Ferhan İstanbullu

Baharın coşkusuna eşlik eden şehirden etkinlik, mekân ve hatta meditasyon önerileri...

Konserler
* Lise çağlarındaki gençlerde, tıpkı 2000’lerin başında olduğu gibi, elektronik müzik sevdası süregelmekte... David Guetta’nın konser vereceği haberi de, bakıyorum gençler arasında infiale yol açmış. Fransız DJ ve prodüktör David Guetta’nın 4 Mayıs’ta Küçükçiftlik Park’ta vereceği konsere bilet alarak çocukları sevindirebilirsiniz! Bu iş, ergen çocuklarıyla aralarında köprü kurmaya çalışan anne-babalar için artı puan alacakları bir fırsata dönüşebilir. Bu arada kendisi Chris Willis, Fergie ve LMFAO ile yaptığı hit düetlerle tanınıyor. Ayrıca Grammy dahil sayısız da ödülün sahibi... Bilet fiyatları, 130 TL’den başlıyor.

* 80’lerde büyüyenler Dire Straits grubunun memleketin yabancı müzik dinleyenleri arasında yarattığı heyecanı çok iyi hatırlar. Grubun yıldızı da dünyanın en iyi gitaristlerinden sayılan, icrası eşsiz bulunan Mark Knopfler’dı; ne çok genç yazlık köşelerinde, o zamanlar kasetli teyplerle ‘Your Latest Trick’ şarkısını dinleyip uzun uzun ufuklara bakmıştır... Rock müziğin bu efsane ismi, cumartesi akşamı solo albümü ‘Privateering’in tanıtımı kapsamında Ülker

Hafta arasına denk gelmiş çalıntı bir tatil günü var önünüzde... Bebek Parkı’nda piknikle geçirmeye ne dersiniz?

Bu satırlarda Nişantaşı’ndaki Kantin adlı lokantadan bahsetmeye dair hiçbir fırsatı kaçırmadım. Sahibi ve şefi Şemsa Denizsel’in Yeni İstanbul Mutfağı diye tanımladığı; çoğunu iyi bildiğimiz ama hiç böylesini yemediğimiz yemekleriyle Nişantaşı’nın yıldız iki mekanından biridir, Kantin. Öğle yemeklerinde yer bulmak zor, yalnız müdavimler değdiği için seslerini çıkarmadan sıralarını bekler. Alt katında Kantin Dükkan diye mağazası var ki sıcak yemekleri ve salatalarından kapıp misafir dahi ağırlayabilir, elmalı poğaçasınıysa -benim yaptığım gibi- ofiste akşam çayına saklayabilirsiniz. Şimdi Kantin Dükkan, bence lokasyona dair doğru seçimi de yaparak yeni şubesiyle Bebek’te. Tam Bebek Parkı’nın karşısında. Bence bugün mırın kırın eden havaya aldırmaksızın parkta; çimde olmasa da bankta oturup Kantin Dükkan’ı keşfedebilmek için mükemmel bir gün... Rozbifler, somon fümeler, usulüyle yapılmış ekşi mayalı ekmeklerden nefis sandviçler, ızgara sebzeler ve mükemmel tatlılar... Yanına Şemsa Denizsel’in tavsiyesi, el yapımı taze sıkılmış zencefilli soda... Biraz soluklanmak

Marie Claire’in ilk gelin sayısını kazasız belasız bitirmiş olmanın rehaveti içindeyim bu aralar... Özge Ulusoy’un kuğu gibi zarif bir fotoğrafıyla başlayan derginin sayfalarını teker teker çalışırken, kadınların evlilik töreni öncesi nasıl da bir canavara dönüştüğünü hatırladım. Bütçenin sınırlarını aşmak pahasına alınan gelinlikler, dünyanın en özgün ve şık düğününü yapmış olmak için herkesin kendi meşrebince katettiği mesafeler... Yine de bu klişeler dahi, sayfaları süsleyen evlilik hikayelerini merakla okumama engel olamıyor. İş evlilik törenine geldiğinde, belli ki limit, gökyüzü... Bu noktada yaz düğünleri için fellik fellik gelinlik arayanların ilgisini çekecek bir küçük haber sıkıştırmak istiyorum. İstanbul’un az sayıda ‘yabancısı ayarında’ servis veren moda showroom’larından L’appart’da, özel gelinlik indirimi düzenleniyor yarın... 11.00-17.00 arasında yapılacak Bridal Sale, Ritz-Carlton Oteli’nde... Gelinlik, ayakkabı, duvak, iç çamaşırı... Su yolu pırlanta kolyeniz hariç o güne dair aradığınız çoğu arzu nesnesini bu tek günlük alışveriş maratonunda bulmanız mümkün. Merve Bayındır’ın zarif şapkalarını biz çekimlerde kullandık; eminim sizi de zarafetiyle şaşırtacak

