Dilek Gappi

Dilek Gappi

dilek.gappi@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara için ‘rahat ve kendi halinde bir kentin, fazlaca özgür insanlarıyızdır’ biz.
Biraz kızdırılırsa İzmir’e sıfat bulmak zor olmaz. “Gâvur”, “faşist” bazen de “komünist” Ama görülür ki İzmir hiçbiri olmamıştır. Atatürkçü, eşitlikçi, özgürlükçü bir İzmir’den tavizi koparamazsınız. Bir de samimiyet merakı vardır bu kentin. Kim samimi, kim değil ? Mesala bu kadar huzurlu bir kent olmasına rağmen, iktidar ve ana muhalefet cephesinde sorunlar bitmez.
Sağda ve solda “samimiyet” süzgecinden daha sık geçirilir, olaylar ve insanlar. Kendi içlerinde samimiyet döngüsünün çarkları diğer kentlere göre hızlı döner. Belki de bu yüzden İzmir’in imbatına hep bir ters rüzgar eklenir.
Bu kez CHP açısından imbat rüzgarları yeniden esmeye başlamıştı ki; olmadı, yine bir yerlerden ters rüzgarlar sarmaya başladı ortalığı. Genel başkan Kılıçdaroğlu’nun mitingi iyi geçmiş, İzmir yeni liderini benimsediğinin izlerini vermeye başlamıştı. Parti il başkanlığında da koordinasyonsuzluk sorunu aşılmaya çalışılırken, Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde parti yeniden “samiyet” dengesi kurmaya çalışıyordu. Bu zor kurulan denge kendine bir harç bulmuşken, bu kez, İzmir Büyükşehir Belediyesi cephesinde bir başka samimiyet dengesi yıkılıyordu.
* * *
Deniz Baykal’la dostluğu bilinen genel sekreter Ersu Hızır’ın yetkileri İzmir, miting hazırlıkları yaşadığı sırada elinden alındı.
Görünen neden basit. CHP ve Büyükşehir Belediyesi’ni yakın takip eden, iğneli bir kalemi olan gazeteciyle genel sekreterin yedikleri akşam yemeğinde Hızır’ın belediyede işlerin iyi gitmediğine yönelik bilgi vermesi.
İşin burası karışık. Genel sekreter “Yemek yemedim” diyor, gazeteci “kamera kayıtlarına bakılsın o zaman” diye yanıt veriyor... Bir gazeteciyle yediği yemeği kabul etmeyen genel sekreter, o yemeğe gitmiş dahi olsa ona sır derecesinde bilgiler verir mi?
Tabii bugüne kadar, Başkan Aziz Kocaoğlu’nun hanesinde, “yazdıkları muteber değil” diye yorumladığı bir gazetecinin şimdi, söyledikleri, yazdıkları ya da iddiaları neden “muteber” oluyor? Başkan Kocaoğlu, seçimlerden sonra hayatının en zor süreçlerini yaşadığı metro aksiliklerinde bir kenara yazdığı notları da şimdi samimiyet terazisinin bir kefesine mi koydu?
* * *
Tabii bir denge daha var ki, unutmamak gerekiyor. Başkan yaşadıklarından canı o kadar yandı ki, en çok önemsediği konu olan hesapların sağlam elde kalması adına Pervin Genc’e genel sekreter koltuğunda kalıcı olarak yer verebilir. Bu arada Başkan can dostum dediği, eski samimi dengelerine de yeniden sarılmış görünüyor. Danışmanlık kadrosunda görünen bir ismin genel sekreterliğe getirilme ihtimalini de yok saymamak gerekiyor.
Açıkçası insanoğlu, son zamanlarda belediye çalışmalarına hakim bir görüntü çizen, başarılı olma iddiası içine giren Ersu Hızır’ın tam imbat rüzgarları eserken başına geleni merak ediyor.
Ecel -i müsemma (vakitli) mı, ecel -i kaza mı ? (vakitsiz mi)