Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SEÇİMLER yaklaşıyor. 29 Mart’ta sadece belediye başkanları seçmeyeceğiz; kentlere vizyon katacak, 5 değil en az 20 yıllık programlar ortaya çıkaracak liderler seçeceğiz. Ben bu sefer aday adaylarından günü kurtaran değil, geleceği kazanan projeler bekliyorum.
Yol, su, çöp gibi zaten olması, yapılması gereken hizmetlerin dışında, farklılık yaratacak yatırımlar duymak istiyorum.
Yanılıyor muyum? İzmir’i örnek alalım...
Yıllık bütçesi 5 milyar TL’yi aşmış bir kentin hedefinin daha büyük olması gerekmez mi?
Denizli’nin de, Aydın’ın da, Muğla’nın da, Çanakkale’nin de böyle büyük hayaller kurması gerekir.
Günümüz dünyasında bu kaçınılmaz gözüküyor.
Belediyecilik giderek daha önemli bir kurum haline geliyor ve yerinden yönetim gelecek günlerin en önemli aktörlerinden biri oluyor.
* * *
Peki; belediye başkanları, yollar, barajlar, köprüler gibi sporun gelişmesine, sanatın yükselmesine de öncülük etmeliler mi?
Bu soruya vereceğim cevap hiç tereddütsüz, “Evet...”tir.
Dünyadaki örnekler de bunu kanıtlıyor.
Bugün sporla adını duyurmuş, sanatı lokomotif yapmış kentlerin diğerlerine fark attığını, tanıtım şampiyonları olduğunu görüyoruz.
O yüzden ben, İzmir’in 5 milyarı aşan bütçesinin bir kısmını burada kullanması gerektiğini ya da belediyelerin yeni gelirler yaratacak projelerin önünü açması gerektiğini düşünüyorum.
Bu sütunlarda birkaç defa yazmıştım, tekrar ediyorum.
İzmir’in sportif başarısızlıkları sadece kulüplerin değil, bütün kentin sorunudur.
Büyükşehir’in, ilçe belediyelerinin, ticaret odasının, sanayi odasının, esnaf birliğinin, ticaret borsasının, sivil toplum örgütlerinin... Medyanın...
* * *
Spor artık büyük bir endüstridir, büyük bir ekonomidir.
Modern dünyanın, modern belediyeciliğin, modern kent yönetimin vazgeçilmez unsurlarından biridir.
Bu ayağımız yıllardır eksiktir.
Başarısızlık kanıksanmıştır; futbolda Süper Lig, İzmir kulüpleri için fantaziden başka bir şey değildir.
Daha da önemlisi kentin gündeminde spor yoktur.
Önümüzdeki günler sadece seçim konuşacağız. Sadece belediyeler için de değil, odalarda da yeni başkanları seçeceğiz.
Kulağımız hepsinin projelerinde olacak, neler yapacaklarında olacak.
İzmirliler, Egeliler her birine şu soruyu sormalılar:
“Sportif başarısızlıklar sizi etkilemiyor mu, sizin bu konuda bir görüşünüz var mı?”
* * *

Karşıyaka da, Altay da çok başarılı bir ilk yarı geçirdiler. Ocak ayı iki kulübümüz için de çok önemli...
Bu sezon boş geçmemeli... Kısa vadede yapabileceklerimiz var. Bu fırsatı kaçırmayalım.
İkinci yarıyla birlikte kulüplerimize desteğimizi eksik etmeyelim. Yasal engellerin arkasına sığınmayalım. Bugün profesyonel takımların yarısından fazlasında belediyelerin, odaların desteği açıkça görülüyor.
Bu desteği görmeyenlerde de şehrin katkısını görüyoruz.
Sonrasında, şu Atatürk Stadı’nı ne yapacağımızı konuşalım.
Seyrantepe’ye benzer bir modelle İzmir’e yeni bir stat kazandıralım, gelirleriyle de uzun vadeli programlar yapalım. Statlarını yenileyen kentler uluslararası başarılar yakaladı.
Bunun en güzel örneği Almanya ve İtalya’da yaşanıyor.
İtalyan kulüplerinin gelirleri ve başarıları azalırken, Alman takımlarının seyircisi de kazandıkları da artıyor.
Fenerbahçe’nin ve Galatasaray’ın projelerini imrenerek görüyoruz.
Sivas ve Kayseri, kentin de desteğiyle yeni statlar yapıyor.
Her iki kulübün de gelirleri artacak, imkanları çoğalacak.
İzmir’in de büyük düşünmesi gerekir.
Tekrar ediyorum.
Bu konular sadece kulüp başkanlarının ve yöneticilerinin görevi değildir. Seçilecek hem belediye başkanları hem de oda başkanları en az onlar kadar sorumludur.