İlkbahar modasının dikkati çeken yeniliklerinden biri, tasarımcıların normalde ‘kostüm’ gözüyle baktığımız kimonoyu ehlileştirip gece-gündüz giyilebilecek bir hale getirmiş olması

Bu yaz kimonodan esinlenmiş bluzları, ince ceketleri hem lüks markaların hem de sokak modasının devlerinin koleksiyonunda bol bol göreceksiniz. Misal, Koton koleksiyonunda yer alan kimono... İlk duyduğunuzda “İşe giderken bu nasıl giyilir?” diye kafanızı karıştıracak bu kostüm-tasarımı, gündelik hayata adapte etmişler. Benim bir dergide rastlayıp peşine düştüğüm kimonolardaysa Claire Louise Frost imzası var. Frost, bu şık ve konforlu tasarıma hayranlığının evde dedesinden kalma kimonoyu giyerken başladığını anlatıyor.
Kimonolar, meraklılarını önce rahatlığı, sonra eleganlığıyla tavlıyor. Bu tasarıma dair sevdiğim diğer bir ayrıntı da maskülen bir zarafetinin olması. Evin içinde de sahilde de kısa versiyonlarıyla şehirde de giyilmeye uygun. Claire Louise Frost’un kimono tasarımlarının desenlerinin aklımda yer etmelerinin bir diğer nedeni. İki farklı modelde çalışmış Frost; kısa olanlara ‘hippari’ ve uzun, bol kollu olana ‘kimono’ adını vermiş. Desenler de iki türde; ‘Blue Chain’ ve

Müzik, sinema, dans, tiyatro, plastik sanat... Etkinlikler adına dünyanın belli başlı şehirlerden hiç de geride kalmayan İstanbul, şimdi de müthiş iki yeni festivalle mutfak kültürünü ‘nihayet’ kutlamanın peşine düşüyor

Bu festivallerin ilki, nisan sonunda yapılacak. Time Out İstanbul organizasyonu ve Master Card
Paha Biçilemez İstanbul ana sponsorluğundaki
‘101 İstanbul Lezzeti Tadım Festivali’nin mekânı, Ortaköy Esma Sultan... Londra’da yapılan ‘Taste London’ festivalinin bir benzeri diyebiliriz. Bence etkinliğin Esma Sultan gibi muhteşem bir yerde yapılıyor olması, en büyük artılarından. Tarih,
28 Nisan Pazar. Şehrin en rafine tatlarından hepimizin bayıldığı sokak lezzetlerine, Avrupai yemeklerden Uzakdoğu tatlarına kadar her yemek bir çatı altında buluşacak... Düşünün, bir bilet alıp Boğaz’ın en güzel yapılarından birinde; Papermoon’un da, Kantin’in de, Zuma’nın da, Cibalıkapı Balıkçısı’nın da, mönüsünü tatma fırsatını bulacaksınız. İstanbul’un lüks yeme-içme adreslerinin önde gelenlerinin neredeyse hepsinin bu etkinlikte yer alması da gözümden kaçmıyor. Gündelik hayatta belki de kapısının önünden dahi geçmediğimiz bu mekânların yemeklerinin nasıl olduğunu anlamak

Dice Kayek, Hakan Yıldırım gibi Türk tasarımcıların uluslaraslararası başarılarına tanık oldukça gururlanıyoruz. Bu listeye kesinlikle eklenmesi gereken isimlerden biri de Ümit Ünal

