Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SİYASETİ meydanlardan televizyonlara taşıdığınızda daha dikkatli davranmanız gerekir. Meydanlarda ayrıntılar gözden kaçabilir.
Ama televizyonda en ufak detay gözünüze batabilir. En ufak mimik, hareket sizi ilgi odağı yapabilir ya da dikkatlerden uzaklaştırabilir.
Hele hele bu bir canlı yayınsa...
Yaptığınız bir yanlışı telafi etmek daha da zor olur.
O yüzden...
Bizde siyasetçiler televizyonlarda karşı karşıya gelmezler. Ne diyor Başbakan, “Ben Baykal’ı muhatap almam...”
Baykal ise her fırsatta televizyonda bir düelloya davet ediyor Erdoğan’ı...
ABD’ye bakın...
Barak Obama ve McCain bir değil birkaç defa canlı yayında kozlarını paylaştı.
Bu bir zorunluluk...
Canlı yayın performansları başkanı belirleyen en önemli faktörler oldu.
Yine Fransa’da Sarkozy ile Royal’ın televizyondaki kapışmalarını milyonlarca Fransız evlerinde seyretmişti.
Bizde böyle bir gelenek oluşmadı ne yazık ki... Türkiye’de siyasetçiler televizyona çıktıklarında ne konuştukları anlaşıldı, ne de anlattıkları...
Çünkü strateji karşı tarafı konuşturmama üzerine geliştirilmiştir.
Tıpkı Türk futbol takımlarının Avrupa’daki maçlarda “oynayamıyorsan oynatma” taktiği gibi...
* * *
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayları Aziz Kocaoğlu ve Taha Aksoy, Fatih Altaylı’nın Teke Tek programına konuk oldular.
AKP lideri geçtiğimiz seçimlerde özellikle CHP’li adaylarla televizyonlara çıkılmasını yasaklamıştı. Demek ki, bu seçimde böyle bir yasak AKP tarafından uygulanmayacak.
Öncelikle Kocaoğlu’nu da, Aksoy’u da kutlamak gerekir.
Her iki aday da seçimin demokratik bir yarış olduğunu ve İzmir’in siyasete farklı bir açıdan baktıklarını gösterdiler.
Öyle anlaşılıyor ki; AKP İzmir’deki seçimleri arsenikli su, metro ve yatırımlar üzerine kurgulamış.
Aksoy, hükümete haksızlık edildiğini, kentteki yatırımların iyi niyetle devam ettiğini söylüyor. Kocaoğlu da bunun aksini savunuyor. Aksoy, Kocaoğlu’nu yıpratmaya çalışıyor. İcraatlarındaki yanlışları göstermeye, İzmirlilere belediyenin iyi yönetilmediğini anlatmaya çalışıyor.
* * *
Kabul edelim ki; icraatı sürdüren yaptıklarını anlatmak ve savunmak zorunda.
Kocaoğlu’nun yerinde Aksoy da olsa aynı tavrı göstermek zorunda.
Tamam da...
İzmir kamuoyundaki genel algılayış nasıl... AKP bir araştırma yaptırsa; Başbakan’ın İzmir ile ilgili bazı sözlerini, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın bazı yorumlarının İzmir’de hiç de kabul görmediğini anlayacaklar. Başbakan da, Unakıtan da “Oy verirseniz yatırım da gelir” e gelecek cümleleri İzmir’de geri tepmiştir.
O yüzden Aksoy’un bu stratejide ısrar etmesi kendisine oy kaybettirir.
* * *
Bir görevi sürdürüyor olmak ve yeniden o koltuğa talip olmak bir avantajdır. Kocaoğlu bu avantajını kullandı. Rakamlara ne kadar hakim olduğunu, İzmir’in sorunlarını ne kadar iyi bildiğini, nelerin yapılmasını gerektiği konusunda projeleri olduğunu söylemeye çalıştı. Kocaoğlu daha heyecanlı, Aksoy daha sakindi. Kocaoğlu daha uzun cümlelerle derdini anlatmaya çalıştı, Aksoy daha net cümlelerle... Kocaoğlu daha güçlü bir ses tonuyla konuştu, Aksoy daha düşük...
Kocaoğlu savunmada, Aksoy yıpratma çabasındaydı...
Sonuç...
Her zaman söylüyorum.
Adayların açıklanmasında çok geç kalındı. Kamuoyu projeler dinlemek yerine geçmişin hesabının yapıldığı bir seçim süreciyle yeni karşı karşıya...
Kim ne yapacak, nasıl yapacak, hangi kadrolarla yapacak, hangi sürede yapılacak?
Bunların hiçbiri yok. Yine de İzmir siyasetinin farklı bir tonu, üslubu ve anlayışını göstermek adına iki adayın da medenice televizyona çıkıp el sıkışmaları herkese örnek olabilecek bir davranıştır.