Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Suriye’de siyasi çözüm için Türkiye, Rusya ve İran Cumhurbaşkanlarını bir araya getiren 16 Eylül Çankaya Zirve’sindeki açıklamalar tek tek ve birlikte değerlendirildiğinde ortaya dört temel sonuç çıktığı söylenebilir. ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü, Suriye uzmanı Oytun Orhan ile yaptığımız görüşmenin ardından bu sonuçları şöyle özetlemek mümkün.

Birincisi; Zirve’nin elma şekeri Anayasa Komitesi

listesinin onaylanması oldu. 150 kişilik listenin tamamlanması için uzun süredir üzerinde müzakere yürütülen altı isimden geriye bir tane kalmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan en son isim konusunda onay alınması ile süreç tamamlandı. Putin’in “Erdoğan çok çaba gösterdi. Son bir adayın isminin eklenmesiyle süreç tamamlanmıştır” sözü önemliydi. Komitenin ilan edilmesiyle, İdlib sahasındaki çatışmalar nedeniyle askıya alınan diplomatik çabalara dönüldüğünün de işareti verildi.

Haberin Devamı

Çankaya Zirvesi’nden çıkan 4 sonuç

‘Ülkelerin birbirine ihtiyacı sürüyor’

İkincisi; İdlib sahasında taraflar askeri olarak karşı karşıya gelince beliren ‘Astana Masası’nın dağılabileceği beklentisi ortadan kaldırıldı. Orhan, her üç tarafın da Astana sürecine bağlılıklarını çok güçlü bir şekilde ortaya koyduklarını belirterek, “Bu bize bütün görüş ayrılıklarına rağmen tarafların Suriye’de işbirliğine istekli olduklarını gösteriyor. Birbirlerine olan ihtiyaçları da devam ediyor. Fikir aykırılıklarına rağmen, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, siyasal birliğinin sağlanması, terör örgütleriyle mücadele ve artık siyasi çözüm aşamasına geçilmesi gibi ilkeler temelinde ortaklık olduğu anlaşılıyor” tespitini yapıyor.

İdlib’de yeni bir ‘hâl’

ORSAM Direktörü Orhan’a göre; Putin’in İdlib’in kontrolünün neredeyse tamamen El Kaide bağlantılı gruplarda olduğunu belirttikten sonra eklediği “Buna sessiz kalamayız. Erdoğan ve Ruhani ile İdlib’de gerginliğin azaltılması için adımlar atılması konusunda mutabık kaldık. Terörün bitmesi için Suriye ordusuna kısıtlı destek vereceğiz” ifadesi, İdlib’de Rusya destekli çok geniş kapsamlı rejim operasyonunun söz konusu olmayacağını gösteriyor. Türkiye’nin kaygıları dikkate alınarak yeni bir dizayn, yeni bir hâl olacağını belirten Orhan, “Bu hali yaratırken de, Türkiye’yi gözardı etmemeye dikkat edileceği anlaşılıyor. Bu rejim operasyonları sonlanacak anlamına gelmiyor. Radikal unsurların kontrol ettiği bölgelere dönük, zaman ve coğrafya sınırlı operasyonların devam edeceği ve Rusya’nın da bunlara destek vereceği anlaşılıyor” diyor. Bu da zirveden çıkan üçüncü sonuç.

Haberin Devamı

Dikkatler Fırat’ın doğusuna kayıyor

Liderlerin vurguları ayrıca dikkatlerin artık yavaş yavaş Türkiye’nin de beklentisine uygun olarak Fırat’ın doğusuna kaydığını gösteriyor. Şam’ın ‘YPG terör örgütüdür’ açıklaması, Ruhani’nin “Fırat’ın doğusu ABD’nin hakimiyetinde ve burada teröristler bulunuyor” ifadesi, güvenli bölge ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgi verdiğini söylemesi, İdlib konusunda masayı dağıtmaksızın (yeni) mekanizma arayışı, Fırat’ın doğusu konusunda işbirliği yapılabileceğine dair fikir veriyor. Bu olsun olmasın, üç liderin Çankaya’da verdikleri izlenim, ABD üzerindeki baskının artırılacağı. Farklı gerekçelerle de olsa, ABD; üç ülkeyi bir araya getiren temel nedenlerden biri. Suriye’deki ABD varlığına karşı, üç ülkenin ortak duruş sergilediklerini göstermeleri de zirvenin bize göre dördüncü sonucu.