Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ka­bul ede­lim ki, fut­bol ar­tık sa­de­ce spor de­ğil.
Fut­bol­la bir­lik­te bü­yük bir eko­no­mi­den, sos­yal­leş­me­den ve eğ­len­ce­den de bah­set­me­miz ge­re­ki­yor.
O yüz­den bir ken­tin, bir ül­ke­nin kal­kın­ma­sın­dan, bü­yü­me­sin­den, de­ği­şi­min­den söz edi­yor­sak; sa­na­yi­nin ya­nı­na hiz­met sek­tö­rü­nü de, sa­na­tı da, kül­tü­rü de, spo­ru de ek­le­me­li­yiz.
Ak­si hal­de mut­la­ka bir aya­ğı ek­sik ka­lı­yor.
Bel­ki bu­gü­nün dün­ya­sın­da böl­ge­sel ba­şa­rı­lar da bir sü­re son­ra tat­min et­me­me­ye, kü­re­sel adım­lar bek­len­me­ye baş­la­nı­yor.
Bu­nun en so­mut ör­nek­le­rin­den bi­ri hiç kuş­ku­suz Fe­ner­bah­çe...
Türk fut­bol ta­ri­hi­nin en önem­li ku­lüp­le­rin­den bi­ri ol­ma­sı­na rağ­men Fe­ner­bah­çe’nin Av­ru­pa ku­pa­la­rın­da­ki ba­şa­rı­sız­lı­ğı li­gin her za­man önü­ne geç­miş­tir.
Altya­pı­sı­nı son 10 yıl­da ola­ğa­nüs­tü iyi­leş­ti­ren, Tür­ki­ye’nin de­ğil Av­ru­pa’nın en mo­dern stat­la­rın­dan bi­ri­ni ya­pan, pa­zar­la­ma ak­ti­vi­te­le­riy­le ra­kip­le­ri­nin çok önü­ne ge­çen Fe­ner­bah­çe, bü­tün bu po­zi­tif ge­liş­me­le­re rağ­men ta­raf­ta­rı­nı bir tür­lü ger­çek an­lam­da se­vin­di­re­me­miş­ti.
Ha­tır­la­yın...
Ga­la­ta­sa­ray UE­FA Ku­pa­sı’nı ha­va­ya kal­dır­dı­ğın­da he­pi­miz se­vinç­ten ha­va­la­ra uç­muş­tuk.
Sa­de­ce Ga­la­ta­sa­ray­lı­lar de­ğil Tür­ki­ye’nin ta­ma­mı bu ba­şa­rıy­la övün­müş, mut­lu ol­muş­tu.
Hat­ta o yıl­lar­da do­ğan ve to­pa vur­ma­yı ba­şa­ra­bi­len bü­tün ço­cuk­lar Ga­la­ta­sa­ray­lı ol­muş­tu.
Çün­kü ulus­la­ra­ra­sı ba­şa­rı­lar böy­le­si­ne geo­met­rik et­ki­ler ya­pa­bi­li­yor­du.
An­cak de­va­mı ge­le­me­di.
Ge­le­me­di çün­kü o gü­nün zir­ve­ye tır­man­dık­la­rı­nı zan­ne­den­ler asıl yo­lun baş­lan­gı­cı ol­du­ğu­nu yıl­lar son­ra far­kı­na var­dı­lar.
Ne altya­pı­ya ya­tı­rım ya­pı­la­bil­di ne de o ba­şa­rı­yı en­düs­tri­ye dö­nüş­tü­re­cek bir viz­yon ve son­ra­sın­da­ki adım­lar...
Bu bi­le yıl­lar­ca Fe­ner­bah­çe ta­raf­ta­rı­nın ezil­me­si­ne, bü­zül­me­si­ne yet­ti de art­tı bi­le...
De­di­ğim gi­bi üst üs­te ge­len lig şam­pi­yon­luk­la­rı bi­le tat­min et­me­di.
Aziz Yıl­dı­rım 1998’de Fe­ner­bah­çe baş­ka­nı ol­du­ğun­da ta­kı­mın büt­çe­si 16 mil­yon do­lar­dı. Bu­gün 184 mil­yon do­lar... Ya­ni yüz­de 1150 bü­yü­müş. De­lo­it­te Fut­bol Pa­ra Li­gi araş­tır­ma­sı­na gö­re Fe­ner­bah­çe, 87.20 mil­yon Eu­ro’­luk ge­lir­le dün­ya­nın en çok ka­za­nan fut­bol ku­lüp­le­ri ara­sı­na gir­me­ye aday ol­du.
2006-2007 se­zo­nun­da dün­ya­nın en bü­yük 20 ku­lü­bü­nün el­de et­ti­ği top­lam ge­lir, bir ön­ce­ki dö­ne­me gö­re yüz­de 11’lik ar­tış­la 3.7 mil­yar Eu­ro’­ya ulaş­tı, Re­al Mad­rid ise 351 mil­yon Eu­ro­’luk ge­lir­le en çok ka­za­nan fut­bol ku­lü­bü ol­ma özel­li­ği­ni ko­ru­du.
Adı ge­çen tek Türk ku­lü­bü ise Fe­ner­bah­çe ol­du.  Fe­ner­bah­çe’de bir yan­dan ku­lü­bün ge­lir­le­ri ar­tar­ken, bir yan­dan da spor­tif ba­şa­rı­lar gel­me­ye baş­la­dı, Av­ru­pa’da ge­çen yıl­lar­da­ki sa­de­ce gü­zel fut­bol­la sı­nır­lı ka­lan fo­toğ­raf bu yıl so­nuç­la­ra da yan­sı­yın­ca Fe­ner­bah­çe dün­ya­nın her ya­nın­da ta­nı­nan bir ca­zi­be mer­ke­zi ve dün­ya mar­ka­sı ha­li­ne gel­me­ye baş­la­dı.
Fut­bol­dan si­ya­se­te ge­çer­sek şöy­le bir so­nu­ca va­ra­bi­li­riz.
Tür­ki­ye’de­ki ba­şa­rı­lar yet­me­yin­ce Fe­ner­bah­çe’nin he­de­fi Av­ru­pa ol­du. Bu da dün­ya fut­bo­lu­nun elit ye­ri Av­ru­pa Şam­pi­yon­lar Li­gi’nden ge­çi­yor­du.
Fe­ner­bah­çe Av­ru­pa’da ta­nın­dık­ça po­pü­la­ri­te­si art­tı.
Tıp­kı AKP gi­bi...
AKP Av­ru­pa Bir­li­ği’ne sa­rıl­dık­ça, re­form­la­ra im­za at­tık­ça top­lu­mun ge­niş kit­le­le­rin­den des­tek gö­rür­ken, bu he­def­ten uzak­laş­ma­ya baş­la­dı­ğı gün­den bu ya­na da yal­pa­la­ma­ya de­vam edi­yor.
Unu­tu­lan re­form­lar, unu­tu­lan söz­ler AKP için te­la­fi­si çok zor bir sü­re­ci baş­lat­tı.
Şim­di ise es­ki gün­ler ha­tır­lan­dı.
Fe­ner­bah­çe Av­ru­pa’da yük­se­lir­ken, AKP hız­lı bir ini­şe geç­ti. De­mek ki, hem si­ya­si par­ti­le­ri­miz için hem fut­bol ta­kım­la­rı­mız için hem de ba­şa­rı­yı ya­ka­la­mak is­te­yen her­ke­s için he­def Ba­tı’dan, Av­ru­pa’dan ge­çi­yor.