Yazarlar Dişleri sökülmüş aslan...

Dişleri sökülmüş aslan...

13.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dişleri sökülmüş aslan...

Dişleri sökülmüş aslan...

Yavuz DONAT

EKONOMİK ve Sosyal Konsey dün "ikinci toplantısını" yaptı.
Toplantıda bir iskemle boş kaldı.
DİSK Başkanı Rıdvan Budak'ın iskemlesi.
Konsey "sıcak odada" çalışmasını sürdürürken, Budak da Kocaeli - Adapazarı güzergahında "rüzgara karşı" yürüyordu.
Konseyin dünkü toplantısı, zamanlama açısından büyük şanssızlık.
Biz "şanssızlıktan" bahsedince, Bülent Ecevit "evet" dedi.
Bülent Bey'e "bir şeyi daha" söyledik:
- Siz 1980 öncesindeki sendikaları ve sendikacıları da tanıdınız. O dönemle kıyaslanırsa, şimdiki sendikal hareket sanki dişleri sökülmüş aslan.
Ecevit:
- Öyle... Tabii bu Anayasa'dan kaynaklanıyor. Özellikle de toplu sözleşme ve grevle ilgili 54. maddeden. Mutlaka değişmeli.
* * *
ECEVİT'i dün "zaman tüneline" davet ettik.
"Siz Başbakan iken" diye başladık:
- Sakıp Sapancı (Sanayi Odası başkanı), Halit Narin (TİSK başkanı), Halil Tunç (Türk - İş başkanı) ve Abdullah Baştürk'ü (DİSK başkanı) bir araya getirmiştiniz.
Ecevit:
- Evet... Ama o kadar zor olmuştu ki.
Başbakan Yardımcısı "yıllar öncesine" gitti:
- 1978 Haziran'ıydı. Türk - İş'le bir toplumsal anlaşma imzaladık. DİSK'ten ve işverenlerden öyle bir tepki geldi ki...
- Sonra?
- Zaman geçince "diğer kesimlerin" tepkisi azaldı. Hatta "biz de bu işin içinde olalım" dediler.
- Tarih?
- 1979 Mart'ı.
- Ne yaptınız?
- Başbakanlık'ta toplandık.
- Kim, kim?
- Sakıp Bey geldi. Halit Bey de. Abdullah Baştürk'ün yanında Prof. Sadun Aren vardı. Halil Tunç'un yanında da genel sekreteri Sadık Şide.
- Toplantı nasıl geçti?
- Başlangıcı soğuktu. Zira aralarında selam, sabah bile yoktu.
- Daha sonra?
- Toplantıya ara vermiştik. Abdullah Baştürk yanıma yaklaştı ve şöyle dedi: "Nasıl oldu da biz bir araya geldik?"
- Siz ne yanıt verdiniz?
- Tek sözcük söyledim: "Sorumluluk."
- O toplantı ile "toplumsal uzlaşmada" ne kadar yol alındı?
- Uzlaşmaya vardık. Ama bir süre sonra "paralı ilanlar" verildi... TÜSİAD'ın ilanları. Ve ip koptu.
* * *
ECEVİT'in "DİSK yürüyüşüne" bakışı:
- İş güvenliği bakımından DİSK'in sıkıntıları var. Ne zaman isterlerse kendileriyle görüşürüm.
* * *
DÜN Türk sendikacılığının "ihtiyar kurdu" Halil Tunç'la sohbet ettik.
Tunç, Cumhurbaşkanı Demirel'le karşılaşmış.
Ve aralarında şu konuşma geçmiş:
Demirel:
- Nasılsın Halil Bey?
Tunç:
- Efendim bugün olup, bitenlere bakıyorum da, zamanında size haksızlık ettiğimizi anlıyorum. Sizi galiba fazla sıkıştırmıştık.
Demirel:
- Evet, biraz serttin. Ama sen görevini yaptın. İşçiler senin emeğini inkar edemezler.
Halil Tunç'a sorduk:
- Bugün sendikacılık nasıl?
70'lik sendikacı neredeyse ağlayacaktı:
- Bugün sendikal hareket sanki morfinli... Kükrüyor ama ısıramıyor.
* * *
YİNE Ecevit'leyiz...
Konumuz "kükreyen ama ısıramayan" aslan.
Bülent Bey:
- Anayasa değişikliği şart... Biz 1995'te bunun için uğraştık ama gereken desteği bulamadık.
Ecevit'ten bir başka eleştiri:
- 1980 öncesinde Türk - İş Başkanı senatördü. DİSK Başkanı milletvekiliydi. Bugün ise sendika başkanı milletvekili olamaz. Sendikanın avukatı bile olamaz. Hangi demokratik ülkede böyle yasak var?
* * *
HÜKÜMET, Başbakan dahil, 38 üyeden oluşuyor.
38 üyenin yine Başbakan dahil 36'sı "1980'den sonra parlamentoya giren isimler."
"Sendika nedir, sendikacı kimdir, eylem neye denir"
pek görmediler.
Baştürk'lerle, Tunç'larla tanışmadılar.
Bütün gördükleri "1982 Anayasası ile dişleri sökülmüş sendikacılar."
Ve onları bile yürümeye mecbur bırakıyorlar.
Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr