Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün ne yapsak



Hava evde oturmak için fazla sıcak. Bir günlüğüne sayfiyeye gitmekse pek teferruatlı. Peki bu güzel günü nasıl geçirmeli? Kültür-sanat açılımı mı, sahilde yürüyüş mü? İşte ilk aklıma gelenler



-İstanbul Modern’de Murat Germen’in fotoğraflarını görmeli. Kendisi, dergici olmam sebebiyle birkaç kez çalışma lüksümün olduğu, mimarlıktan gelen bakış açısını fotoğraflarına çarpıcı biçimlerde yansıtan bir sanatçıdır. Germen fotoğrafları, görüleni birebir aktaran işler de değiller. O izleyiciye ne anlatmak isterse onun fotoğraflarını çekiyor. Özellikle 14 metrelik 'Şark Ekspresi' adlı fotoğrafını çok merak ettim. ‘Yol’ başlıklı, izleyiciyi ‘yol’un farklı anlamlarını keşfetmeye çağırdığı bu sergiyi gezer, üstüne Modern Cafe’de Sarayburnu’na karşı bir de kahve içersiniz.
-Cefasına katlanıp kilo verdiniz. Yaz için henüz formaya dönüşmemiş, fiyatları ehven kıyafetlerle boy gösterip çabalarınızın karşılığını almak, ne kadar güzelleştiğinizi göstermek istiyorsunuz. O halde Galatamoda’ya gidin. Bugün son günü. Tepebaşı’ndaki otoparkta. Adından en çok söz ettiren, dizilerde kıyafetlerini görüp bayıldığınız tasarımcıların bu etkinlik için üretilmiş, makul fiyatlı kıyafetlerinin, aksesuarlarının içinde mutlaka beğendiğiniz bir şeyler çıkacaktır.
-Fenerbahçe Parkı’nda bir manzara gördüm, pek etkilendim. Karşının mazbut, iyi eğitimli beyaz Türkler’i akşamüstü kadehlerini kapmış, parkta ayaklarını suya sallandırıp yanlarında getirdikleri şarabı içiyordu. İstanbul’un her parkı şarap-peynir kombinasyonunu kaldırır iddiasında değilim. Ben fikri vereyim, nerede/nasıl hayata geçireceğiniz size kalmış.
-Geçen hafta sanatçıların katılımıyla yapılan açılışını kaçırdığıma üzüldüğüm bir etkinlik başladı. Bu bir 2010 Kültür Başkenti etkinliğiydi. Ünlü koleksiyoner Francesca von Habsburg tarafından kurulan 'The Morning Line' ses payvonu, Eminönü Meydanı’nda kuruldu. Duyduğuma göre yağmura rağmen meydanın ortanın yerinde, şahane bir açılış yapılmış. Gidip görmek şart. Sonrasında Nimet Abla gişesinin çarprazındaki Hafız Mustafa’da tatlı yemek de öyle...
-Açık Kapı Festivali’ni ucundan da olsa yakalayabilirsiniz. Bu festivalle İstanbul’da önünden geçip de içini merak ettiğimiz pek çok kamu yapısı, konsolosluk, tarihi binayı belirtilen tarihte, ücret ödemeksizin gezebiliyorsunuz. Selimiye Kışlası’na yapılan turu kaçırdığıma yanmıştım, istediğim diğer turlar da dolmuş diye hayıflanırken... 3 Haziran’da Karaköy Yolcu Gemileri Terminali’nin kapılarının açılacağını öğrendim. Hangi kurumlara, ne zaman tur düzenlendiğini takip için acikkapi.arkitera.com adresine bir göz atın.

Kusursuz bir pazar günü nasıl geçer?

İstanbul Moda Akademisi direktörü Seda Lafçı yanıtlıyor.
“Benim pazar günüm enerjik başlamalı. Öyle geç uyanıp miskin başlayan pazarları sevmiyorum. Daha şehir uyanmamışken kalkıp Belgrad Ormanı'nda koşmaktan çok keyif alıyorum. Sonrasında dostlarla boğaz manzaralı bir kahvaltı. 'Mangerie', sık gittiğim bir mekan. Vaktimi bol sohbetli, eğlenceli ama tüm günü harcamadan, İstanbul’u keşfetmeye zaman bırakarak geçirmek istiyorum. Akşamüstü çok geç saatlere kalmadan, evde bilindik tatlarla hazırlanmış bir akşam yemeğinin ardından dinlenmeye ve yeni haftaya hazırlanmaya da fırsat yaratacak şekilde pazar gününü noktalamak, benim için ideal. “