Futbolun 'mandacıları' F.Bahçe’nin 'grev kırıcıları'!

29 Mart 2024

Bireysel çıkarların açgözlülüğünü veya örgütlü kötülüğü bir kenara bırakın, her türlü hak ve adalet mücadelesinde bilerek veya bilmeyerek, korkarak veya mecbur kalarak “grev kırıcılığı” yapanlar olmuştur… Hak ve adalet mücadelesi sürdükçe olacaktır.
Çünkü, herkesin zihni-yüreği aynı kalibrede değildir.Ancak 2 Nisan’da oylanacak son Fenerbahçe direnişinde özel bir durum var. Destek veya köstek olanların mevzileri öylesine iç içe ki, motivasyonlarını kestirmek mümkün değil.
Fenerbahçe’nin mücadele ettiği ahtapotun “resmi” ve “fahri” kolları, patlamak üzere kazanın altına harıl harıl odun yığarken, bu mücadelenin hedefi “hak ve adalet ikliminden” dolaylı da olsa yararlanacak “üçüncü şahıslar”, İstiklal Savaşı’nın “mandacılarından” beter… Yüreklere korku salmaya çalışıyorlar.
Açalım…
Medeni bir ülkenin liginde saha basılmışsa,

Yazının Devamı

F.Bahçe’siz lige hazır mısınız?..

23 Mart 2024

İnanılmaz, çalışılmamış, hayal bile edilmemiş, olumsuz anlamda dokunmayacağı tek kişi bile olmayan çılgın bir durum kapıda, kimse kılını kıpırdatmıyor!..
Oysa… Fenerbahçe Genel Kurul üyeleri, şayet Ali Koç’un Aziz Yıldırım’a fark attığındaki gibi hızlı ve topluca karar değiştirmezse, gelecek sezon Fenerbahçe’siz bir Süper Lig’e herkesin hazır olması gerekiyor.
Federasyonuyla, yayıncı kuruluşuyla, hakemleriyle, rakipleriyle, medyasıyla ve dahi tribünleriyle herkesin…
Bu da benim, künyesi bende saklı telefon veya birebir görüşmelerle yapılmış amatör anketim!
Bir tane Genel Kurul veya Divan üyesi görmedim-duymadım ki, kar-zarar hesabına girişip takımın ligden çekilmesine “acaba” desin.
Tam tersine, futbolda “devrim ateşinin” yakılacağını iddia edenler mi istersiniz, meseleyi 3 Temmuz süreci ile özdeşleştirenler mi, “kuyumuzu kazanlar deplasmana belediye otobüsüyle gidecek” diye gün sayanlar mı? Hangi Fenerbahçeli ile konuşsanız “çoluk çocuk hazırlanıyoruz yönetimin kararını

Yazının Devamı

Kimse kusura bakmasın

19 Mart 2024

Amacım Abdullah Avcı’yı “günah keçisi” ilan etmek değil elbette… Lakin konumu ve sahadaki dehşete yaklaşımı nedeniyle, tarihi futbol ayıbını onun kılavuzluğunda anlamaya/anlatmaya çalışacağım; kusura bakmasın.
Sayın hocamız, maç demeye dilim varmıyor, “hengamenin” ardından yaptığı açıklamalarına son derece derin, bir o kadar olgun, buram buram basiret kokan “sahanın içinde kalmak istiyorum” ifadesi ile başlıyor.
Adam derya… Biz “far görmüş tavşan” gibi kavga izlerken o arka plandaki bilim ve teknik kırıntılarını bulup çıkarıyor. Şu arbededen bile futbol ayıklayabiliyor; ne mutlu ona!
Hadi Abdullah Avcı teknik direktör, aynı zamanda skandalın olay mahalli kentin takımını çalıştırıyor… Dolgun maaşı da var! Biraz politik davranmak hakkı.Peki size ne oluyor?
Amacınız futbol konuşma bahanesiyle ‘etliye sütlüye’ karışmamaksa, kimi camia ve organizasyonlardan korkunuzu bilgiçlikle perdelemek istiyorsanız, pozisyonunuzu korumaya çalışmak için cambaza baktırmak niyetindeyseniz -ya da en acısı- giydiğiniz

Yazının Devamı

Futbolun bayrağı yarıya indi!

18 Mart 2024

“Tribün efekti”nin haddini aşarak fiziksel boyuta ulaştığı, maç sonunda kaçınılmaz olarak futbolculara kadar bulaştığı “gırtlak gırtlağa” maçtan, şampiyonluk umudunu söktü çıkardı Fenerbahçe.
Hem de “linç” tehlikesine rağmen.
Tebrik hafif kalır; gazası mübarek olsun Fenerbahçe’nin!
Söz bitti; bu hale getirenler utansın.
Trabzon’daki Fenerbahçe aynı Fenerbahçe’ydi oysa… Hatta İrfan Can’ın oyununa bakarsanız bir kişi eksik bile sayılabilirdi! Zorlu deplasmanda onu güzelleştiren, verimli hale getiren iki unsurdan ilki Tadic - Fred ise diğeri Abdullah Avcı’ydı açıkçası!
Resmen kumar oynamıştı Trabzonspor’un hocası.
Avcı çalışan makinayı tamir etmeye kalkmış, Mendy’yi orta sahadaki orjinal yerine, Pepe’yi santrfordaki Enis’in arkasına on numara koymuş, Onuachu’nun yokluğunda en ofansif takımı kurmaya niyetlenip dizilişi 4-4-2 yapmıştı. Orta sahası yok hükmünde, rakibini üçüncü bölgede bile rahat bırakan temassız bir Trabzonspor

Yazının Devamı

Dünya varmış!..

