Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı hiç kuşkusuz bu kentin en önemli kurumlarından biri... Hatta birincisi...
Fikir önderliği de, yatırım liderliği de yapmak öncelikle belediyenin görevidir.
Hele sözkonusu olan İzmir ise... Demokrasinin en güzel örneklerini veren bir şehir ise...
O yüzden bu makamda oturmak önemlidir.
Çünkü Türkiye’nin en önemli 10 - 15 koltuğundan biridir ve sembolik bir anlamı vardır.
İsterseniz bir anket yapın ve şu soruyu sorun.
“Bakanlık mı yapmak isterseniz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı mı?”
Eminim tercih yüzde 90’ların üzerinde hatta yüzde 100 İzmir’in başkanlığı olacaktır.
Gözlerin de, dikkatlerin de burada olması gayet doğaldır.
Bugün bu koltukta oturan CHP’li belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’dur.
Pazar günü yazdığım gibi Kocaoğlu’nun devam edip etmeyeceği; daha doğrusu kişisel kararı için çok fazla beklemeyeceğiz.
Kararını en kısa sürede kamuoyuyla paylaşacak ve son kararı CHP lideri Deniz Baykal’a bırakacak.
*   *   *
Bana göre İzmir denince akla gelen bir başka kurum daha var. O da İzmir Ticaret Odası...
Osmanlı Devleti’nin ilk yerli ticaret odası, 19 Ocak 1880’de kurulan Dersaadet Ticaret Odası’ydı.
İzmir Ticaret Odası’nın kuruluşu ise 1 Ağustos 1885... Müthiş bir hafıza, müthiş bir birikim...
Anadolu coğrafyasının en önemli ticaret örgütlerinden biri... Ekonomin gelişmesinde öncülük yapan ender kurumlardan... Böyle olunca bu koltukta oturmak da ayrı bir önem kazanıyor.
İzmir Ticaret Odası’nın başında Ekrem Demirtaş var.
Demirtaş 1979 yılından bu yana meclis üyeliği, baştan vekilliği ve başkanlık görevlerinde bulunuyor.
30 yıla yakın bir süre bu görevlerde bulunmak hiç de küçümsenecek bir olay değildir.
Demirtaş’ın da deneyimlerine ve İzmir’e gelişmesine katkı koyduğu projelere bir sözümüz yok.
Hangisinden başlasak...
Kruvaziyer gemilerinin bu kente gelişinin hızlanmasından mı, İzair’den mi?
Kendisi bu yatırımlarından ve bu adımlardan dolayı bazen eleştiriliyor. İcraat yapanlar eleştirilmeye hazır olmalıdır. Ama Ekrem Demirtaş’a teşekkür etmemiz gereken birçok konu yok mudur? Bence vardır.
Kruvaziyer turizminin birkaç yıl önce bu noktaya gelebileceğini kim tahmin edebilirdi?
İzmir gibi bir kentin turizm potansiyelini sorgulayan, gelişmesi için katkı koyan kaç kişi var?
İzair’in çıkış öyküsünü de yeniden hatırlamamız gerekiyor. Hepimiz direkt uçuşların olmamasından dolayı bağırıp çağırmıyor muyduk? O günleri unutmayın.
İzmir Ekonomi Üniversitesi ise bu kentin en fazla ihtiyaç olduğu alanda, sektörde yapılan bir yatırımdır.
Her zaman yazıp, çiziyorum. Keşke İzmir’de 10 üniversitemiz daha olsa...
İzmir’in kimliğine ve yaşam biçimine üniversiteden daha fazla uyan bir yatırım olabilir mi?
*   *   *
Başta da belirttiğim gibi İzmir’in iki önemli kurumu arasında uzun bir süredir bir gerginlik var.
Dileğimiz hep uzlaşmanın olmasıydı. Bundan İzmir kazanacaktı. Ama bir türlü ortak bir nokta yakalanamadı. Bana göre Büyükşehir, bu konuda daha yol gösterici olabilirdi.
Sadece İzmir Ekonomi değil, mevcut diğer üniversiteler ve yeni kurulacaklar; Türkiye’ye örnek olacak kampüslere sahip olsalardı kötü mü olurdu?
Ben her zaman ikinci, üçüncü şansların kişilere ve kurumlara verilmesinden yanayım. Her zaman uzlaşma zeminin kurulabileceğini düşünenlerdenim.
Kurumlar arası dargınlık olmamalıdır.
Aziz Kocaoğlu birçok konuda soğukkanlı ve kentin geleceği için adımlar attı. Bu konuda da gerekli adımları atacaktır, atmalıdır. Çünkü kentin önderi kendisidir.
Sonuçta herkesin ortak paydası İzmir’dir.
İzmir’in ileriye gitmesidir. Gelişmesi, değişmesi, güzelleşmesi... Yaşamaktan keyif duyacağımız modern bir İzmir’dir.