Yazarlar Dönüşü olmayan yol

Dönüşü olmayan yol

31.07.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dönüşü olmayan yol

Dönüşü olmayan yol

Yavuz Donat

MESUT Yılmaz "doğru yaptığımın bilincindeyim" dedi.
Çarşamba, saat 12.00...
TBMM'nin birinci katındayız.
Başbakan'ın odasında.
"Günün konusunu" konuşuyoruz.
Günün konusu, malum, "sekiz yıl kesintisiz."
Mesut Yılmaz'ın karşısında bir "istemezük" cephesi var...
Bu cephe ANAP'ı bölmeye çalışıyor.
Bu cephe, Yılmaz'a hakaret yağdırıyor.
Sahi, Başbakan "tehdit" de alıyor mu?
Ve Mesut Bey "tepkiler üzerine" taviz verebilir mi?
Başbakan gülüyor:
- Yaptığımız iş doğrudur. Ve bunun geriye dönüşü de yoktur.
* * *
BAŞBAKAN bir "sorundan" bahsediyor.
Sorun "halkın bilgilendirilmesi."
Zira her kafadan bir ses çıkıyor.
İnsanların kafası karıştırılıyor.
Mesut Bey:
- Meselemiz halka doğruyu anlatmak.
* * *
MESUT Bey'in masasında bir "dosya" var.
Üzerinde "şu" yazılı:
Eğitimde çağı yakalama - 2000.
- Sayın Başbakan bu dosyayı ne zaman halka açıklayacaksınız?
- Pazartesi günü... En geç salı.
- Neden bu hafta değilde gelecek hafta?
- Dört arkadaşımız çalışıyorlar. Milli Eğitim Bakanı, Maliye Bakanı, Eyüp Aşık ve Güneş Taner. Çalışmaları cumartesi akşamına bitecek. Pazar günü de ben, bütün gün, Sayın Ecevit'le çalışacağım... Tabii Sayın Sezgin'le de. Sonra "projeyi" kamuoyuna açıklayacağım.
- Para var mı?
- Bulacağız... Bütün okullara lisan laboratuarı... Bütün okullara bilgisayar...
- Mesut Bey, yılda "yüz trilyon" nereden sağlanacak?
- Yüz trilyon sadece fonlardan gelecek olan para... Bu bile yetmiyor. Fazlası lazım.
- Fazlası nereden gelecek?
- Gönüllü katkılardan.
- Ne kadar gelir?
- Kestirmek mümkün değil. Ama şimdiden pek çok gönüllü çıktı bile. Örneğin yarın (bugün) bir kuruluş katkıda bulunacak.
* * *
HÜKÜMETİN "eğitim paketleri" Meclis'ten geçecek mi?
Başbakan'a göre "sorun yok."
Zira "DYP'den destek geleceğine" inanıyor.
"Gelecek" diyor:
- Tabii ki gelecek? Kimsenin bundan şüphesi olmasın.
Biz Mesut Bey'le konuşurken, odada, Devlet Bakanı Cavit Kavak da vardı.
Ve o "başka birşeyle... Önündeki dosyayla" meşguldü.
Başbakan "DYP'de bize destek verecek arkadaşlar var" deyince, Cavit Kavak elindeki dosyayı bıraktı.
Gözlerini Yılmaz'a dikti.
Başbakan:
- DYP içinde "U dönüşü" yapamayacak kadar belkemiği olan pekçok milletvekili var."
* * *
DEMOKRASİ, çokseslilik rejimi...
Çokseslilik "tartışma" demek.
Mesut Bey de tartışma istiyor.
"Kesintisiz sekiz yılın... Çağdaş eğitim projesinin" tartışılmasını.
Ancak tartışmanın "gerçek boyutlarıyla" olmasından yana.
Ve herkesi "yalana karşı" uyarıyor:
- İnanmayın!.. Tahrike de kapılmayın!..
* * *
SÖZ yine "istemezük"çülerden açılıyor.
Yılmaz'a göre, istemezükçülerde, yalanın yanısıra "tehdit de" var.
"Şantaj" da.
Başbakan:
- Hepsi vız gelir. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti "böyle şeylerle" yıldırılamaz.
Ve Mesut Bey'den bir soru:
- Hükümetin yapmak istediği düzenlemenin yanlış olan, kötü olan tarafı nedir?
Soru herkese...
Başbakan bu "soruyu... Konuyu" herkesle tartışmaya hazır.
Ancak işin içine "yalan ve tahrik" katılmaması kaydıyla.
* * *
MESUT Yılmaz'ı dinlerken bir hususu, bir kez daha gözledik...
Bu hükümet öyle "birkaç ayda gidici" bir hükümet değil.
Refah'ın ipi germesinin, tansiyonu tırmandırmasının nedeni de bu olsa gerek.
Belki "gürültü olursa hükümet gider" diye düşünüyorlar.
Ve Başbakan'dan nokta:
- Kuru gürültüye pabuç yok!..


Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr