Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       SANAYİ Bakanı, "Kalite Kongresi"nde konuşurken elektrik kesilmiş.
       Bakan, Sanayi Bakanı, konu da kalite olunca "kalitesiz elektrik"in yaptığı sürpriz ilginç değil mi?
       Her alanda kalitesizlik yükselişte. Kalitesizlik mesafe alıyor.
       Ne demek kalite?
       Kalite; nitelik demek. Nitelik yönünden üstünlüğü olan, demek.
       Nitelik ise; bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, keyfiyet, üstünlük, değerlilik, vasıf, anlamına geliyor.
       Özetle kalite; üstünlük, değerlilikse, bizde tam ters bir gidiş var.
       Değersizliklerin yükselişi var...
       Değersizlerin artışı...
       * * *
       TV'nin sevilen kişisi Mehmet Ali Erbil. "Yes no, yes no..." diye sürüp giden şarkıya takmış, sık sık laf atıyor.
       Erbil'in o şarkıyı, o tarzı kalitesiz bulduğu belli...
       Mehmet Ali alanının en sempatiği, en sevileni, bir de benzer işleri yapan bir dolu başkası var ki, esprileri evlere şenlik...
       Geçenlerde Türk Müziği'nin abide sanatçılarından Alaeddin Yavaşça Antalya'da veda konseri verdi. Ama karşısında tatmin edici sayıda dinleyici bulamadığı için hayal kırıklığına uğradı.
       Çünkü artık kalite peşinde olanlar azaldı. Kolaya ve ucuza alışıldı, insanlar alıştırıldı. Güzel bir sofrada olma yerine fast - food denen abur cubur tercih ediliyor...
       Mehmet Ali'ye nispet, "yes no, yes no" da o nedenle müşteri buluyor.
       * * *
       SEL bölgesindeki köprülerin 52'si yıkıldı. Ayakta kalan yok. Kaliteli oldukları için mi? Hayır. Kalitesiz adamların kalitesiz yapıları bu kadar ayakta kalabilirdi, ilk suda gitti.
       İstanbul'un etrafına bir bakın.
       İçinde bulunduğumuz mekanın kalitesizliğine alıştırılmasaydık, çıldırırdık.
       Sıvasız, boyasız tuğla yığını, şehir değil şehir bozuntusu. Binaların çoğunun üstünde o çirkin beton filizleri insanın gözüne giriyor.
       Geçenlerde Kağıthane Belediye Başkanı bu kalitesizliğe son vereceğini, sıvasız boyasız ev bırakmayacağını, açıklamıştı. Ne oldu? Allah bilir baskı yapıp onu bu hayırlı kararından vazgeçirmişlerdir. Çünkü kalitesizliğe alıştırılanlar ekseriyette.
       * * *
       KULÜPLER, futbolculara trilyonlar veriyor.
       Ama bu kıymetlere nedense yurtdışından talep olmuyor.
       Siyaset de aynı durumda. Bizde politikacı çok ama uluslararası arenada vasıflarıyla, kişiliğiyle, karizmasıyla, kalitesiyle baskı kurabilen, ağırlığını hissettiren, öne çıkan henüz görünürde yok.
       Bu kadar eleştiriden sonra; "ya siz?" diyebilirsiniz.
       Sormakta haklısınız. Özellikle bazı TV'lerdeki "ana haber" programlarını izleyince bu soruyu sormakta yerden göğe kadar haklısınız.
       Bu kargaşa arasında kalitesini bozmayan, bunu ispat edenler de var.
       Türk Diş Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Şükrü Kandemir gibi.
       Birliğin bir sakız reklamına alet olmasına dayanamayan Prof. Kandemir, "Reklama verilen onay tıp etiğine aykırı olduğu için görevimden istifa ediyorum" diyor ve basıyor istifayı...
       Etik, ahlak, kalite...
       Bakalım hocanın kalitesinin göstergesi olan etik anlayışı mı, kalitesizlik mi galip gelecek?
       Her alanda bu böyle... Türkiye'de savaş var. Kaliteliyle, kalitesizin savaşı.
       Ve ilk raundun galibi kalitesizlik.



Yazara E-Posta: D.Heper@milliyet.com.tr