Dr. Emin Yeğinboy

Dr. Emin Yeğinboy

yeginboy@gmail.com

Tüm Yazıları

İngiliz kara mizahını çok severim. Ölümü ve komediyi bir araya getirmek ustalık isteyen bir iştir. Bu işi en iyi yapanlar da belki İngilizler olabilir. “Garantili Ölüm-(Yoksa Paran İade)” bu türün iyi bir örneği olarak geldi. Daha önce benzerlerini izlemediğimiz bir öykü yok karşımızda. Buna rağmen oyunculukları ve başarılı diyaloglarıyla güldürmeyi, aksiyonuyla da şaşırtmayı başarıyor. Hayatta başarısız olmuş, güveni kırılmış, hayattan bıkmış genç yazar William (Aneurin Barnard), intihar girişimlerinin başarısızlığı sonrası önemli bir karar verir. Kendisini bir hafta içinde öldürecek bit tetikçiyle son birikimi karşılığı anlaşır. Hayatına aniden giren editör bir kız ve umulmadık olaylar kararını yeniden gözden geçirmesine neden olur.

Haberin Devamı

Kara mizahın iyi örneği

En iyilerden biri

İlk uzun metrajında senaryoyu da kaleme alan yönetmen Tom Edmunds, parlak anlar yaratmayı başarıyor. William’ın tetikçi Leslie’yle (Tom Wilkonson) anlaşma yaptığı kahve sohbeti muhteşem bir mizah duygusuna sahip. Finalde Leslie ile suikastçiler birliği patronu arasındaki mutfak sekansı da çok iyi sahnelenmiş. Tom Wilkonson gibi usta bir oyuncunun filme katkısı çok büyük. Düzenli, aile hayatı olan memur bir tetikçi portresi, onunla çok anlam kazanmış. Aynı başarıyı yine deneyimli oyuncu Chris Ecclestone patronda gösteriyor. Genç oyuncular Aneurin Barnard ve Freya Mavor karakterlerine çok yakışmışlar. Son zamanların en iyi komedisi diyebilirim.

Erkek bedeninde kız olmak

Son Cannes Festivali’nde Altın Kamera ödülü kazanan “Girl” şaşırtan ve aynı oranda düşündüren bir film. Şaşırtanları yazalım önce... Daha ilk uzun metrajında bu denli zor bir hikâyeyi, gazete sayfalarından alıp sinemaya uyarlama cesaretini gösteren Lukas Dhont’un yeteneği, trans bireyi oynayan Viktor Polster’in karakterini yaşaması, anlatımdaki enerji ve denge. Düşündüren kısımları ise, böyle bir durumda ailenin muhafazakâr toplum ölçülerinde (örneğin bizim memlekette) nasıl davranabileceği, hoşgörü sınırlarının nerede tükeneceği...

Kara mizahın iyi örneği

Bedende erkek, ruhta kız olan bir bireyin balerin (balet değil) olmak için verdiği mücadeleyi anlatan hikâyede, cinselliğin keşfi, topluma meydan okumak, ebeveynlere derdini anlatmak, hepsi bir arada. Daha ergen yaşın sorunlarını atlatamadan böyle bir mücadelenin içine girmek nasıl bir bunalım yaratır? Dhont, oldukça kasvetli olabilecek bu hikâyede pembe tonları tercih etmiş, dramatik anlatımı abartmamış. Bu tavır seyirciyi daraltmadan, sıkboğaz etmeden bir seyirlik sunuyor.