Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Not Entelektüeller de, sıradan vatandaşlar da ikiye ayrıldı.Biri, biz yüzde 47 aldık MHP ve DTP'yi de katarsanız yüzde şu ediyor. İstediğimizi yaparız. Buna milli irade derler, diyor. Bunu bazı entelektüeller de destekliyor.Öbür taraf hukuk diyor. Laiklik, Anayasa'nın değiştirilemez hükmüdür, ekseriyetiniz ne olursa olsun laikliği sulandıramazsınız.Anayasamızın değişmez hükümlerinden, devrimlerden kimse taviz veremez. Türkiye'yi Ortadoğu'nun ılımlı İslam ülkesi yapmaya kimsenin gücü yetmez, diye bağırıyor.Bu bölünme, çatışmaya ve kaosa gebe değil mi?* * *Üniversitelerde türban üniversitelinin 1. sorunu, ilk sorunu değildi.Ama AKP ve MHP onu 1. sorun yaptı. Ve türbanı üniversiteye soktu.Peki korku ne?Türbanın kamuya ve ortaöğretime yayılması.Bu korku boşuna mı?Hayır.AKP'li bazı milletvekilleri bile "Adım adım ilerleyeceğiz" demedi mi? Yani üniversiteler ilk adım.Sonra lisede de türban serbest olsun diye Kayseri'de, Van'da gösteri yapanlar var.Sonra TV'de Prof. Necla Arat'a "Sizleri yargılayacağız" diye bağıran türban savunucusu genç var. Hele o gencin konuması sizin tüylerinizi diken diken etmedi mi?Bunlara karşı hukuki bir güvence var mı?Yok. Bu güvencenin ne olabileceğini daha önce bu köşede belirtmiştik. Ama boşuna...* * *Şimdi, türbanlı kızlarımızın bazısı, bazı üniversitelere girmeye başladı. Ya önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesi değişikliği iptal ederse ne olacak? Tufan değil mi?* * *Ben dinle bağımı, "bazı şartlarını yerine getiremeyen Müslüman" olarak tarif ediyorum.Ben ailelerin çocuklarına özel din dersi aldırmalarına eskiden beri taraftarım.Okullarda seçmeli din dersine taraftarım.Ama imam hatip olmayacakların, imam hatip okullarına gitmesine de öteden beri karşıyım.Hele kızların o okullarda, o liselerde ne işi var? Çoğunlukta 58 bin erkeğe karşılık, 62 bin kızımız imam hatip okullarında okuyor.Niye?Bu kızların tamamı imam mı olacak, hatip mi?Hayır. AKP işe almada bu diplomaları tercih unsuru olarak kullanacaktır, o kadar.Peki bu okullar AKP'den önce kurulmadı mı?Evet öncekilerin de günahı var, hem de büyük günahı, ama bu, AKP'nin günahını sevaba çevirmeye yeter mi? Türkiye bölündü. Bugüne kadar hiçbir konu ve hiçbir güç Türkiye'yi bölememişti. Ama şimdi bölündü. Başbakan'a yakışmadı. Erdoğan'ın gruptaki ve il başkanlarına yaptığı konuşmalardaki tavrı ve sözlerinden bahsediyorum. Başbakan bu özgürlük asrında basının özgürlüğüne tahammülsüz olduğunu bir kez daha gösterdi. Oysa basının bir kısmı zaten kayıtsız şartsız, onu destekliyor.Yoksa o, bütün basının köle olmasını, doğru bildiğini söylememesini, yazmamasını mı istiyor? Başbakan şunu bilsin ki, bu isteğinin yerine geldiğini hiçbir zaman göremeyecek. BAŞBAKAN GERİYOR Doların ateşi yükseliyor. Makro göstergeler kötüleşiyor.(TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ) Sanayi üretimi düşmeye başladı. Ülkenin menfaatini türbanı değil, ekonomiyi tartışmak.