15 Mart 2024

Yahu ne güzelmiş komplo ile başlamayıp fitneyle bitmeyen, hakeminden zerre kadar şüphe edilmeyen, üçüncü tarafların tuzla koşarak zaferde dedikodu yenilgide nanik yapamadığı, ne yere ne rakibe yatmanın akla bile gelmediği, sahada oynanıp biten, sonucu emek ve yetenek belirleyen, ödülü iddiası kadar büyük, kıran kırana bir maç görmek.
Ne güzelmiş tur atlamak… Hedefi büyütmek, karşılığında futbol cadılarının lanetli fallarına muhatap olmamak ne güzelmiş.
Bizi geçin… Asıl Fenerbahçe’nin gözünde tütüyor olmalıydı bu koşullar. Yenilse bile!
İyi ki, Süper Lig kaosundan teneffüse çıkabildi Fenerbahçe, iyi ki, Avrupalı rakip, Avrupalı hakemle futbolun asil mücadelesinden derin nefesler alabildi… İyi ki, Konferans Ligi vardı ve çeyrek final gördü de yeni hava değişimlerine vize alabildi.
Süper Lig’in haline bakınca, çok ihtiyacı olacak böylesine skordan bağımsız “sınırları sahanın çizgilerini aşmayan futbolla, rakiplerle, hakemlerle” rahatlatıcı molalarda

Yazının Devamı

Tuzaktan farka

11 Mart 2024

Maç başladığı anda çığırından çıkmıştı zaten!.. Çünkü Kadıköy’e önce rakibin sinirini bozmak için gelen bir Pendikspor vardı. Amacına ulaşabilmesi hakemin basiretsizliğine bağlıydı ki, o çoktan hazırdı.

İşin acı tarafı, Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışını falan bir kenara bırakıp ilk yarı boyunca çıldırmanın şehvetine kapılmasıydı.

Didişmeye aynen karşılık vermeye çalışarak bomboş geçirdi devreyi Fenerbahçe. Boyu uzadı, atak sonlandıramadı, kanat organizasyonu yoktu, uzun top atamadı… Sadece mazeretsiz asabiyetin esiriydi. Hani meşhur “takım oyunu” lafı var ya… Tam takım başka bir moda girdi Fenerbahçe, rakibe hakeme karşılık vermeye çalıştı. Koca devre kimi kavga etti, kimi hayret…O kadar ki, Ferdi gibi oyununa konsantre, Dzeko gibi feleğin çemberinden geçmiş pozitif bir usta bile sarı kart gördü. Nasıl bir devreyse, Ferdi tır çarpmışa döndü, Dzeko’nun kaşı açıldı. Fenerbahçelilerin dokunduğu rakip ise yerden kalkmadı bir türlü.

Aslında sevimsiz hesapları

Yazının Devamı

Akıl ve mücadele resitali

8 Mart 2024

Belçika’daki 3-0 net skorla, biyolojik saatini “çeyrek finale çeyrek kalaya” kuran Fenerbahçe’nin, şampiyonluktaki “yerli ve ezeli” rakibi, küplere binse yeridir.
Kolay mı; “kutsal savaş” verdikleri “düşman koalisyona” bir de “dış güçler” eklendi sanki! Hani dehşetli bir rakipti Saint Gilloise?
Şaka bir yana, aslında tecrübe ile temponun zırhsız-maskesiz mertçe kapışması ve kocaman yürekli yeteneklerin, kocaman akciğerlerle baş etme gösterisiydi Belçika’da yaşanan.
Teraziye basan ise sezonun en akıllı en iyi mücadelesini veren Fenerbahçe.
Oyuna gelince, adeta “Fenerbahçe, Fenerbahçe’ye karşı” başladı maç. Lakin önde basan, rakibini çıkartmayan sarı-mavi, Union Saint Gilloise idi.
Hepsi enerji topu, hızlı, çalışkan çocuklardı Saint Gilloise takımının ama yetenek ve tecrübe başka bir şeydi. Yirmi dakika mahkum oynayan Fenerbahçe, Cengiz’in kullandığı serbest vuruşu Çağlar kale önünde Batshuayi’nin önüne

Yazının Devamı

İçten patlamalı F.Bahçe!..

3 Mart 2024

Samsun ve Alanya mağlubiyetlerini de kapsayan Kupa’dan eleniş ile düne kadar gelen hayli uzun süreçte, altı galibiyet almış olsa da öksürüyor, tıksırıyor, tekliyordu Fenerbahçe motoru!.. Mersin’de Hatayspor’u rahatça geçtiyse “her şey düzeldi” anlamına gelmemeli; zira, Fenerbahçe’ye yol veren “iki takım arasındaki sıklet farkının hakkını veren” Hatayspor’du aslında!..
İlk yarısı 2-0 Fenerbahçe üstünlüğü ile geçen ve öyle biten maçta, Fenerbahçe müthiş bir tempo yapmadı, önde basmadı, Ferdi’nin klasikleşen üstün performansı dışında merkezi - kanatları amansız bir şekilde kullanmadı… Ama karşısında üstüne gelmekten, basmaktan çekinen, Fenerbahçe’yi uzun toplarla geri koşturmayı bile ıskalayan veya mecali olmayan bir Hatayspor vardı. En azından ilk yarı itibarıyla.
Sezonu roman konusu olacak Hatayspor “olması gerektiği” gibiydi… Süper Lig’in en iyi potansiyeline sahip Fenerbahçe, “olması gerektiği gibi

Yazının Devamı