SEÇİM, sandık, aday, anket derken dünyayı unuttuk.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.
Şaka değil!
*
Kafanızı bira dağıtalım.
Ama kafaya da fazla takmayalım.
Amerika’da bir grup var. Koyu Hıristiyan. Birbirlerine son derece bağlı.
Aile radyosu kurmuşlar, buradan bilgi yayıyor, herkesi uyarıyorlar.
Çoğu kimse, “Kafayı yemişlerÖ” dese de, onlar inatçı, ısrarcı.
“İzleyin, görün” diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar.
*
Takvimi 21 Mayıs’ta başlattılar.
Kıyamet gününün başlangıcı ilan ettiler.
Depremler başlayacak, kasırga silip süpürecek, seller basacak, yanardağlar püskürecek.
Aynı bugünlerde olduğu gibi.
Ve 152 gün devam edecek.
21 Ekim’de büyük felaket yaşanacak.
*
Bu tarih Nuh tufanından 7 bin yıl, yaratılıştan 13 bin 23 yıl sonraya geliyormuş.
Radyo her gün yayında:
“Duayı dilinizden düşürmeyin... Günahlarını affı için her dakika Tanrı ile konuşun.”
Bir daha hatırlatayım.
Kafaya fazla takmayın.
*
Kıyamet günü tellallarına göre; yaşanacaklar dünya, güneş ve tüm evrenle bağlantılı.
İncil’de işaretleri yazılıymış.
Yine tellallar, işi daha da büyüterek büyük kentlerde reklam panolarını kiralayarak, yazılı uyarıyorlar:
“Günleri iyi değerlendirin...”
*
Olayın bir de magazin yanı var.
Deniyor ki; kıyamet çantanızı da hazırlayın.
İçinde ne mi olacak?
Sandviç, el feneri, aspirin, su, diş fırçası, macunu, naneli şeker, boyun yastığı ve...
Kulak tıkacı!
Özellikle önemli, her nedense.
*
Nerde kalmıştık?
İşsizlik, geçim sıkıntısı, sokak kavgası, Kürt davası, sınav skandalı, operasyonlar, içeri atılanlar, kaset- kesat işler devam ediyor da...
Kulak tıkacını şimdiden kullanmayın.
Kıyamet gününe daha var!
