Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tayyip Erdoğan “Sandık” diyor. Sandıktan o çıkıyor.
Tek başına iktidar oluyor.
Ama Türkiye birbirine giriyor.
Ülke kan revan içinde.
Bu ne biçim tek başına iktidar?
Kuvveti huzursuzlukta mı?
* * *
“Ne istedilerse verdim” lafı onun.
“O davanın savcısıyım” sözünü o söyledi. “Kumpas”ı onlar sayesinde tanıdık.
Ve bunlar iktidara yakışır mı? Dua etsinler ki etkili “ana muhalefet” diye bir şey yok.
* * *
Konuş, konuş, konuş...
Günde üç konuşma.
Ama sonuç kargaşa, kavga, sövme. Böyle seçim çalışması olur mu? Bu tansiyonu yükseltmez mi? Ve halkı kışkırtmak, birbirine düşürmek neticesini doğurmaz mı?
Oysa işin başı huzur.
* * *
Biz, Türk halkı, 76 milyon, sulh ve sükûn istiyoruz.
Onun için halk çoğunlukla AKP’ye oy verdi.
Bu parti iç huzur sağlar zannetti.
Öyleyse özellikle bu iç barıştan AKP sorumlu.
İktidar olmak kolay değil.
Ne lazımsa yap et ve iç saadeti gerçekleştir.
* * *
Telefonlarda gizli neler konuşuluyor, ortalığa döküldü.
Başbakan medyaya tayin bile isteyebiliyor.
“Dava açılsın” talebinde bulunabiliyor.
Bakan “kapı kırın, biz sizi koruruz” diyor.
Bu konuşmayı yapanlar iç barışı nasıl sağlar.
Yanılıyor muyum?
* * *
Ve bazı bakanlar hakkında yolsuzluk iddiaları var.
Bu iddiaları ciddi buldular ki o bakanlar istifa etti.
Ama Erdoğan bu yolsuzluk iddiaları üzerinde durmuyor.
Kuvvetli bir hükümet ve onun bakanı böyle hareket eder mi?
* * *
“Haksızlık yapıyorsun hiç muhalefetten söz etmiyorsun” diyebilirsiniz.
Ama ben söz konusu edilebilecek, etkili bir muhalefet göremiyorum. Zaten Başbakan bunun için “iktidar da AKP, muhalefet de AKP,” demiyor mu? Muhalefet gibi bir ana muhalefet olsa Erdoğan memleketi böyle çorbaya çeviremezdi.
Onun için ana muhalefetten söz etmeye değmez.
* * *
Öyleyse, ölmezsek, bekleyip sonucu göreceğiz.

Haberin Devamı

BABACA
Liderlere ders

Bu babalar, AKP Genel Başkanı Başbakan Erdoğan’dan da, 3 muhalefet liderinden de daha sağduyu sahibi.
Onlar oğullarını kaybettikleri, yürekleri yandığı halde ülkeyi düşünüyorlar. Ve sözleriyle, 76 milyona mesajlarıyla, halkımız arasında nefret oluşturulmasına karşı çıkıyorlar.
Her gün nefret kusan Erdoğan ve Kılıçdaroğlu bu yüreği yanan sıradan vatandaşlardan ders almalı.
* * *
İstanbul’da evine ekmek almaya giderken polisin gaz fişeğiyle vurularak ölen 14 yaşındaki Berkin Elvan 269 gün komada kaldıktan sonra ölmüştü. Berkin’in cenazesinden sonra DHKP-C Kasımpaşa çevresinde 3 AK Parti seçim bürosunu ve araçları yaktı. Kulaksız Mahallesi gençleri DHKP-C’lilerle kavga etti. DHKP-C’lilerin ateşi sonucu 22 yaşındaki Burak Can Karamanoğlu öldü, 2 genç yaralandı.
Burak Can’ın babası Halil Karamanoğlu, evlerinin önünde toplanan kalabalığın ‘intikam’ sloganlarına rağmen örnek bir sağduyu sergileyerek şöyle dedi: “Herkesin evladı var. Benim canım yanıyor. Yarın başkasının canı yanar. Berkin de bizim evladımız. Onların mahallelerine gidilip protesto yapılmasını tasvip etmiyorum. Yazık, günah bu millete. Bu gençlere yazık. Şimdi birlik beraberlik zamanı.”
Berkin’in babası Sami Elvan, Burak Can’ın babası Halil Karamanoğlu’nu telefonla aradı ve şunları söyledi: “Senin evladın benim evladımdır. Acılarımızın siyasete alet edilip nefret ortamı oluşmasına izin vermeyelim.” Bu sözler örnek değil mi? Bu sözler, liderlere ders değil mi?
Evet, ama anlayana...

Haberin Devamı

TRT İÇİN
Zeki’nin kitabı

Gazeteci arkadaşımız Zeki Sözer’in “Halkın sesinden, iktidarın borazanına” adlı kitabı çıktı.
Kitapta bilmediğimiz çok şey anlatılıyor.
Önce radyo vardı... Ajans haberleri o zaman hayatımıza girdi. Saatler radyoya göre ayarlandı...
Eğlence programlarının yanı sıra radyo tiyatrosu, köylü saati kazındı hafızalara...
Sonra televizyon geldi...
Hepimizi büyüledi ve kısa sürede vazgeçilmezimiz oldu...
Darbe yapmak isteyenler önce radyo ya da televizyon binasını ele geçirmeyi hedeflediler.
Bu arada tabii ki dürüst ve bağımsız yayın yapmaya çalışan gazeteciler vardı ama iktidar onların özgürlük alanını biraz daha kısıtladı.
“TRT’nin her iktidar döneminde özerkliğini biraz daha kaybettiğini” vurgulayan Zeki halkın sesi olması gereken bir kurumun nasıl iktidarların sözcüsü haline getirildiğini de gözler önüne serdi.
Bugünü iyi anlamak için Zekin Sözer’in kitabını okumak lazım.

Haberin Devamı

ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
- Mutluluğu erken yakalayın.
Türkiye’de mi?..
- Kılıçdaroğlu’na ne yapmalı?
Ağzına acı biber sürmek yeter mi?
- Biz uyurken dünya ile ay arasından asteroit geçti.
Kim bilir kaçıncı.
- Lamı cimi yok, paralel yapıyı temizleyeceğiz.
Geç olmadı mı?
- Devlet yat dedi yattık, çık dedi çıktık.
Hangisi, paralel olanı mı?
- Başbakan: YouTube ve facebook kapatılır. Cumhurbaşkanı: Kapatılamaz.
Hangisi doğru.
- En önemli ilacım gitarım.
Ben yutamam.
- Kadın-Erkek eşitsizliğinde 187 ülke arasında 68.’yiz.
İyi mi, kötü mü?
- İki baba insanlık dersi verdi.
Anlayana.
- Erdoğan: Sokağı tahrik ediyorlar.
İktidardasın önle...