İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ve İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş önceki gün bir araya geldiler.
Her iki kurum da İzmir’de ekonomik hayatı canlandıracak bazı projelerde işbirliği yapma kararı aldılar.
Kampanyaların boyutu ve gelişen ekonomik olaylara göre nasıl bir tavır alınacağı kurulan ekipler tarafından günü gününe takip edilecek ve en kısa sürede bir hareket planı hazırlanacak.
Herkes bir şeyler yapılması gerektiğini söylüyor.
Ama piyasalara güven verecek adımların hükümetin vereceği bazı kararlara da bağlı...
Hükümetin ekonomi kadrosu bugünlerde açıklanacak bir destek programı üzerinde çalışıyor.
İzmir’e özgü bir kampanya da bu hafta alınacak kararlara bağlı genişletilecek.
Genel görüş çemberin geniş tutulması ve geniş kesimin temsil edileceği bir platform oluşturulması ve sonuç alınabilecek kampanyalar yapılması...
2009’un ilk yarısında küçülme yaşanacağı kesin, önemli olanın ikinci yarıyı kaybetmemenin olduğu konusunda herkes hemfikir...
Bir gerçek de krizle mücadelenin topyekün olması...
Sadece indirim kampanyalarıyla kısa süreli hareketlilik değil; sokağın canlılığını arttıracak, insanların moralini getirecek ve krizle mücadele gücünü hızlandıracak bir ortamı da yaratmak gerekiyor.
Zekeriya Mutlu ve Ekrem Demirtaş’ın diğer odaları ve sivil toplum örgütlerini de harekete geçirecek bir çalışma ortamı yaratmayı arzu etmeleri önemli.
* * *
Demirtaş uzun zamandır piyasalarda sıkışıkla ilgili açıklamalar yapıyor ve Ankara’yla temaslarda bulunuyordu.
Daha önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bakanlık ve kurumlardan dövizdeki dalgalanmanın durdurulmasını, Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale etmesini isteyen Ekrem Demirtaş, birkaç defa da Başbakan Erdoğan’a mektup göndererek krizin etkisinin azaltılması için düşünülmesi gereken formülleri dile getirmişti.
İTO, bu dönemde İşsizlik Fonu’nun aktif kullanılmasını istiyor.
Oda, İzmir’in 21 ilçesinde 3 bin 450 kişiyle bir anket çalışması yaptırdı.
Ankete göre; İzmir halkının yüzde 85.9’unun ekonomik gidişle ilgili kaygısı olduğu ortaya çıktı.
“Hükümet ekonomik kriz konusunda yeterli hassasiyeti gösteriyor mu?” sorusuna da; yüzde 73.3 hayır, yüzde 17.8 evet yanıtını verildi.
* * *
Bir başka soruda ise halkın yüzde 42.3’ünün hiçbir bankaya güvenmediği ortaya çıktı. Yüzde 35.4 kamu bankalarına güvenirken; tüm bankalara güvenenlerin oranı sadece yüzde 14.6.
“Önümüzdeki dönemde hangi yatırım aracını tercih edeceksiniz?” sorusuna yanıt da şöyle olmuş.
Yüzde 39.5 altın, yüzde 7.9 dolar ve sadece yüzde 4.6 faiz olmuş.
Bu sonuçlar da gösteriyor ki; piyasalara olan güven en düşük seviyelerde...
Sistemden para çıkıyor.
Böyle olunca da uzun vadeli plan yapmakta zorlanan tüm kesimler için günü kurtarmak zorlaşıyor.
* * *
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu’yla konuştuğumuzda benzer yorumları kendisinden de duyuyoruz.
Mutlu’nun ayrıştığı bir ayrıntı ise bu sıkışıklığın ABD’de başlayan mortgage krizinden çok önce olduğu...
Mutlu, esnafın son üç yıldır genel gidişattan hiç memnun olmadığını, bankaların da son dönemde gösterdikleri tavırla piyasalardaki para sıkışıklığını arttırdığını söylüyor.
* * *
O yüzden yapılacak projelerde, kampanyalarda mutlaka bankaların da desteğini almak gerekiyor.
Gemi yüzecekse, 2009’un en azından ilk yarısını daha rahat geçirmek isteniyorsa; toplumun tam kesimleri elini taşın altına sokmak zorunda...
