Çengelköy’deki şık butik otelde, deniz kıyısında kahve içmenin keyfi, paha biçilmez...
Açılalı onca zaman oldu, Çengelköy’deki Sumahan Otel’e hiç gitmemiştim. Geçen pazar bir arkadaşımın Grupanya’dan Sumahan’da çok hesaplı bir masaj pakedi satın aldığını duydum, peşine takıldım. Hakikaten anlatıldığı kadar nefis bir otelmiş. 20 odasının hepsi de Avrupa yakasını birinci köprüden neredeyse Karadeniz’e kadar görüyor. Tarihi bina zaten çok etkileyici. Burası 19’uncu yüzyılın ortalarında rakı yapmakta kullanılan katkısız ispirto ‘suma’ üretimi için inşa edilmiş. Aklıma Murat Belge’nin söyledikleri geliyor: Belge, eskinin imalat için üretilen yapılarının dahi bugün konut olarak üretilen çoğu binadan çok daha estetik olduğundan bahsediyordu. Sumahan başarılı renovasyonuyla geçmişi bugüne zarafetle taşıyan az sayıda mekandan biri olmuş. Sevimli teknesine karşı deniz kenarındaki restoranında oturup bir kadeh şarabın keyfini çıkarmak, anlamsızca soğuk havaya rağmen müthişti. Üstelik otelin motorla servisi de var; yani Boğaz keyfine yolda başlayabiliyorsunuz. Tek eksik diyeceğim şey, aslında bizde servis sektörünün tamamına getirilebilecek bir eleştiri. Ne yazık ki personelin tüm iyi niyetli ve kibar tavırlarına rağmen servisle ilgili aksaklıklar olduğunu söylemeden edemeyeceğim. O noktada insan, yurt dışında, bu denli iddialı işletmelerde aldığı servisin kalitesini düşünmeden edemiyor...
Gaio&Gino’dan bir enteresan proje daha...
İlk sunumu bugün, Tünel’deki Bilstore mağazasında yapılacak, meyvelerini görmeyi merakla beklediğim bir işbirliği söz konusu. Daha önce yaptığı halı tasarımları da çok ilgi gören ünlü mimar/tasarımcı Emir Uras’ın, tasarım konusunda iftihar ettiğimiz kurumlarımızdan olan Gaio&Gino için yaptığı, özel bir koleksiyon tanıtılacak. Koleksiyonda Emir Uras’ın desenleriyle renklenen çağdaş tasarımlı kaseler varmış.
Bilstore’larda satılacak ‘Bloom by Emir Uras for Gaia&Gino’ koleksiyonu, dünyanın en seçkin tasarım butikleriyle çalışan Gaia&Gino’nun eliyle yurt dışına da sunulacak. Örneğin mayıs-haziran ayları arasında, New York Modern Sanat Müzesi MoMa’nın çok beğenilen tasarım butiğinde satılacakmış. Ne diyeyim, Gaye Çevikel’in 2004 yılından bu yana tasarım dünyasının uluslararası yıldızlarıyla yaptığı başarılı ortaklıklar listesine, ünlü bir Türk tasarımcıyı eklemiş olmasını çok şık buldum.
Merakla beklediğim konser
Amy Winehouse’u bilmeyen kalmadı ama küçük bir hatırlatma: Soul müziğin yeni beyaz divası mı desem, arıza olmanın en çok yakıştığı sanatçı mı, çelimsiz bedenden çıkan dev ses korosuna son
katkı mı?
Amy Winehouse’un r&b’den, caz ve funk’a yanık yanık söylediği şarkılar, hepimizin yüreğini dağlıyor. Bir garip arabesk, bu kızın kendisi. Yaşından beklenmeyecek (83’lü) donanımda parçaları, sahnede ona eşlik eden starlar karması orkestrası, aşırı sıska bedenine dört beden büyük göğüsleri, retro saç modeli ve kuyruklu eyeliner’ı, babasına ve kocasına takıklığıyla aşırılığın, yani aslında rock’n’roll hayat tarzının yakıştığı ender yeni nesil müzisyenlerden. Beni bir de ortalığı Amy benzeri genç kızların basmış olması çok eğlendiriyor. Ünlü İngiliz markası Fred Perry’nin son dönem yüzünün Amy olması boşa değil!
İşte bu görülesi, dinlenilesi küçük acayip kadın 20 Haziran’da Pozitif organizasyonuyla İstanbul’a geliyor. Tek bir konser için. Biletler Biletix’te satışa sunulmuş. Kaçırmamak lazım.
