Sevgiler günü değil St. Hıncal günü olsun!

İster sevgili olsun ister olmasın, herkesi geren gereksiz bir gün diyerek konuya girdim! Özel bir şey yapacağım diye kız arkadaşına ne maksatla imal edildiğini anlamak için eğitim hayatına yeniden başlamamı gerektirecek olan ‘yürüyen ve konuşan çiçek’ alanları kınamıyorum bile, sistem böyle. Konuşan çiçekten kastım mekanik bir sesle ‘aylavyu’ diyen, kırmızı güllerdir, üzeri gümüş pırıltılarla kaplıdır ve elinize bulaşırsa yıkasanız da çıkmaz, Pürel falan işe yaramaz.

Hıncal Bey’e ticari öğütler
Sistem böyle yaratıcı bir hediyeyi sevgililer günü diye satın aldırtabiliyor gencecik insanlara, şimdi ben desem ki hediyeye ne gerek var birbirinizin gözlerinin içine bakın ve sevdiğinizi söyleyin! En başta kadın okuyucu mahveder “Aşk olsun Elif Hanım, kırk yılda bir kocamızdan hediye alacağız ona da mani oluyorsunuz, sizi kınıyor ve İclal Aydın okumaya devam ediyoruz.” Ben de bunu kaldıramam bu saatten sonra. “Sizin ya kafanızı ya kocanızı değiştirmeniz lazım”, desem okuyucuyu hepten Haşmet Babaoğlu’na veya Ahmet Arsan’a kaptırırım.
Haşmet demişken Sevgililer Günü’nü ülkemize, Yavru Vatan Kıbrıs’a ve Türk Cumhuriyetlerine armağan eden Hıncal Uluç geldi aklıma. Ki kendisi de fena halde sıkıldı artık St. Valentine’i anmaktan, içten içe pişmanlık hissettiğini anlayabiliyorum. Büyük sorumluluk taşıyor yıllardır, ben olsam sıtkım sıyrılırdı aşktan da meşkten de. İyi dayandı yine Hıncal Bey ama bu olayı ticarete dönüştürse hiç fena olmazdı. Bir ‘aşk’ dükkanı açabilir ve hediyelik eşya satabilirdi, sanırım konuşan çiçeklerden daha iç açıcı alternatifler olurdu.
Kişisel aşk danışmanlığı yapabilirdi. İlişki seanslarını duymuşsunuzdur, eşinizle gidiyor derdinizi anlatıyor ve bir saati için 450 TL ödüyorsunuz. (Diyelim kadın kocayı ikna etti bir ilişki terapistine gitmeye, adam ödediği parayı duysa karısını orada bırakıp kaçar)
Sevgililer Günü demek de saçma geliyor bana; St. Valentine’s Day, bize bu mutlu ve anlamlı günü armağan eden Hıncal Bey’in adıyla anılmalı ve St. Hıncal Günü denmeliydi. Flört Edenler, Flörtü Sevenler, Sevenler-sevilenler, Sevgilisini Evlenmeye İkna Edemedikleri İçin Evlilik Yıldönümü Hediyesi Alamayanlar, gibi farklı isimler de bulunabilirdi ama o yıllarda bana danışan olmadı. İlerleyen günlerde hediye alternatifleri vereceğim, şubat ayı sosyal sorumluluk projem bu olsun, kocalar karılarından durduk yere dayak yemesin.

En son Meg Ryan dedikoduları

Aslına bakarsanız dedikodu değil, Meg Ryan’dan bana fenalık geldiği için yazmak istemedim ama baktım saçmalıklar aldı başını gidiyor, bu konuyu da halledeyim dedim. Kadının kapı gibi kontratı var ve kontratta “10 dakika kalmak, her dakika için 10 bin dolar almak ve kurdeleyi kesikten sonra çekip gitmek” diye tek bir madde var. Madem eskilerden birini istediler; akıllarına neden Cindy Crawford, Stephanie Seymour, Linda Evangelista gibi zamanın en önemli top modelleri gelmedi bilemem! Üstelik bu modellere 100 bin dolar verilseydi değil 10 dakika, dört gün boyunca her etkinliğe katılırlar ve kurdele kesmekten Beyaz Show’a konuk olmaya kadar kadar da boş durmazlardı.
Doğru insan seçilirse ve parası verilirse en ünlü yıldız bile neler yapar Mardan Otel’in açılışında görmüştük. Sharon Stone saatlerce sunuculuk yapmış ve İbrahim Tatlıses’i anons etmişti! Monica Belluci de öyle, Seal da.
Böyle organizasyonlar için yurt dışından kimi getireceklerine karar veremeyenler ne olur bir bilenin zekasına güvensinler.