Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Doğan HEPER

EĞLENMEK pahalı.
Dört kişinin Akmerkez'in altındaki bir pizzacıda ödediği para 87 milyon lira olunca gerisini siz düşünün.
Gelin bu pizzacıdan vazgeçin. Ama bir sinema biletinin de 1.5 milyon lira olduğunu herhalde biliyorsunuz.
Üç kişilik bir aile için yol parası, otopark ücreti, vesaire derken bir sinemaya giriş çıkışın bedeli 7 - 8 milyon lira.
Öyleyse "sınırlı gelirli"nin kala kala tek eğlencesi kalıyor; televizyon.
Televizyon kanalı açısından Türkiye kadar zengin ülke az bulunur.
Çeşit çeşit. Seç seç aç...
Bu çeşitli kanalları kabaca 3 grupta toplamak mümkün.
TRT var, özeller var, ücretli var.
TRT trilyonluk imkanlarını boşa harcıyor. İyi yönetilse, yalnız onun ekranı seyredilir.
Ama öyle mi?
Haber bültenleri bile hala protokol sırasıyla başlıyor.
Spikerlerin yüzünü yenilemiyor.
İmkanı var, nakil kamyonları çok, ama "olay neredeyse TRT orada" dedirtemiyor.
Eğlencesi eksik.
Adeta hayalimdeki papaz mektepleri gibi.
* * *
ÖZEL TV'lerin bir kısmı da "kalitesizliğin ratingi" peşindeler.
Seyirciye bir şey vermek yerine adeta onda olanı da alıyorlar.
İpe sapa gelmez, incir çekirdeğini doldurmaz, haber niteliği olmayan haberler, o habere benzemeyen haberleri ağzı köpüre köpüre, tükürük saça saça, ballandıra ballandıra anlatmaya çalışan spikere benzemeyen spikerler.
İşportacı gibi, tulumbacı gibi çığlıklar atarak habere müşteri toplama adeti de caba.
Haberin en hararetli anında, sonraki haberleri reklam eden altyazılar da bir alem. Onları okurken seyredilen haberi kaçırmamak zor.
Haberlerin bitişindeki kendi kendini pofpoflama acaipliği de anlaşılır gibi değil:
"Dünyanın en iyi TV'sini izlediniz. Kainattaki en bulunmaz haberleri verdik..." gibi. Allah'tan özel TV'lerin tümü böyle değil.
* * *
TV'ler bir zamanlar yabancı istilasındaydı.
Pembe diziden geçilmiyordu.
Şimdi yerli dizi furyası var.
Türkücüsü, dansözü, mankeni, işsizi, emeklisi, hepsi dizici oldu.
Hangi kanalı açsanız ekranda yerli dizi.
Ama kalite... Hepsi kaliteli mi? Veya çoğu kaliteli mi?
Siz onu bırakın, ratinge bakın.
Türkiye yalnız trafik canavarından çekmiyor, işte bir de bu "rating canavarı" var.
Kalitesizliğin ratingi.
* * *
ÜCRETLİ, yani şifreli TV'miz bir tane; Cine 5. O da seyirciyi aldattı.
Seyirci ona abone oldu. Ücretini ödeyerek vecibesini yerine getirdi. Cine 5 de ona gece boyu tüm kanalını tahsis etme taahhüdünde bulundu.
Yani ona ücret ödeyip abone olanlar Cine 5'in nasıl çalıştığını bilerek, görerek ve öyle devam edeceğini umarak abone oldular. Onlara, 24 saat yeni filmler seyredecekleri taahhüdünde bulunuldu.
Pat, mukavelenin ortasında Cine 5 abonenin eğlenme süresinin yarısını aldı, başkalarına satmaya başladı.
Bir kanaldan "Playboy" diye ikinci bir kanal çıkartıldı.
Bu, abonelere yapılan taahhüde aykırı değil mi? Seyirciyi tüm gece için ikinci bir ücret ödemeye zorlamak hukuku çiğnemek sayılmaz mı?
Hukuk bir yana bu, aboneyi en basit tabiriyle enayi yerine koymak değil mi?
* * *
KABLOLU TV aboneleri de tedirgin.
Kablocuların ne yaptığı belli değil.
RTL, PRO 7, SAT 1, MTV, BBC kablodan çıkartıldı.
Sistemi zenginleştirmek yerine fakirleştirmek marifetse bravo onlara...
Her alandaki keyfilik gibi burada da keyfilik var. Yönetim zafiyeti var.
Bunun ucu da TV seyircisine dokunuyor.


Yazara Email D.Heper@milliyet.com.tr