlıkla ekleyebilirdi. Emeklilik kararını aldıktan sonra doğduğu, büyüdüğü, hayatında ilklere imza attığı yere, İzmir’e geri döndü.
Selçuk Yaşar’ın teklifini kırmayarak, Yaşar Holding’de CEO’luk görevini üstlendi.
Baba dostuyla yollarımız da orada keşişti.
Yaşar’daki görevi sırasında holdinge bağlı Gazete Ege’nin başındaydım.
Bir süre beraber çalıştık.
İzmir’e damgasını vurmuş, Türkiye’nin çok yakından tanıdığı bir ismi daha bugün uğurluyoruz.
Ünal Ağabey’i... Nur içinde yatsın...