Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Para, tesis, transfer, vizyon, milyonlarca taraftar tamam da “büyük” olmak başka!.. Yürek, duygu, sevgi de olacak büyük kulüpte.
Aslında her şeyden önce... En başta.
Hangisi kurulduğunda daha fazlasına sahipti ki?
Önce yürek, duygu, sevgi vardı. Gerisi kendiliğinden geldi.
Ne zaman ki işin içine büyük paralar girdi... tesis, transfer, vizyon ve taraftar büyürken “büyük kulübü” büyük yapan unsurlar ikinci plana itildi.
O yüzden “manevi” büyüklüklerini gösteren kulüplere bir başka sıcaklık duyuyor insan.

Son örnek Galatasaray... Kendisine canı gönülden sevgiler ve saygılar.
“Van için 1’iz” tişörtleriyle Van depreminin kötü anılarını silmek üzere bu vatan toprağına basketbol çıkartması yapan, akıl eden, mesai veren herkese teşekkürler.
Laf olsun diye değil.
Oraları ve ihtiyaçlarını bilen biri olarak söylüyorum bunları. Her “büyük”e tavsiye eden biri olarak.
Ve birazını başarmış bir gazeteci olarak ki, en gurur duyduğum işlerimdir.

Emir Sarıgül’e, Sedat Doğan’a, Arıboğan’a da bravo.
Kim bilir moral vermek için gidip kaç kat moralle döndüler.
Lutfi Arıboğan çok iyi bilir Anadolu’nun hasretini ve hasletlerini...
Tüyleri diken diken eden salt sevgisini.
Kendisi Futbol Federasyonu’nda görevli, Fatih Terim Milli Takım Teknik direktörü, rahmetli Gündüz Tekin Onay hocam da sağken hep birlikte gitmiştik Van’a ve hep birlikte ağlamıştık Vanlı çocukların sevgi çığlıklarına.
Benim hâlâ kulaklarımdadır çınlaması.

Galatasaray’ın Van ziyaretinde bulunmadım, ama tahmin edebiliyorum.
Getirisini ise adım gibi biliyorum.
Benden söylemesi; böyle jestler o bölgeye yapılan fabrika kadar değerlidir insanlar için.
Önemlidir.
Varsa şüpheleri, kendilerini yine birinci sınıf vatandaş hissettirir.
Bir kulübü büyük yapan yaşadığı topraktaki insanlar ise büyük kulüplerin boynunun da borcudur bunlar.
Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı, Trabzonspor’u, Bursaspor’u da görmek istiyoruz bozkırlarda.

Haberin Devamı

“Enişteler” Diyadin’i öptü

“Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü” diye bir laf var ya... İşte o hesap Kasımpaşa Teknik Direktörü Metin Diyadin’in işine son verilmesi.
Bir de öpseydiniz bari.
Daha ligin beşinci haftası. Kasımpaşa zirvelerde uçuyor. Beşiktaş’ı, Fenerbahçe’yi altta bırakmış, lider Galatasaray’dan sonra ikinci geliyor.
Tarihi başarı yani.
Ve tarihi hata:
“Hadi hoşça kal”
Neden?
“Diyadin, Kasımpaşa’nın vizyonuna az geliyor”!..
Ayıptır ama!

Danıştay’da dava açsa kazanır Metin Hoca.
Süper Ligimizdeki tüm hocalarımızdan “kınama” beklerdim ben.
Federasyondan sorgulama.
Derneklerden yaptırım.
“Yerine ünlü biri gelecekse katliama gözümü kaparım” demeyen taraftarlardan eylem...
Daha çok beklerim!
Gündem; güce tapmak maalesef.
Kasımpaşa dokunulmaz. Laf etmek sıkar biraz. Üstelik boş koltuk var orada şu anda!..

Ya Medya?
Fatih Terim’in su bardağı devrilse, Mustafa Denizli’nin arkasında yönetici somurtsa, bir yönetici Aykut Kocaman’ın yanından hızlı geçip saçını uçursa “yılın olayı” haline getirip sütunlara sığamayan medya, Metin Diyadin ile hiç yemek yiyip yarenlik etmiyor galiba...
Tıs yok.

Kasımpaşa kulübüne gelince... Bu sezon en büyük transferleri, Beşiktaş’tan kaptığı dört yöneticiydi. Hepsi Beşiktaş’a başkan adayı düzeyinde dört zengin ve akil adam.
Acaip bir akıl birikimi olacak sandık Kasımpaşa’da.
Bir Yönetim Kurulu efsanesi yaratılacak diye düşündük.
Ne gezer.
İçgüveysi girdikleri kulüpte pervasız “enişte” gibi başarılı hocayı öptüler.
Onlar sebep değilse, en azından göz yumdular.
Delikanlı Kasımpaşa bile “tecrübeli yöneticileri” ile bunu yapıyorsa, dostluk, saygı, sevgi çoktan bitmişti; racon falan da kalmamış futbolda.