Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Doğan HEPER

KUŞAKLAR arasında uçurumlar meydana geldi.
Son 20 yılda çocuklar renkli televizyon, bilgisayar ve cep telefonu ile ne kadar içli dışlı oldu.
Bir de aşağı yukarı 20 yıldan öncekileri düşünün.
Eve alınacak telefon bile karaborsadan temin ediliyordu.
TV, TRT'den ibaretti.
Hele yabancı TV kanalları hiç yoktu.
Bilgisayar vardı demek mümkün değil.
Hele hele 30 yıl, 40 yıl önceye giderseniz yokluk daha da baskındı.
Yani, yanisi şu, şimdiki çocuklar, yeni kuşaklar şanslı.
Dünyadaki gelişmeler onlarla hemen buluşuyor.
Görgüsü, bilgisi, deneyimi, ufku, vizyonu öncekilerden çok farklı kuşaklar yetişiyor.
Bu; geçmişle bugünün, bugünle yarının mutlu farkını müjdeliyor.
* * *
AMA bir de bu gelişme çizgisine ayak uyduramayan bir yanımız var.
Eğitimimiz.
Özellikle yüksek eğitimimiz.
Öyle olduğu için de binlerce genç yurt dışına koşuyor. Çağın eğitimini yakalamanın peşine düşüyor.
Önceki gün üniversiteye giriş birinci basamak sınavı yapıldı.
1.5 milyona yakın genç sınava girdi.
Bunlardan ikinci sınav sonunda açık öğretim dışında üniversiteye girebileceklerin sayısı 230 bin kadar olacak.
Peki gerisi ne yapacak?
Küskün, çaresiz ortalıkta dolaşacak.
O enerji, o parlak beyin gücü büyük bölümüyle belli bir yöne kanalize edilemeden akıp, dağılıp gidecek.
* * *
İŞTE bunun için yıllardır, "üniversiteye giriş sistemi değişmeli" denilip duruluyor.
Deniliyor ama imam da hep bildiğini okuyor.
Tümünü üniversiteye alamayacaksanız, 1.5 milyon çocuğu üniversite kapısına neden yığıyorsunuz?
O binlerce genci üniversite kapısına gelmeden başka alanlara kanalize etmek gerekmez mi?
Ülkenin üniversite mezunu ihtiyacını ve bunların alanlarını önceden saptayarak o kadar öğrenciyi yalnızca o alanlara kabul etmek akla yakın değil mi?
Tesadüfen kazanılan, benimsenmemiş alanların fakültelerinden mezun olan yüksek tahsilliden tam verim alınabilir mi?
Bugünkü yanlış sistem, diplomalı işsizliğinin de kaynağı olmuyor mu?
Yıllardır bunlar yazılır, çizilir.
Yetkililer de dünyayı yeniden keşfedercesine atlatıcı, uyutucu cevaplarla işi geçiştirir.
Türk yüksek eğitim sistemi de pırıl pırıl çocukları köhneliğin dişlileri arasında öğütür, çürütür, harcar...

OKMEYDANI'nda polisle halk karşı karşıya getiriliyor.
Neden?
Meyhane ve birahanelere karşı çıkılmasından.
Peki bu meyhane ve birahaneler yasal mı?
Bu konuda hiç açıklama yok.
Bunlar ruhsatlı mı? Ruhsatları mevzuata uygun mu? Ruhsatları yoksa bunlara kim, neden göz yumuyor? Konut alanında meyhane olur mu?..
Bu soruların cevabı verilmeli...
Tabii, yasa ihlaline karşı bir başka yasa ihlalini savunmak mümkün değil.
Yasal olmayan gösterileri, tahripleri hoş görmek, onaylamak imkansız. Onun için önce istismara elverişli bu gösteriler durmalı.
Ama geç kalmadan, hemen bugün meyhanelerin hukuki durumu da açıklanmalı...



Yazara Email D.Heper@milliyet.com.tr