Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YÜKSEK Seçim Kurulu kamuoyunda tartışılan seçmen listeleriyle ilgili herkesi rahatlatan açıklamaları ne yazık ki yapamadı.
Konuştuğum herkes bu konudan rahatsız...
Siyasetçisi de, sokaktaki vatandaş da 2009 Mart’ındaki seçimlere gölge düşmesinden korkuyor.
Bence çok haklılar...
Haber servisimize düşen çok haber var.
Bizler bu haberleri yapmaktan sıkıldık, sizler de belki okumaktan...
Ama öyle olaylar ve örnekler karşımıza çıkıyor ki...
İşte bunlardan biri Denizli’den geldi.
Denizli’nin İncilipınar Mahallesi’nde 41 yıl önce 6 günlük bebekten tetanos hastalığından ölen kızın ismi kimlik numarasıyla birlikte seçmen kütüğünde çıktı.
İncilipınar Mahalle Muhtarlığı’nın itirazına rağmen, kesinleşmiş listede de 1967 yılında ölen bebeğin ismi yer aldı.
Altı günlük kız bebek Nadire Dokcu’nun doğduğunda 35 yaşında olan emekli işçi İsmail Dokcu bugün 76 yaşında...
Dokcu acısının tazelendiğini söylüyor ve şöyle diyor.
“Kızım öleli 41 yıl oldu. Tetanos rahatsızlığından ölmüştü. Kızım yeniden hayata döndürülmüş. Üstelik TC kimlik numarası bile var. Muhtar beni çağırdı, ‘Senin adreste Nadire Dokcu isminde seçmen var. 41 yaşında, bu senin neyin oluyor?’ diye sordu. Muhtara kızımın öldüğünü söyledim. O da askıya çıkan listeye itiraz süresi bitmeden, kızımın öldüğünü bildirdi. Ardından kesinleşen seçmen listesi geldi. Kızımın ismi yine var. 41 yıllık acımız tazelendi...”
Düşünebiliyor musunuz; bunun gibi sayısız örnekler gazetelere, televizyonlara yansıdı. Hangisini vereceksiniz, hangi listeyi denetime tabi tutacaksınız.
* * *
2009 Mart’ı tartışmalı bir seçim olmaktan çıkarmak gerekir.
İlk görev siyasilere düşüyor. Bunun için yeterli zaman önümüzde var.
Daha da önemlisi her parti sandıklarına sahip çıkmalı.
Teşkilatlar kendi propogandalarını yaymak, mesajlarını vermek kadar sandıkta görev verecekleri kadroları da eğitmek zorundalar.

Haberin Devamı

Her dönem aynı kişiler
Siyasetin bırakılması zor bir uğraş olduğunu biliyorum.
Gerçekten de toplumun sorunlarıyla ilgilenmek, onları çözüm bulmak her insan için büyük bir haz...
Geçmişte milletvekilliği, başkanlık yapmış tanınmış birçok kişi her seçim döneminde aday olabilmek için büyük bir gayretin içine giriyor.
Kulisler hareketleniyor, etraftaki bazı isimler, kadrolar araya sokuluyor.
Bilinen, klasik durumlar...
Diyorum ki...
Hizmet bir bayrak yarışı gibidir.
Geçmişte yapılan görevler, icraatlar elbette çok önemlidir.
Toplum bunun için minnettardır.
Ama bu bile gelecekteki adaylıklar için yeterli değildir.
Her şeyin bir zamanı ve sonu vardır.
Siyaset bir misyon işidir, meslek değildir.
Misyon tamamlanır, insanlar hayata kaldıkları yerden devam ederler. Gelişmiş batı demokrasilerinde anlayış budur.
Her dönem aynı kişilerin aday olarak isminin geçmesi demokrasimizin tam olgunlaşmadığının bir göstergesidir.