(Maliye Bakanı Unakıtan) Sanayide durum kötüye gidiyor. Acilen ekonomiye dönün. (Tanıl Küçük) Karşılıksız çek-senet rekorda. 2008 kayıp bir yıl olabilir. Küçük, büyükler Meclis'teki kürsüde türbanı en kuvvetli şekilde savunanlardan biri de AKP İstanbul Milletvekili Nursuna Memecan oldu. Bu genç kadının yaşamının 25 yılını Amerika'da geçirdiğini öğrendik. Türkiye'yi ve bu ülkenin şartlarını bilmediği için sözlerini bilgisizliğine verebiliriz. Bir kadın milletvekili AB İTİYOR Biz "AB" diyoruz, AB "Uzaklaş" diyor.Başbakan, Avrupa'da açık seçik konuştu."Bizim amacımız AB'ye tam üye olmak, özel ortaklık, vesaireyi konuşmayız bile."Biz böyle diye duralım ama altımızı oyanlar var.Bunların başında Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Alman Başbakanı Merkel geliyor.Peki bunların dışındaki AB üyeleri Türkiye'yi samimi olarak aralarında görmek istiyor mu? Yoksa onlar da Sarkozy ve Merkel'in arkasına mı saklanıyorlar? Buna sağlıklı cevap vermek zor, ama şu haberler bunu gösteriyor dersek yalan mı söylemiş oluruz.İşte o haberler:İspanya'da yakında seçim var. Muhafazakâr parti başkanı Rojoy, "9 Mart'taki seçimi kazanırsam, göçmenleri İspanya'dan kovacağım" dedi. Bu yabancılar arasında Türkler de var.Avrupa'nın insan haklarına en çok sahip çıkan ülkesi İsveç, İngiltere gibi göç yasasını sertleştiriyor. İsveç aile birleşmelerine adeta darbe indiriyor.Eşini ve çocuğunu İsveç'e getirmek isteyen göçmen, ailesini geçindirebilecek gelire ve bir eve sahip olduğunu ispat etmek zorunda olacak.İsveç'te de 80 bin Türk göçmen var. Yeni durum İskandinav ülkelerinde yaşayan Türkler arasında kaygı doğurdu.Samimiyet bu mu? Biz AB'yi istiyoruz ama İRAN'DA İran yine gazı kesti. Türkiye'de bazı bölgeler de buz kesti. Bunun üzerine Rusya'dan rica ile gaz istedik onlar da kırmadı, Türkleri üşütmeyeceğiz, dedi ve gaz verdi.Bu, İran'ın bir ayda ikinci kesintisi.İran'ın kesintileri bize neyi gösteriyor?Ele güvenip, her şeyi ele göre düzenlemenin hayal kırıklığı yaratacağını. Ülkeyi tehlikeye sokacağını.Bunu petrol zengini İran bile göze almazken biz niye böyle tedbirsiz davranıyoruz, hayrettir.Bunu İran bile göze almazken, dedik, çünkü Tahran ikinci nükleer santralını yapma kararı aldı ve inşaata başladı bile...Bizde ise, Mersin'de bir araya gelen nükleer karşıtları, Türkiye'de nükleer santral kurma çalışmalarını protesto ediyorlar. Ve bunlar dünyadaki 440 nükleer santralı görmüyorlar, burnumuzun dibindeki İran'ı görmüyorlar.Yine burnumuzun dibindeki, yani komşularımızdaki nükleer santralları görmezden geliyorlar.Prof. Tolga Yarman gibi bunlar da Türkiye'yi, hem dünyadan, hem komşularından geri bıraktıklarının farkında değiller. Neyse ki, bunların hepsi nükleer enerji karşıtlığında ısrar etmiyor ve bu düşmanlıktan geç de olsa vazgeçtiklerini müjdeliyor.Bunların "nükleer santraldan kaçış olmadığını" görmeleri beni ve benim gibileri memnun ediyor.Bağımsız olmak istiyorsak, enerjide de başkalarının eline bakmamalıyız. dheper@milliyet.com.tr İkinci nükleer santral