Engin Uğur Ağır

Engin Uğur Ağır

enginuguragir@gmail.com

Tüm Yazıları

Ayvalık’taki iki zeytin hasat şenliğinin ardından, geçen hafta da Milas’taydık.

140 bin nüfuslu muhteşem bir ilçe...

Sokakları pırıl pırıl, tertemiz.

Hele hele bazı yapılar, İngiltere’deki gibi inşa edilmişti.

Ana caddeleri, sokakları o kadar düzgün ki, anlatmaya kelimeler yetersiz kalır.

Belediye Başkanı Muhammet Tokat’ın hakkını yememek lazım.

Üç dönemdir başkanlık yapan Tokat’ın hizmetleri sadece beni değil, etkinliğe katılan diğer meslektaşlarımı da etkilemişti.

Gidip Milas’ı görmenizi isterim...

Milas’ın zeytini, Bafa’nın muhteşem güzelliği ve halk ozanı Mehmet Akgün

***

Haberin Devamı

Bir de Güllük’ü ziyaret etmenizi öneririm.

Genelde burada konutu olanlar yaz mevsiminde, “Biz Bodrum Güllük’e gidiyoruz” diye söylese de bu şirin mahallenin Milas’a bağlı olduğunu hatırlatmak isterim.

Başkan Tokat, “Yazlıkçılarımız nedense Bodrum adını öne çıkarıyor. Buna anlam veremiyorum. Oysa Güllük, bizim büyük bir mahallemiz” dedi.

Duayen gazeteciler şenlikte

Bizi zeytin hasadına davet eden Milas Ticaret Odası Başkanı Reşit Özer ve diğer yetkililer, güzel hazırlık yapmıştı.

Sabah’tan Yavuz Donat, Hürriyet’ten Yalçın nBayer, yine eski Hürriyet yazarı Muammer Elveren, Yeni Birlik’ten Neşe Berber, televizyoncu İsmail Şahinbaş, Hürriyet Ege Bölge Temsilcisi Deniz Sipahi, Posta Ege Ekler Yayın Yönetmeni Banu Şen, etkinliğe katılan isimlerdi.

***

İşimin yoğunluğundan hasada yetişemedim ancak, kent meydanında izlediğim tören muhteşemdi.

Oda Başkanı Özer, Milas’a dört coğrafi işaretli ürün kazandırdıklarını, zeytinyağı için alınan işaretin, zeytinciliğin dönüm noktası olduğunu belirtti.

Yaşanan bu olumlu gelişmenin ardından hem üreticilerin hem fabrikaların hem de tüketicilerin kaliteli zeytinyağı konusunda bilinçlendiğini söyledi, “Coğrafi işaretlerin ardından marka sayısı 53’e ulaştı. Coğrafi işaret sahibi marka sayısı da 10’u buldu” dedi.

Özer’in bu açıklamaları sırasında, yüzündeki tebessümü görmenizi isterdim.

O kadar mutluydu ki, kentine ivme kazandırmanın hazzını yaşıyordu resmen.

***

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da, etkinliğe emeği geçenleri kutladı, “Sizler burada hem Milas zeytinini tanıtıyor hem de zeytinyağı kullanma kültürünü yayıyorsunuz. Sizin gayretiniz ve emeğiniz sayesinde, 20 yıl önce 100 gram olan kişi başı tüketimi, bugün 20 katına çıkardınız ve iki litreye ulaştırdınız. Tüketimi beş litreye çıkarabilirsek, zeytinyağının pazarlama sorunu kalmaz. Hepinizi kutluyorum” dedi.Hisarcıklıoğlu’nun açıklamasını Milaslılar, dakikalarca alkışladı.

Haberin Devamı

***

Hisarcıklıoğlu’nun ardından mikrofonu alan beslenme uzmanı Dr. Ender Saraç, yaptığı deneylerle zeytinyağının ne kadar faydalı bir ürün olduğunu anlattı, izleyenleri bilgilendirdi.

Binlerce hastası üzerinde araştırma yaptığını kaydeden Saraç, “Zeytinyağının hiç kimseye alerji yapmadığını gördüm. Hele hele, soğuk sıkım zeytinyağı tüm yağların kralıdır, kraliçesidir” diye konuştu.

Milas’ın zeytini, Bafa’nın muhteşem güzelliği ve halk ozanı Mehmet Akgün

İkinci gün tarihe yolculuk

İlk günü böyle geçirdikten sonra, ertesi gün Yalçın Bayer, Muammer Elveren, Neşe Berber ve İsmail Şahinbaş, Bafa’ya hareket ettik.

Yolda mola verip, güzel bir organik kahvaltı yaptık, ardından soluğu, Antik Latmos (Beşparmak) Dağı’nın eteğindeki Bafa Gölü’nde aldık.

Haberin Devamı

Mitolojik hikâyelere ev sahipliği yapan Latmos Dağı’nın eteklerinde, Antik Çağ’da körfez olan Bafa Gölü’nde bölgenin en güzel yürüyüş parkurunun olduğunu öğrendim.

Neolitik kaya resimleri, Bizans manastırları ve fresklerini keşfedip mevsim itibariyle doğanın tüm renklerine hakim bir bölge.

