Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KALBİNİZİ KORUYUN
Yarın, 14 Şubat Sevgililer
Günü. Eminim siz de benim gibi geçtiğimiz hafta boyunca bolca kalp görmüşsünüzdür. Hazır tam günündeyken, ben de sizlere bugün aşkı yaşatan, sevmeyi ve sevilmeyi anlamlandıran organ olan kalp
sağlığı için önemli noktalardan bahsetmek istedim.
İyi beslenme ve yaşam tarzı,
kalp sağlığı için kaçınılmaz. Hareket etmek, egzersiz yapmak ve sigara tüketiminden kaçınmak, önemli yaşam tarzı faktörleri arasında. İyi beslenme ve ideal kiloyu koruma da kalbinizi korumanın bir diğer yolu. Kalp rahatsızlığı geçirme riskinizi, sağlıklı bir beslenme planıyla azaltmanız mümkün. Peki kalp
dostu beslenme için nelere dikkat
etmemiz gerekiyor?
KALBİNİZİ KORUYUN
1 Tam tahılların içerdiği lifler, kalp krizi riskini düşürüyor. Pirinç yerine bulgur, beyaz ekmek yerine tam tane tahıllı ekmek tüketmeye özen gösterin.
2 Amerikan Kalp Derneği; fındık, ceviz, badem gibi sert kabuklu yemişlerin kalp krizi ve felç riskini azalttığını kaydediyor. Ara öğünlerde yağlı tohumlara yer verebilirsiniz.
3Günlük beslenmenizde lifli besinleri ihmal etmeyin. Tam tahıllar, kurubaklagiller, sebze ve meyveler lif içeriği yüksek besinler arasındadır. Meyve-sebzeler özellikle potasyum açısından çok zengin olduğu için yüksek kan basıncını dengelemeye yardımcıdır.
4Yağ tüketiminde denge sağlamaya çalışın. Zeytinyağı, avokado, keten tohumu, ceviz, fındık, badem ve Hindistan cevizi yağı gibi farklı yağ çeşitlerini dengeleyerek beslenmenizde yer verin.
5Düzenli balık
tüketmeye çalışın, haftada 2-3 kez omega 3 içeriği yüksek balıklardan tercih edin. Somon balığı, içindeki sağlıklı yağ asitleriyle kalp dostu besinlerdendir.

14 Şubat’ta sofranızda balık olsun
KALBİNİZİ KORUYUN
Balık, içerdiği faydalı yağlarla kalp dostu besinlerin başında geliyor. Yüksek tansiyon ve kolesterol seviyelerinin yüksek olması kalp hastalıkları için risk faktörlerinden. Omega 3 yağ asitleri özellikle yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol seviyelerini azaltmaya yardımcı olarak kalbi koruyor. Omega 3 yağ asitleri EPA ve DHA trigliserid seviyelerini düşürerek, kolesterol birikimini önlemeye yardımcı olur. Bir diğer yandan deniz ürünleri taurin içerir. Yani deniz ürünleri içerdiği bu amino asitle, yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur.
Balık tüketimi aynı zamanda bağışıklık sistemini ve cilt sağlığını da destekler. Doğal omega 3 yağları içeren, somon gibi deniz ürünleri mikroplarla savaşan anti-inflamatuar bileşiklerinin artmasına yardımcı olur. İnflamasyon, vücudun enfeksiyonlarla savaşma şeklidir fakat kronik hale geldiğinde bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir. Omega 3 yağ asitleri, inflamasyonun azaltıp, bağışıklık sistemini destekler. Diğer bir yandan özellikle somon gibi yağlı balıklarda bulunan E vitaminiyse cilde ışıltı verir. Deniz ürünleri, kolajen gibi mikro besinler içerdiği için ölü hücreleri yeniler, egzama ve sedef gibi cilt rahatsızlıkları önlemeye yardımcı olur.
Somon sağlıklı olmasının yanı sıra aynı zamanda lezzetiyle de sofralardaki yerini sağlamlaştırıyor. Lezzetin altında yatan en önemli unsurlardan biri de elbetteki doğallık. Somon söz konusu olunca akla ilk olarak Norveç geliyor. Biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Norveç seyahatim olmuştu ve oradaki balıkçılık hakkındaki gözlemlerimi sizlerle paylaşmıştım ama hazır yeri gelmişken bir kez daha söylemek istedim. Norveç’in deniz ürünlerinin kaynağı kuzeyin soğuk ve berrak suları. Bu gibi düşük derecelerde balıklar daha yavaş gelişir ve sıcak sudakilere göre daha büyük boyutlara ulaşıyor. Soğuk sudan gelen deniz ürünleri ayrıca sağlıklı doymamış yağ asidi bakımından da zengin oluyor.