Yazarlar Etnik köken ve devlet

Etnik köken ve devlet

26.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şahin Alpay

Etnik köken ve devlet

MURAT Kul'un 18 Aralık günlü Milliyet 'e manşet olan Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Raporu 'yla ilgili haberi, doğrusu, DEHŞET vericiydi. Daha sonra Bakanlar Kurulu önüne gelen raporda şunlar söyleniyordu:
* Çoğunlukla Kürtlerin oturduğu bölgelerde doğurganlık oranı ve nüfus artışı diğer bölgelere nazaran daha yüksek. Araştırmalara göre Kürt nüfusu 2010 yılında toplam nüfusun yüzde 40'ına, 2025'te yüzde 50'sinin üzerine çıkma eğiliminde.
* Nüfus artışı, Kürt milliyetçiliğinin içte ve dışta canlı tutulmasıyla birlikte düşünüldüğünde, parlamentoya da yansıyarak uzun vadede Türkiye için vahim bir tehdit oluşturabilir. Bunun için "bölgede nüfus planlaması seferberliği elzemdir. Az çocuğa prim ve çok çocuğa vergi gibi radikal önlemler gereklidir."
*
Bölgedeki imamların yüzde 90'ı, gardiyanların yüzde 80'i, öğretmenlerin yüzde 43'ü Kürttür. Oysa "bölge halkından personel istihdamının makul oranda tutulması gerekir."
DYP
'li devlet bakanı Diyarbakır milletvekili Salim Ensarioğlu, MGK raporuna, "Asıl bölücülük budur. Ben başbakanın yerinde olsam MGK genel sekreterini hemen görevden alırdım," diye tepki gösterdi. Hepsi Refah Partili Diyarbakır milletvekilleri Haşim Haşimi ve Ö. Vehbi Hatipoğlu, Şanlıurfa milletvekili H. İbrahim Çelik, Mardin milletvekili Hüseyin Yıldız, Bingöl milletvekili Hüsamettin Korkutata, raporda ifadesini bulan anlayışı, "etnik ayrımcılık, bölücülük ve ırkçılık" olarak nitelediler. (Milliyet, 20 - 21 Aralık.)
Hepsi de Kürt kökenli, çoğu RP'li milletvekilleri rapora gösterdikleri tepkide yerden göğe kadar haklıydılar. Kürt kökenli yurttaşlarımızı, sadece ve sadece Kürt oldukları için bir tehdit unsuru olarak gören anlayışın, ülkenin ve halkın birliği açısından esas tehlikeli olan ayrımcı zihniyeti yansıttığına kuşku yok.
Türkiye Cumhuriyeti birlik ve bütünlüğünü korumak için din - devlet ayrımına sıkı sıkıya bağlı kalmak, yurttaşlarına dinsel inançları yüzünden farklı muamele etmekten kesin olarak kaçınmak zorundadır. Aynı nedenle Türkiye Cumhuriyeti, etnik köken - devlet ayrımını da sıkı sıkıya uygulamak, hiç bir yurttaşına etnik kökeni yüzünden farklı muamele yapmamak mecburiyetindedir.
Devletin gücü ve toplumun esenliği için etnik köken - devlet ayrımı, en az din - devlet ayrımı, yani laiklik kadar hayati önem taşır.
MGK genel sekreterliğinin raporu bu bağlamda endişe verici. Ne var ki, rapora gösterilen tepkilerin sadece ve sadece Kürt kökenli milletvekillerinden gelmesi, konuyu büsbütün kaygı verici kılıyor. Kürt kökenli olmayan tek bir milletvekilinin dahi bu raporda yansıyan zihniyete karşı tavır alma ihtiyacını duymayışı, parlamentonun Türkiye halkının birliğini savunmada ne kadar yetersiz kaldığının başka, acı bir ifadesi.
Ya parlamentodaki liderlere ne demeli? Hadi diyelim DYP ve ANAP liderlerinin zihniyeti bellidir; onların "milliyetçi muhafazakarlıklarının nerelere kadar gidebileceği" konusunda yeterince bilgi ve tecrübemiz vardır. Hadi diyelim "demokratik solculuk" taslayan DSP liderinin zihniyetinin "solculukla" ne kadar ilgisi olduğunu da biliyoruz.
Peki "sosyal demokrat" CHP'nin lideri böyle bir rapor karşısında nasıl sessiz kalabilir? Solculuk, din, dil, ırk, cinsiyet farkı gözetmeksizin bütün yurttaşların (bütün insanların) eşitliğini savunmak değil de nedir?
Tepkilerini dile getiren Refah Partili Kürt kökenli milletvekillerinin, MGK raporu kadar, bağlı oldukları partinin liderinin bu rapor hakkında söylediklerine tepki göstermeleri gerekmez mi? Bakın muhterem Necmettin Erbakan rapor hakkında ne buyuruyorlar: "MGK herşeyin mükemmelini yapar, raporu da mükemmel hazırlar."
RP'nin Kürt kökenli sayın milletvekilleri eğer muhterem başkanlarının bu lafları "mecburiyetten" ya da "takiyye" icabı söylediğine inanıyorlarsa, kendi kendilerini aldatıyorlar. Bu sayın milletvekilleri RP'nin ve liderinin Kürtlere ve Kürt sorununa bakışı ile MGK raporuna yansıyan yaklaşım arasında önemli sayılabilecek bir fark olmadığını bugüne kadar anlayamamışlar ise, umarız bu olay onlara biraz yardımcı olur.