Bunları anlatmak olmaz, mutlaka gidip görmelisiniz güzellikleri...

***

Benimle beraber meslektaşlarım da, “Ülkemizin kıymetini bilelim. Hepimiz çok kez Avrupa’ya gittik. Ama böyle muhteşem bir manzarayı hiçbir yerde göremedik” dedi.

Ardından Bafa Gölü’nün hemen üstündeki Kapıkırı Köyü’ne ulaştık.

Bu güzel köyde, birçok işletme ve pansiyonun bulunduğunu öğrenince şaşırdım.

Agora Pansiyon’un sahibi Orhan Serçin ile tanıştık.

Agro ve eko turizmle uğraştığını, 31 yıldır da işletmecilik yaptığını söyleyince, “Yuh olsun” dedim...

Şimdiye kadar niye gelmedim diye kızdım kendime.

***

Serçin Ailesi’nin Agora’sını gidip görmeniz lazım.

Ev yemekleri mükemmelden öte.

Binanın içi buram buram tarih kokuyor.

Kitaplar, haritalar ve arkeolojik monografilerle istiflenmiş ahşap iç mekan, insanı ister istemez etkiliyor.

***

Büyük oğlu Mithat Serçin, çok iyi İngilizce konuşuyor, “Bu güzellikleri görmek isteyenlere rehberlik yapıyoruz. Tekne gezisi düzenliyoruz. Birlikte zeytin hasadı yapıp, sonra da yağını çıkarıyoruz” diye konuştu.

Milas’ın zeytini, Bafa’nın muhteşem güzelliği ve halk ozanı Mehmet Akgün

Müdavimi dinleyin, mest olun mutlaka yeniden gideceksiniz

Agora Pansiyon’un bir de müdavimi var.

Mehmet Akgün.

Yörenin tek halk ozanı.

Birlikte söylediğimiz türkü ve şarkılar ile neşemize neşe kattı üstad.

73 yaşında olmasına rağmen, adeta sazını konuşturuyordu.

Bölge şivesiyle hitabı, eşine telefondaki sevgi sözcükleri, bizleri kendine hayran bıraktırdı.

***

Muğla ve Milas’taki yetkililere sesleniyorum.

Bu üstadı yalnız bırakmayalım, yanında bulunalım, yardımcı olalım.

Çünkü başka halk ozanı yok bu bölgede...

Otizmli Caner Serin  harikalar yaratıyor...

Verdiği konserlerle hem büyük bir uyanışa neden oldu hem de aynı kaderi paylaştığı insanlara otizm farkındalığı ile ilgili katkıda bulundu.

O piyanosunu silah olarak kullanan kahramanlardandı.

Şimdi ise, Türk Pop Müziği’ne damga vurmuş, söz ve müziğini kendi yaptığı eserleriyle, Bendeniz şarkılarından oluşan albümle bizlerle birlikte.

Sesindeki sihirli tılsımın yanında, yakışıklılığı ile de dikkat çekiyor.

Milas’ın zeytini, Bafa’nın muhteşem güzelliği ve halk ozanı Mehmet Akgün

***

Ağlayayım mı?, Deli Yarim, Hasret, Kapında Günlerim ve Sevme.

İzmir Karşıyaka’da yaşayan Bendeniz’in şarkılarını “Uyanış” isimli albümü ile bir de Caner Serin’den dinleyeceğiz artık.

Yapımcılığını Neşe Demirkat Karayol’un, Genel Koordinasyonunu ise Bektaş Türk’ün yaptığı albüm, Türküola Müzik tarafından yayınlandı.

Yapımda aranjör olarak Soner Kıvanç’ın imzası var.

Mardin’de çekilen “Hasret” isimli şarkının klibi de, çok konuşulacağa benziyor.

Klipte kendisine iyilik meleği annesi Filiz Serin eşlik ediyor.

Anne Serin emekli İngilizce öğretmeni, baba Azmi Serin ise doktor...

***

Caner Serin’in müziğe ilgisi küçük yaşlarda başlamış.

Klasik müzik dinleyerek büyümüş.

İlk piyano dinletisini verdiğinde 23 yaşındaymış.

Zaman içinde birçok önemli eserle bu konserlerini tekrarlamış.

***

Aynı zamanda elinde gitarıyla birçok etkinliğe katılıp konserler vermiş otizmli Caner.

İlk yurtdışı dinletisini Nisan 2012’de Almanya’nın Bremen kentinde gerçekleştiren Caner, ertesi yıl Duisburg’daki piyano dinletisi ile dinleyenlerini kendine hayran bırakmış.

2013’te de TRT’nin müzik kanalında piyanosuyla harikalar yaratan Caner, çok iyi de bateri çalıyor.

Değişik zamanlarda Manga ve birçok ünlü isme sahnede eşlik etmiş, dahi bir genç.

***

Ankara Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü hocalarına piyano dinletileri sunan Caner; Kıbrıs, Antalya, Ankara, Manisa, Mersin ve daha birçok kentte seyircinin karşısına çıkmış.

Tabii Caner, konserlerini otizme destek için vermiş.

Çünkü Caner, otizmli olmanın ne demek olduğunu herkesten çok daha iyi biliyor.