Ümit Ünal, tasarımla ilgili özgün bakış açısına, sanatla ilgili farklı platformlardaki üretimlerine hayran olduğum isimlerden biri. Bence ‘kendi gibi’ bir insan ve bu da onu ‘miş gibi’lerle dolu moda dünyasının hayalet kişiliklerinden ayırıyor. Geçen gün son dönemlerde neler yaptığını araştırdım, tasarımcının üretkenliğine şaşırdım kaldım! İngiltere, Galler yöresi, İrlanda’daki mağazalarda meğer Ümit Ünal tasarımları almış yürümüş... İspanya, İsviçre, Şikago ve Los Angeles’taki konsept mağazalarda türlü milletten insan Ümit Ünal tasarımlarının takipçisi olmuş. Amerika’da büyüyen Ümit Ünal markası, ayrıca bir başka dünyada; Ortadoğu’da da büyük ilgi görmekteymiş. Casablanca’ya ise erkek koleksiyonuyla bu yıl bir giriş yapmış... Almanya ve bence tasarımcının kendi tabiatıyla da çok uyumlu bir şehir olan Berlin’deyse Ünal hayranlığı zaten uzun zamandır devam ediyor. Hatta tasarımcı koleksiyonlarını yıllardır Germen diyarlarında yaptığı performanslarla tanıtıyor. Alternatif çizgisiyle Türk modası

Adalar’a başlatılan günlük turlar, ekime kadar sürecek. Bu vesileyle profesyonel rehberler eşliğinde Adalar’ı gezebilir, hem yeni bilgiler edinip hem de yaz mevsiminin tadını çıkarabilirsiniz

Havaların jet hızıyla ısınıp soğumasına İstanbulluların adapte olabilme gücüne hayranım. Hafta sonu güneş açtığı anda dolan Adalar İskelesi’nin kalabalığı görenlere mahsus, ayrıcalıklı bir durumdu. Ada sakinlerinin verdiği tüyoya göre, deniz otobüsüne binebilmek için bir saat evvel sıraya girmek gerekiyormuş. Bu arada Adalar Turizm Geliştirme Merkezi, Antonina Turizm ve Mavi Marmara Ulaşım Kooperatifi işbirliğiyle, Adalar’a günübirlik turlar başlatmış. Hem de
30 Eylül’e dek her gün... Bu işin bence en çekici yanı, Adalar’a ulaştıktan sonra başlıyor. Büyükada’da yürüyüş turu düzenliyorlarmış mesela... Aynı turun Heybeliada versiyonu ve Denizden Adalar Turu da var. Profesyonel rehberler eşliğinde ve çeşitli dillerde yapılacak turlarla Adalar tanıtılıyor, oralardan gelip geçmiş ünlüler de ziyaretçilere anlatılıyor. 31 Mayıs’a dek hafta sonları, hazirandan eylüle kadarsa her gün yapılacak bu turlarla, hem açık havanın nimetlerinden yararlanıp hem de yeni bilgiler edinmek mümkün olacak.

Bir gardırop klasiği de hep yeniyi tarif etmiş bir sanatçı da yüzyılı aşan hikayesiyle bir ‘yaşam tarzı’ markası da ikon tariflerime karşılık geliyor

Gardırobunuzdaki beyaz gömlekleri gözden geçirin. Zira bahar modasına dair göz atacağınız her rehberde bu bahar beyaz gömleğin nasıl da büyük bir geri dönüş yaptığını göreceksiniz. “Neden bir beyaz gömleğe daha ihtiyacım olsun ki” diyorsanız, Stella McCartney, Saint Laurent, Jil Sander, Givenchy, Junya Watanabe, Celine gibi modanın öncüsü markaların bahar koleksiyonlarına baktığınızda, beyaz gömlek tasarımında ne denli mesafe katedildiğini siz de fark edeceksiniz.
Jilet gibi ve o bayıldığımız ‘fazla düşünülmeden’ yakalanmış şıklığın anahtar parçası olan beyaz gömlekle ilgili türlü yorumlar mevcut bahar modasında... Bir kere gömleklerin etek boyları sürprizli. Elbise olmaya aday olanları dahi var. Sonra oval kesimli etek uçlarıyla daha ‘çıkıntı’ bir görünüm yakalamak da mümkün. Bol pantolon ve yerleri süpüren eteklerle de sezon modası yüksek belli pantolonla da çok yakışan erkek yaka beyaz gömlekler var. Ben kolsuz gömlek kavramına hayatta hiç sıcak bakmamış biriyim. Hem bu yüzden hem de kışı pilates yaparak geçirmediyseniz