Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Julian Opie ile yemekteyiz



İngiliz çağdaş sanatçı Julian Opie’nin işleri, Galerist’te sergileniyor. Sanatçının da katıldığı açılış daveti az sayıdaki şanslı davetlinin hücumuna uğradı. Benim şansım daha da yaver gitti; Opie ile başbaşa kalkan yedim!



Julian Opie, koleksiyonunu uluslararası ölçeğe taşıma kararı almış Türk koleksiyonerlerin yıllardır takip ettiği bir sanatçı. Kendisi Art Unlimited dergisi için Ayşegül Sönmez’e verdiği röportajında, "Sanat yalnız yapılan bir iştir" diyor olsa da, serginin açılış gününde ve akşam onuruna verilen yemekteki kalabalık, bahsettiği yalnızlığın eserlerin izleyicilerle buluştuğu anda bittiğinin göstergesiydi.

Haberin Devamı

Sıcak ve sevimli bir aile babası
Murat Pilevneli sayesinde Julian Opie, eşi ve Eros’a tıpatıp benzeyen üç yaşındaki oğluyla bir akşam yemeğinde buluşma fırsatım oldu. ‘Julian Opie ile akşam yemeği’ başlıbaşına cazip bir fikirken bu yemeğin neredeyse başbaşa geçeceğini öğrendiğimde bir nebze gerildim de. Bu denli ünlü sanatçıların bazen gayet huysuz, egosantrik adamlar olabildiklerini tecrübe etmişliğim var. Bilakis; karşımda sıcak, sevimli bir aile babası vardı. Asıl gönüllerinden geçen, iddiasız bir yerde usulüne uygun kebap yemekmiş. Öte yandan masaya gelen nefis balık tabağına da hiç itirazları olmadı! Ertesi gün, tekrar tarihi yarımada tarafına gideceklerini söylediklerinde hep methedilen bir kebapçının tarifini verdim ben de. Kapalıçarşı’nın Nuruosmaniye kapısına yakın, akşamüstü dört dedi mi dükkanı kapayıp giden bir lokanta fikri, ikisinin de çok hoşuna gitti.

Popüler sanat ürünlerine itirazı yok
Julian Opie’nin izleyicinin kolay iletişime geçebildiği (yani anlayabildiği!) eserler yapıyor olmasının, sanatının bu denli popülerleşmesinde payı büyük. Sönmez ile yaptığı röportajda da belirttiği gibi, popüler sanat ürünleri yapıyor olmaya hiç itirazı yok. Yine de çağdaş sanatın kitle iletişimi için en iyi araç olmadığının da farkında; adının en çok İngiliz grup Blur’un ‘Best Of...’ albümü için yaptığı kapak tasarımıyla yaygınlaştığını söylüyor. Desenlerini bir fincanın üstünde görmekten de keyif alabileceğini anlatan sanatçının işleri kapımıza kadar gelmişken mutlaka görmek lazım. Olmadı, üzerinde çok uğraştığı web sitesi www.julianopie.com’a da bir göz atabilirsiniz.
Galerist, İstiklal Caddesi Mısır Apt., 163/4, Beyoğlu


Uzmanı tavsiye ediyor!
Ortaköy’deki Feriye Sineması’nın tadilatın ardından geri dönüşü muhteşem oldu. 'Feriye’de Yeni Sinema Hareketi' başlığıyla son dönemin ödülleri toparlayan Türk filmlerini gösteriyorlar. Bazı gösterimlerin ardından yaratıcı ekiplerle söyleşiler de var. Bomonti’deki çalışma odasından sessiz sedasız yazdığı senaryoları yurtdışından yapımcılarca keşfedilen, senarist/şair arkadaşım Berna Gençalp, mini festivalde aşağıdaki filmleri mutlaka görmemi tavsiye etti:
- 'Bornova Bornova' ve 'Tatil Kitabı'
- Usta bir yönetmenlik örneği olarak 'Nokta'
- Kürt - Türk ilişkilerinde dengeli ve sağduyulu bir bakış açısı örneği olarak, 'İki Dil Bir Bavul'
- Aşk adına, 'Gitmek'
- Tutku adına '11'e 10 Kala'
- Demokrasi adına 'Bu Ne Güzel Demokrasi'
- Aile içi, bireyden içeri, durup durup şaşırtan 'Pandora'nın Kutusu'
- Çok güzel, çok hüzünlü, çok zarif ve beklenmedik derecede görkemli 'Sonbahar'
- 'Güzel ve yalnız ülke'mizden 'Üç Maymun'
- Etkileyici bir sinema diline sahip olan ve her şeye rağmen hayatı yaşamaya değer sunan 'Hayat Var'