Anevrizma Risk Grupları

4 Eylül 2018

Merhabalar Kıymetli Okuyucularım,

Sizlere bu hafta 'Anevirma Risk Grupları'ndan bahsedeceğim.

Hemen her yaş grubunda görülen beyin anevrizmasının, 25 yaş üstünde görülme sıklığı artmaktadır.

Çoklukla 50-60 yaşları arasında görülen anevrizmalar, kadınlarda erkeklerden 3 kat daha sık görülür.

Yapılan araştırmalara göre ülkemizde her yıl ortalama 10 bin kişinin anevrizmaya bağlı beyin kanaması riski taşıdığı kabul edilmektedir. Beyin anevrizmalarında hastaların yaklaşık 1/3’ü hiçbir sağlık kuruluşuna başvurmadan hayatını kaybetmektedir. Bu noktada erken teşhis ve tedavi yönlendirmeleri büyük önem taşımaktadır.

Genetik Faktörler Etki Ediyor

Beyin anevrizmalarında genetik faktörler eğilimleri etkilemektedir. Dolayısıyla ailesinde anevrizma hikayesi olanlar risk altında kabul edilmektedir.

Anevrizmanın sebepleri net olarak bilinmese de etkili faktörler şöyle sıralanabilir:

Yazının Devamı

Anevrizma Hakkında Merak Edilen Detaylar

9 Ağustos 2018

Anevrizma Nedir?

Anevrizma, atardamarların duvarında oluşan “baloncuk” şeklindeki patolojik genişlemeleri tarif eden genel tıbbi tanımlamadır. Beyin atardamarları ve aort damarı, anevrizmaların en sık yerleştiği bölgelerdir. Anevrizmalar, morfolojilerine göre 'saküler' ve 'fusiform' olarak sınıflandırılırlar.

Damar duvarının belirli bir noktasından çıkıp, nispeten yuvarlak bir şekle sahip anevrizmalara, saküler anevrizma adı verilir. Damar duvarında “iğ” şeklinde bir genişleme şeklinde olan anevrizmalar, fusiform anevrizmalar olarak tanımlanır. Ayrıca, anevrizmalar, duvar yapılarına göre “gerçek anevrizmalar” ve “yalancı (psödo) anevrizmalar” olarak sınıflandırılırlar.

Anevrizmalar, genellikle vücutta baş ağrısı hariç belirti yaratmazlar. Bu yüzden, geç fark edildiği için tedavi süreci oldukça zordur. Anevrizma duvarları, çok ince yapıda oldukları için, zamanla incelerek patlar ve beyin kanamasına sebep olur. Patladıktan sonra farkedilen anevrizmalar, insan hayatı için hayati bir önem taşır.

Anevrizma Kimlerde Görülür?

Anevrizma, doğuştan olan genetik bir hastalık değildir. Hastalığın görülme olasılığı, yaş ile doğru orantılı bir şekilde artar. Kişinin 1. derece akrabalarında çok

Yazının Devamı

Mild Tedavi Yöntemi Nedir?

11 Temmuz 2018

Merhabalar Sevgili Okurlarım...

Sizlere bu hafta 'Mild Tedavi Yöntemi ve Detayları' konusunda bilgi vermek istiyorum.

Minimal Invaziv Lomber Dekompresyon anlamına gelen MILD ABD'de geliştirilmiş ve açık cerrahiye gerek duymaksızın omurga kanalındaki darlıkları gidermeye yarayan güvenilir, yeni bir tedavi yöntemidir.

İşlem, ayaktan tedavi şeklinde hastanede kalmaya gerek duyulmadan yapılır.

Bütün işlem aspirin büyüklüğündeki bir delikten gerçekleştirilir. İşlem genel anesteziye gerek duymaksızın dikiş bile gerektirmeden, 1 saatten kısa sürede tamamlanır.

Mıld Nasıl Çalışır?

Amerika’da binlerce hastaya güvenli bir şekilde uygulanan bu yöntem ülkemizde de kullanılmaktadır.

