Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Adil bir yargılamada hakkaniyet ayrıntılardadır


Doç. Dr. Selami DEMİRKOL

AİHM yargıçlarının önemsedikleri ayrıntılar, Türk yargı aktörlerince referans alınmalı
İnsan hak ve özgürlüklerinin tanınması ve korunması, şüphesiz uluslararası bir meseledir.
Bu meselenin asıl önemli kısmı ise, olması gereken bir tablonun çizimini hedef almasıdır.
Ancak bu tablo, samimi ve gerçek uğraşıların yanı sıra, sadece görüntüden ibaret olgularla bir türlü çizilmemekte, çizilememektedir.
1953 yılında yürürlüğe girmiş olan ve bizim de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak imzaladığımız ve taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi bağlamında, ciddi ve önemli, uluslararası bir belge olmaktadır.
Sözleşme’nin her bir maddesi, insan hak ve özgürlüklerinin korunmasında temel ilkeler içermektedir.
Bu ilkeler, Sözleşme’ye taraf olan devletler ile hak veya özgürlüğü ihlal edilen bireyler için uluslararası korunma garantisi oluşturmayı hedeflemektedir.
AİHS’ye uygunluk zorunlu
Anayasamızın 90/5. maddesi hükmü uyarınca uluslararası sözleşmeler, özellikle kamu otoriteleri için referans normlardır.
Yargı yerleri tarafından da yargılama sürecinde, AİHS’ye uygunluk aranması, bir gereklilik ve zorunluluktur.
Ulusal yargı yerlerinin yargılamasından tatmin olmayan birey, hak ve özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasını, uluslararası mekana, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyabilmektedir.
Kabuledilebilirlik incelemesinden geçen başvuru hakkında, AİHM tarafından, Sözleşme’nin ilgili maddeleri yönünden ihlal tespiti yapılması halinde, Sözleşme’ye taraf devletlerce olduğu gibi dünyanın diğer ülkelerince de bu ihlal bilinir olmaktadır.
Ulusal yargı yerlerince gerçekleştirilen yargılama süreci, yargılama yetkisinin kullanımı, kamu otoritelerinin de aynı şekilde iç hukuku uygulamaları ve AİHS’yi yorumlamaları, AİHM içtihatlarını içselleştirmeleri, diğer ülke vatandaşları tarafından görülmekte, izlenmekte ve eleştirilebilmektedir.
AİHM içtihatları referanstır
1954 yılında AİHS’ye taraf olup, 1987 yılında ise Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na (AİHK) ve sonrası AİHM’ye bireysel başvuru hakkını tanımış bulunmaktayız.
Bunun anlamı, insan hak ve özgürlüklerinin ihlali ile ilgili bir konunun (bizim için de geçerli olmak üzere), artık bir iç hukuk sorunu olarak görülemeyeceğidir.
Devletimiz kamu otoritelerinin insan hak ve özgürlükleri ile ilgili işlem, eylem ve davranışlarında olduğu gibi, ulusal yargı yerlerimizin de yargılama yetkisini kullanmaları görülmekte ve izlenilmektedir.
Kaldı ki AİHM’ye, ülkemiz aleyhine yapılan bireysel başvuru sayısının kabarıklığı ve ihlal oranımızın yüksek oluşu, üzerinde daha fazla düşünülmesi gereken bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
O halde, bunun bilinciyle, AİHM içtihatlarının iç hukukumuzda kamu idarecileri ve yargı aktörlerince referans alınması, kayda değer sonuçlar üretecektir.
Adli yargının görev alanında olan uyuşmazlıkların hemen hemen tümü ve idari yargının görev alanında bulunan uyuşmazlıkların ise büyük bir kısmı, AİHM’nin konu bakımından yetkisine girmekte ve esastan incelenmektedir.
İdari yargının görev alanında bulunan uyuşmazlıkların ise, yaklaşık yüzde 80’e varan bir kısmı, AİHM tarafından kabul edilebilir bulunmakta ve Sözleşme 6. maddenin uygulama ekseninde görülmektedir.
Dolayısıyla, idari yargı sistemimiz içerisinde görevli olan idari yargıç ve savcılar, idari uyuşmazlıklar ile ilgili olarak AİHS ilke ve kurallarını yargılamalarında içselleştirmek durumunda kalmaktadırlar.
Yine AİHM içtihatları da, idari yargıç ve savcılar tarafından, takip edilmek ve yargılamada dikkate alınması durumu oluşmaktadır.
Burada vurgulamak istediğimiz ve bu konuyu huzurunuza getirme amacımız, Sözleşme’yi yorumlayan AİHM yargıçlarının kararlarındaki ayrıntılı yargılama noktalarının, Türk İdari Yargı aktörlerince bilinebilir olması beklentimizdir.
Bizim idari yargı aktörlerimizin, yargılamaları sırasında dikkate almadıkları, göz ardı edip önemli görmedikleri, yasaya uygunluk arayıp, hakkaniyeti ihmal ettikleri hususları (ki biz buna ‘ayrıntılar’ demekteyiz) AİHM yargıçlarının önemli görerek üzerinde durup, ihlal sebebi saymakta olduklarını, bilmekteyiz ve de görmekteyiz.