Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Beşiktaş, Alaves maçındaki hakem entrikaları, Fenerbahçe - Panathinaikos oyununu yöneten İtalyan’ın içten pazarlıklı düdükleri, insanı 10 yıllarını, 20 senelerini harcadığı bu oyundan soğutuyor zaman zaman...
Futbol gelirleri arttıkça, kulüp kasaları özellikle Avrupa’da şiştikçe bu oyundaki hakem hileleri de bir yerde kaçınılmaz oluyor sanki... Hele hele mazideki anılarınızda hava alanlarında "BOND ÇANTA"ların içindeki 200 bin dolarlarla nasıl el değiştirdiğini biliyorsanız... Yeşilköy havaalanına indiği anda kendisini Hilton’a geçiren yöneticilere, daha kimse lafa girmeden "250 bin dolara turu size garanti ederim" diyerek ilgili kulüp yöneticilerine 4-5 saat zaman veren, idarecileri kumarhaneden para bulma telaşına kilitleyen ahlaksız yabancı hakemi çok da iyi hatırlıyorsanız eğer... İşte o zaman günümüzde dönen dolapları kolayca yakalayabiliyorsunuz, futbolun etiği adına tüm sporcu duygularınız inciniyor ve de bir yerde ruhunuz sıkılmaya başlıyor.
10 yıllar öncesi bir anımı anlatayım da sizlere bu işlerin nasıl yürüdüğü konusunda fikre sahip olunuz. Rahmetli Balıkçı Hasan’da, Rüçhan ADLI ağabeyimiz, İrfan ÜNAL dostumuz, Hulki İLGÜN dedemiz ve bendeniz dört kişilik masaya oturmuş ufak ufak demleniyoruz. Rüçhan ADLI ağabeyimiz bildiğiniz gibi Galatasaray’da değişik mertebelerde önemli görevler yapmış bir büyüğümüz. Kendisinde futbola dönük hatıralar bol mu bol. O anlatıyor, bizler bazen kahkahalarla bazen de düşünceli tarzla zevkle dinliyoruz rahmetli ağabeyimizi.
Kendisinin Cim - Bom’da asbaşkanlık görevinde olduğu bir dönem... Yine Galatasaray’ın Avrupa kupalarında Milan ile maçı var İnönü Stadı’nda. Rüçhan ağabey sahibi olduğu ATLIHAN’daki bürosunda otururken sekreterinin yanından bir ses duyuyor; "Bayan, Rüçhan bey ile görüşmek istiyorum" diyen... Sekreter adamın tipini tutmamış olacak ki, "Beyefendi Rüçhan bey yoklar. İstediğiniz neyse bana söyleyin" diyerek başından savmak istiyor, ısrarcı adamı. Neyse Rüçhan ağabey meraklanarak odadan çıkıyor ve adamı yanına alarak kapatıyor bürosunun kapısını... Soruyor, "Anlat bakalım derdin nedir?" diyerek. Misafir kendisinin de talimhanede yedek parça işi yapan bir musevi vatandaşı olduğunu belirterek "Milan’ın İstanbul temsilcisiyim" diyor ve birçok laf kalabalığından sonra da ertesi hafta oynanacak oyun için Milan adına 30 bin dolar teklif ediyor Galatasaray’a. Maçı Milan’a bırakmaları karşılığında... Kibar bir ağabeyimiz olan Rüçhan ADLI teklifi yapanın oradan nasıl kovaladığını üstü kapalı bir şekilde anlatıyor tabii...
Benim şu anda hatırladığım kadarıyla Milan karla kaplı bir zemine çıkmıştı İnönü Stadı’nda ve de oyun hakem şarlatanlıklarıyla geçmiş, güç bela Galatasaray’ı yenmişti. Neyse aylar geçiyor ve birgün Rüçhan ADLI yine işyerinde dolaşırken malum vatandaşımızla karşılaşıyor, soruyor kendisine "Ne oldu ne yaptınız buradan ayrıldıktan sonra" diyerek. Cevap basit ve net: "Rüçhan bey, durumu Milan sekreteryasına aktardım onlar da sizin kabul etmediğiniz 30 bin doları hakeme verdiler" diyor. Tabii masada karşılıklı kahkahalar ve gece boyu devam eden unutulmaz hikayeler, hakemler üstüne yapılması kaçınılmaz olan çeşitli espriler... Rüçhan ADLI vefat edip, bu dünyadan göç etti. Ama sanırım hakem ve maç alıp satma çirkinliği katlanarak devam ediyor ve mesele bir "İŞ KOLU" haline geliyor dünyamızda neredeyse... Bütün bunlara hepimizin kaygı ile bakmamız gerekmiyor mu dersiniz?