Yazarlar Dünya Kadınlar Günü için bir yazı

Dünya Kadınlar Günü için bir yazı

08.03.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zülfü Livaneli

Dünya Kadınlar Günü için bir yazı

İNSAN duygularının yoğunlaşarak tutkuya dönüştüğü, gitar, ölüm ve şiir kenti Granada'da, nefes kesici güzellikteki Elhamra sarayı...
İnsan elinin binbir hünerini sergileyen oymalar, süsler, kakmalar arasında, mahrem bir cennet gibi uzanan, akla ziyan Elhamra bahçeleri...
Havada garip bir efsun!
Sarayın şaşaalı zamanında, günün her saati için özel olarak bestelenmiş ayrı bir müzik eseri icra edilirmiş.
* * *
O Elhamra gecesinde, Granada'nın Arap ve İspanyol geçmişini, sarhoş edici Endülüs ruhunu yansıtan, karma bir müzik topluluğunun konserini izleyeceğiz.
Üç gün süren yorucu bir UNESCO toplantısının bitiş ödülü bu.
Sahneye önce beyaz entarileriyle Arap müzisyenler çıkıyor. Ellerindeki kanunları, udları, tefleri çalmaya başlıyorlar.
Altı erkeğin icra ettiği sakin, tekrara dayanan, büyük iniş çıkışlar yaşamayan bir müzik bu!
Eti ve kanı yok!
* * *
YARIM saat sonra, sahnenin öteki yarısını İspanyol müzisyenler dolduruyor. Arap müzikçiler susuyor bu kez.
İspanyolları dinleyecekler ve daha sonra hep birlikte Endülüs müziği icra edecekler.
Gitarın tellerine vurulan sert tırnaklar, yeri eşeleyen bir boğa toynağı gibi
huzursuz ve gergin.
Ritm ve ezgi iç içe geçerken sahneye iki dansçı fırlıyor: Biri kadın, biri erkek; biri kızıl, biri kara!
O noktadan sonra nabızlar daha hızlı vurmaya, eller daha güçlü çırpılmaya ve flamenco söyleyen hançereler neredeyse kanamaya başlıyor.
Sahneden yayılan gerilim bütün salonu kaplamış durumda.
Biraz önceki durgun, sakin, tutkusuz tekrarlar müziği, yerini yaşamla ölüm arasına aşkı koymaya çalışan bir yakarışa dönüşüyor.
Müzik ve raks, kadınla erkeğin, evrenin yaradılışından beri tekrarladıkları bir ritüelin yakıcı ihtirasını taşımakta.
Gece ile gündüz, yer ile gök, denizle kara birbirini izleyip duruyor.
* * *
İSPANYOL grubun, değerli Arap müzisyenlerden en önemli farkı kadınla erkeği yan yana getirişi.
Kadını dışlayan bir müziğin canı çekiliyor; kuru tekrarlara dönüşüyor.
Oysa İspanyol grubundaki müzik ve dans, kadınla erkeğin birbirine meydan okuyuşu, dostluğu, kışkırtması, düşmanlığı, kıskançlığı...
Yaşam da böyle.
Kadını eve kapatmaya, çarşafların altına hapsedip haremlere kilitlemeye kalkan toplumlar, kendilerine kapkara cehennemler yaratıyorlar.
Dünya, kadın ve erkeğin birlikte yaşayacağı, birlikte üreteceği, birlikte eğleneceği ve omuz omuza vererek uygarlık yeşerteceği bir mekan.
* * *
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bütün kadınlarımıza kutlu olsun.