Selahattin Duman’a sevgiyle

Ben gerçekten seviyorum kendisini. Hiç tanışmadım ama ‘birini sebepsiz seversiniz ya’, öyle. Acaba ne zaman birileri “Hadi bir bu eksikti” eleştirisini yapacak diye beklerken ilk tepkiyi kendisinden aldık, rahatladık.


Benim için zor geçen 2009’dan sonra, söyleyecek çok şeyim olduğunu düşünürken geldi bu teklif, bende kabul ettim şevkle, kızma ne olur. Ettim de etmekle bitmiyor tabi, konuşmaya da benzemiyor yazmak, haklısınız. Sözcükler konuşurken farklı, yazınca farklı anlamlar alıyor. Bir de toysan ve ‘ben yazarım, hem de çok iyi yaparım’ falan gibi bir iddian yoksa yazıyorsun yırtıyorsun, sonra tekrar ve tekrar...

Haberin Devamı

Gördüğünüzden fazlası
Uzun zaman önce medyadan çok sevdiğim ve saydığım biri bana niye hep modadan konuştuğumu sormuştu: “O kadar çok gündemdesin ki insanlar seni vitrin mankeni olarak görmeye başladı. Korkma konuş kızım, hayatta en büyük özgürlük ve keyif budur. Herkes konuşuyor, sadece unutma, önemli olan tek şey neyi nasıl söylediğin...” İtiraf etmeliyim ki haklıydı, yanlış yaparız, eleştiriliriz korkusuyla daha az konuşuyor bizim gibi tipler, ya da hata yapmamak adına sadece en iyi bildiğimiz konuda konuşmayı tercih ederiz. Sonra bu rutin haline geliyor, gelen sorular bile bu sınırlara sıkışıyor. Arada bir “Bu gördüğünüzden fazlası var bende” demek için yırtınıyoruz, çünkü sıkılıyoruz, değişiyor, gelişiyor olmamıza rağmen aynı yerde durmaya zorlanmaktan. Birden sade vatandaşa fırsat çıkıyor, söyleyecekleri var, kabul ediyor. Üstelik de günlüğünü yazma fırsatı. Aslında müteşekkirim size ki bana içimi dökme fırsatı verdiniz, çünkü durup dururken yazsam bunları deli derlerdi bu sefer.

Hoşgeldiniz canımın köşesine
Öte yandan bazılarımız egoları yüksek varlıklar olarak zorluyoruz her şeyi, kimimiz yırtıyor, bazen de o iş o kadar kolay olmuyor. Ne kadar çabalasan da tecrübesiz ve hamsan bir bakıyorsun çıplak kalmışsın. İşte o an değişiyor her şey, çıplak kaldığında saklayacak bir şey de kalmıyor rahatlıyorsun, daha özgür ve daha cesaretli oluyorsun. Benimki de böyle bir cesaret diyelim. Bu konuda da benden daha antrenmanlısı yok aslına bakarsanız, cesaretimden dolayı çok hırpalandım, bağışıklığım var. İşin tuhafı, olgunlaşma gerekliliği diye de bir şey varmış, ben yeni tanıştım. Bu gereklilik hayatınıza girdiğinde eskiden mümkün görünen her şey biraz daha zorlaşıyor (sadece kendi adıma söylüyorum, aman yanlış anlaşılmasın!). Bu sebeple de cesaret şekil değiştirerek daha gerekli olmaya başlıyor. Bu gereklilikle sınırınızı geçme kararı alıyorsanız, tabidir ki paketin ayrılmaz parçası olan sonuçlarına da katlanmayı, getirdiklerine hoşgeldin diyebilmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Bu doğrultuda en güzel ifade edeceğine inandığım şekliyle, her ne kadar sizden “kırık not” almış olsam da, mevcut düzende amaç sonuçsa benim bakış açımla öyle veya böyle, bu işin ağabeylerinden bir tanesini misafir etmeyi başarabilmişim. Beni çok mutlu ettiniz. Canımın köşesine hoşgeldiniz...

Haberin Devamı