İstanbul’un sesleri
Mars Sinemaları çok büyük bir ödül aldı, Bienal’e girişin ücretsiz olacağı duyuruldu, Lisa Stansfield’a İstanbul yolları göründü... Her telden şehir haberlerini takdimimdir
Mars group’un büyük başarısı 
Dünyanın en büyük sinema birliği (tam 33 bin sinema salonunu temsil ediyorlar) UNIC (International Union of Cinemas) her yıl prestijli bir ödül veriyor. Bu yıl ödül Mars Entertainment Group’a verilmiş. Mars, sinemacılık sektörüne katkısı, gösterime sunduğu 3D konserler, futbol derbileri ve canlı yayınlanan operalar, IF İstanbul Uluslararası Bağımsız Film Festivali’ni sahiplenmesi, son teknolojiyi takip etmesi gibi kriterler bakımından bu ödüle layık görülmüş. Bu sayede sinema sektörünün ulaşabileceği en büyük ödül de ilk kez Türkiye’ye gelmiş oluyor...
Güzel sesli kadın vokal
90’ların soul ve pop divası Lisa Stansfield, Turkcell Yıldızlı Geceler kapsamında 18 Eylül’de Harbiye Açıkhava’da sahneye çıkacakmış. Onunki de ne kadife sestir! ‘All Around The World’, ‘Never, Never
Gonna Give You Up’, ‘Change’ adlı parçalarını ismen bilmeseniz duyduğunuzda tanıyacağınıza eminim. George Michael ve Queen’le yaptığı düetleri olan Lisa Stansfield’in konserinde güzel bir vokal dinlemenin keyfine varacağınızdan eminim... Bu arada arabada dinlemek için yol şarkıları derleyenler de playlist’lerine dinlemesi kolay Lisa Stansfield parçalarını ekleyebilir.
Ah güzel istanbul!
Bu şehrin başına gelen en büyük kötülüğün biz Türkler’in eline geçmesi olduğunu daha da derinden hisseder oldum. Topyekün bizlerin bu şehirden sürülmesi gerektiğine inanıyorum; ama soyadımı tutmak kaydıyla! Dün bir toplantı için Tarabya Oteli’ne gittim. Otel yıllar evvel açılmış olduğu için inanılmaz şanslı konumda; bugün paraları dökseniz İstanbul’da o açıda bir arazi bulamazsınız. Oteli Boğaz’ın muhteşem evleri, karakterli apartmanları, canım Boğaz ve yetmedi, Karadeniz çevreliyor... İnsan bu şehrin kendisi bu kadar olağanüstüyken görgüsüzlerin abuk sabuk paralara satın aldıkları saçma sapan ‘rezidans’ projelerine daha da inanamıyor! İstanbul, Dubai gibi ‘icat edilmiş’ bir şehir değil; kendi doğal güzelliğini ahenkle uyum sağlamak yeter. Ama ne yazık ki biz ne o zevkte ne o zihniyette insanlarız.
Bienal sürprizi
“İstanbul Bienali’ne geri sayım başladı” beylik cümlesiyle lafa gireyim. Bienalin başlığı, ‘Anne, ben barbar mıyım?’ı küratör Fulya Erdemci, yazar-şair Lale Müldür’ün aynı adlı kitabından alıntılamış. Şiir, edebiyat ve şiirsellikle sanatın ilişkisini vurgulayan bu başlık, aynı zamanda ‘barbar’ terimiyle, ‘öteki’leri anlamak için öğrenmemiz gereken yeni ve bilinmedik dillere işaret ediyormuş. 2013 İstanbul Bienali’nin bu yıl esaslı bir de sürprizi var; bienal mekânlarına giriş ücretsiz. Ana sponsor Koç Holding’in sanatseverlere büyük jesti olarak yorumladığım hareketi alkışlarla karşılıyoruz.