Tom Cruise kalmadı Tom Hanks verelim

New York’a gelip de adım başı bir Hollywood starına rastladığını söyleyenlere sinir olurum ama gerçekten de karşılaşma ihtimali çok fazla. Bakınız bir Cruise macerası nasıl Hanks’e dönüştü

New York’ta sorun şu: Fazla büyük, fazla kalabalık, fazla hareketli... Siz bu karmaşanın neresinde durmak istediğinize karar verirseniz, sorun yok! Ama kararsızsanız, New York sizi öyle bir eline alıyor ki, akıntıya kapılmış kuru bir yaprak gibi savrulup duruyorsunuz. Macera her yerde çünkü. Benim maceram bu defa otelde başladı.
Neredeyse Manhattan’ın tam orta yerine denk gelen London Hotel’e adım atar atmaz Tom Cruise’un da otelde olduğunu öğrendim, fısıltı gazetesi sayesinde. Ekipte biri başka birinden duymuş, ona da görevli söylemiş. 50 katlı otelde karşılaşma ihtimali oldukça düşük olduğu için defalarca resepsiyona giderek “Ben Cadde’den geliyorum, Tom ile mutlaka konuşmam gerekiyor” dedim. Görevliler birkaç defadan sonra beni görmezden geldikleri için başka bir yöntem denedim ve lobideki otel telefonundan resepsiyonu aradım “Bana Mr. Cruise’u bağlayın hemen” dedim ama resepsiyonist kadın beni hatırladı ve “Size müşterilerle ilgili bilgi vermeyeceğimizi söylemiştim” dedi. Yapacak tek şey kalmıştı, kat görevlisi kıyafeti giyerek odaları dolaşmak! Girdiğim odalardaki çarşafları değiştirme riskine hazırdım. Ancak bir yandan jet-lag etkisi bir yandan yoğun iş programı derken, Tom Cruise ile karşılaşmayı başaramadım. Gerçi adam eskisi kadar popüler değil ama yine de star stardır diyordum. Dalgın ve reddedilmenin verdiği hüzünle asansöre bindim, benim boylarda, zayıf, eşofman ve şapka giymiş bir kadınla karşılaştım. Kocaman kahverengi bir danuası vardı, eğilip sevdim köpeği ve sonra 29’uncu katta indim. İner inmez donup kaldım, kadın Rita Wilson’dı, Tom hanks’in karısı yani. Sonra aklıma takıldı; acaba bize Tom Cruise diye gelen istihbaratta bir sorun olabilir miydi? Belki de Tom Hanks kalıyordu otelde. Asansörle defalarca inip çıktım, nafile. Oysa Bay Hanks ve Yunan asıllı karısı benimle konuşurlardı, eminim. Hem ben senin Hanks olma ihtimalini daha çok sevmiştim; neyse!
Tom Cruise kalmadı Tom Hanks verelim

Haberin Devamı

CHICAGO MÜZİKALİ BİR OLAY!
Çok yıllar önce New York’ta Cats müzikalini seyrettiğim zaman ayaklarım yerden kesilmişti. Beyonce Knowles’ın üne kavustuğu Destiny’s Child grubunun üyelerinden Michelle Williams, Chicago müzikalinin yıldızı. Filmde Rene Zellweger’ın oynadığı Roxy Hart’ı Broadway’de canlandırıyor. Michelle şarkı söylesin diye yaratılmış bir kadın, enerjisi ve ışığı ile müzikali baştan sona izlenir kılıyor. Sahnenin ne kadar ihtişamlı olduğunu söylemem gerekir, müzisyenleri tam orta yere amfi-tiyatro biçimi oturtmuşlar. 14 kişi çalıyor, 20 kişi de hem söylüyor, hem dans ediyor. Karşıdan minicik görünen sahnede bütün ekip öylesine rahat hareket ediyor ki şaşmamak elde değil. Kostümler, ışık, ses ve koreografi o kadar görkemli ki, baş döndüren danslar ve şarkılar neredeyse ikinci planda kalıyor. Oscar alalı kaç sene geçmiş artık o kadar popüler değildir diye düşünebilirsiniz ama senelerdir dolup taşan ve en ucuz biletlerin 131 dolar olduğu bir müzikal Chicago. New York’a yolu düşen ne yapıp edip cebine bir müzikal bileti koymalı.

Haberin Devamı