Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

SEVECEK BiRi...



Bahar geldi diye midir nedir, kiminle muhabbete otursam, konu yürümeyen ilişkilere geliyor. Temelde herkes sevecek birini arıyor, ancak erkeklerin kadınlardan çok, kadınların erkeklerden daha da çok şikayeti var. Sızlanmalarını olabildiğince cinsiyetsiz bir bakış açısıyla dinlemeye çalışıyorum. Belli ki ilişkiler cephesinde değişen bir şey yok, taraflar asgari müştereklerde anlaşmadan bu dilemanın sonu gelmeyecek gibi görünüyor.

Dervişin fikriyle zikri
İlk hikaye, yüzyılın aşkını yaşama iddiası olmadan, hoşlandığı kadınla birlikte olmuş, 30’lu yaşlardaki genç adamdan geliyor. (Genç kelimesine burun kıvıranları da esefle kınıyorum!) Bir gecelik ilişkinin ardından kadınların nasıl da canavara ve hatta sosyopata dönüştüğünden şikayetçi. (Sosyopat kadınlar kavramını terminolojiye şahane yazılarıyla sokan da Perihan Mağden’dir) “Kestirmeden gitmek için yanlış sinyal vermişsindir” diyorum, kesinlikle kabul etmiyor. İnanayım mı, bilemiyorum. Vuslata ermek için olmadığı birinin taklidini yapan erkek modeline aşinayız. Ancak ‘çağdaş’ bir düzeyde başlamış her ilişkiden koca yaratmaya çalışan kadın modeline de öyle...

Haberin Devamı

‘Şehirli kadın’ taklidi
Kendilerince bir matematikleri var, bu kadınların. İşin fenası, bu ince hesapları erkekler de çözmüş durumda. Seksin üçüncü buluşmanın ardından gerçekleşmesi gerektiği, ilk gecenin ardından erkeğin kadını saat kaça kadar araması gerektiği gibi çoğu ‘Sex & the City’den apartma kurallar silsilesini ezbere biliyorlar.
Bence okumuş etmiş, hayatını paylaşacağı erkeği kendi seçme lüksüne(!) sahip Türk kadınlarının çoğu, aslında ‘şehirli kadın’ taklidi yapıyor! İş güç sahibi olsalar dahi, çoğu kendilerine ‘bakacak’ bir erkeği kafesleme çabasında, ‘içindeki alaturka’yı sımsıkı muhafaza eden kadınlar...

Sosyopat kadın kimdir?
İkinci vaka, sonsuz telefonlarıyla, bitmek bilmeyen ilgi talepleriyle erkeği çıldırtıp adamı kapıyı, duvarı tekmeleyecek kadar çıldırtan bir kadınla ilgili. Karşısında küçük çaplı bir sinir krizi geçiren adamdan bence korkup kaçması gerekirken ‘Bana bu kadar aşık olduğunu bilmiyordum’ çıkarımına varan, görünüşte akıllı, çekici kadınlar. Sağlık köşelerinden okuduğum kadarıyla ‘Borderline’ sendromundan muzdarip olabilirler. Koca bulup, sonra da o kocayı elde tutmak için acilen çocuk doğurma derdindeki bu kadınların boş işleri bırakıp bir an evvel kendileriyle barışmanın yolunu bulmaları gerek! Çünkü kadınlar akıllanmadan toplum sağıltılamıyor. O hep eleştirdiğimiz, af buyurun ‘öküzlük’le suçladığımız Türk erkeklerini, işte bu kadınlar yetiştiriyor!
Önce kadınlara ‘çakmış’ olmam, sakın kadınları sevmeyen kadınlardan olduğumu düşündürtmesin! Bu derya konuya da sonra geleceğim. “Sihirli değneğin olsa bu ilişkiler için ne ederdin?” derseniz:
1. Erkekleri yetişkinliğe davet ederdim. Ürkütmeden! Korkup kaçmaya pek meyillidirler.
2. Kadınları da bir ‘kurtarıcı’ya ihtiyaçları olmadığına, sakin olurlarsa muhtaç oldukları kuvveti damarlarında bulacaklarına ikna ederdim.