Girişimsel nöroradyoloji konusunda uzman bir doktor, görüntüleme (floroskopi) eşliğinde özel ameliyat aletleri kullanarak işlemi gerçekleştirir. Doktor sırttaki küçük bir kesiden girerek, omurga kanalından ufak kemik ve fazla doku parçacıklarını çıkartır. Böylece omurga kanalının sinirlere yaptığı baskı giderilir, hastanın ağrısı diner ve hareket kısıtlaması ortadan kalkar.

Yazının Devamı

Geçici İskemik Atak Nedir?

19 Haziran 2018

Selamlar Sevgili Okuyucularım,

Halk arasında “geçici felç” olarak adlandırılan, 24 saatten daha kısa süren ve kalıcı sakatlık bırakmayan geçici iskemik ataklar, eğer ciddiye alınmazsa kalıcı inmenin habercisi olabilir.

Geçici iskemik atak, beynimize giden kanın kısmi ya da tamamen kesilmesi ile 24 saatten az süren, kalıcı olmayan belirtilere denir. Sıklıkla bir beyin damarının pıhtı ile kapanması sonucunda meydana gelen geçici iskemik ataklarda, pıhtının yok edilmesi halinde belirtiler geçer ve kalıcı inme (felç) riski azalır. Ancak, pıhtının büyük olması halinde ya da eritilmesi sağlanamazsa çok ciddi felç ve ölüme kadar giden beyin hasarıyla karşı karşıya kalınabilir.

Bu sebeple geçici iskemik atak, tıpkı kalp ağrısı hastalarında olduğu gibi çok ciddi bir şekilde tetkik ve teşhis edilmeli ve tekrarlaması önlenmelidir. Beynimiz maalesef kalbimizden çok daha hassas bir dokudur ve çok küçük alanların hasarı bile geri dönüşümü olmayan çok büyük fonksiyon kayıplarına sebep olabilir.

Geçici İskemik Atak (Geçici Felç) Belirtileri Nelerdir?

Genellikle dakikalar içinde geçen ancak 24 saate kadar uzayabilen, vücudumuzun bir tarafında yüz, kol ve veya bacakta his kaybı, hareket kaybı, geçici

Yazının Devamı

Faset Sendromu Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

11 Nisan 2018

Herkese Selamlar

Bundan böyle her hafta sizler için uzman olduğum alanla ilgili çeşitli yazılar yazarak kafanıza takılan soru işaretlerini gidermeye çalışacağım.

İlk yazım Faset Sendromu ve detaylarını içeren bir yazı olsun istedim.

Birçoğunuz, bel, boyun ve sırt ağrılarınızdan şikayetleniyor ve bu ağrılardan bir an önce kurtulmak istiyor olabilirsiniz. Bu ağrıların pek çok sebebi olabilir. Göz ardı edilen ağrı kaynaklarından biri de halk arasında çok bilinmeyen ’’Faset Sendromu’’dur.

Peki ’’Faset Sendromu’’ Nedir?

Faset Sendromu’nun bel ağrısının üzerinde yeterince durulmayan ancak sık görülen bir nedeni olduğunu söyleyebilirim. Halk arasında bel omurlarında kireçlenme olarak bilinen bu durum, çoğu kez bel ve boyun fıtığı ile birlikte bulunabilir. Bu nedenle bir ağrı kaynağı olarak göz ardı edilebilir. Faset sendromu, özellikle 50’li yaşlardan sonra bel ağrısının en sık görülen nedenidir. Buna rağmen faset sendromu bir yandan halk arasında, diğer yandan da doktorlar tarafından yeterince tanınmayan, ihmal edilen ve üzerinde durulmayan bir hastalıktır.

Doğru teşhis koyulamamış, anlaşılmamış, yeterince tedavi edilmemiş birçok bel ağrısı hastası, uzun süreli (kronik) bel ağrıları nedeni

Yazının Devamı